İşte Kurtlar Vadisi izleyicisinin profili
Abone ol'Kurtlar Vadisi' dizisiyle ilgili yapılan bir araştırma dizi izleyicisinin profilini gözler önüne seriyor. Buna göre diziyi en çok milliyetçiler, en az sosyal demokratlar i
'Kurtlar Vadisi' dizisiyle ilgili yapılan bir araştırma dizi
izleyicisinin profilini gözler önüne seriyor. İşte ilginç
sonuçlar... Kurtlar Vadisi adlı tv dizisi ile ilgili yapılan bir
kamuoyu araştırmasına göre, izleyici, dizinin gizli gerçekleri
gündemine alan ve özel mesajı bulunan bir yapım olduğunu düşünüyor.
İzleyicilerin yüzde 59,3'ü ''Dizi senaryosunun gerçekte yaşanmış
olaylardan alındığını'', yüzde 73'ü 'ülkedeki gizli gündemi
yansıttığı' ve yüzde 53,1'i dizinin özel mesajlar taşıdığı
görüşünde. Ancak diziye ilişkin izleme davranışları, algı ve
kanaatler; izleyicilerin cinsiyet, yaş, siyasal kimlik tanımlaması,
diziyi izleme düzeyi ve dizideki ana temayı tanımlama gibi bireysel
özelliklere göre değişiyor. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi
Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Damlapınar, ''Kurtlar
Vadisi'nin Zihinlerdeki İmajı'' konulu bir araştırma yaptı. Gazi,
İstanbul, Selçuk ve Erciyes üniversitelerinin iletişim
fakültelerinden 802 öğrenci üzerinde yapılan kamuoyu
araştırmasında, izleyicilerin Kurtlar Vadisi hakkındaki kanaatleri,
izleme davranışları ve konuya ilişkin tutumları sorgulanıyor.
Damlapınar, araştırmanın özellikle iletişim fakültesi öğrencileri
üzerinde yapılmış olmasının araştırmada elde edilen verileri daha
anlamlı kıldığını vurguluyor. ''Eldeki verilere göre diziyle toplum
arasında göreceli güçlü bir iletişim kurulduğu yorumunun
yapılabileceğini'' ifade eden Damlapınar, bunu ''dizinin gerçek
olarak algılanmasına, izleyicinin kendisini dizi kahramanlarıyla
özdeşleştirmesine'' bağlıyor. Araştırmaya katılan iletişim
fakültesi öğrencilerinin cinsiyet dağılımına göre yüzde 68,8'ini
erkekler, yüzde 31,2'sini bayanlar oluşturuyor. Araştırmaya
katılanların yüzde 32,3'ü dizinin her bölümünü izlerken, yüzde 18'i
yaklaşık her bölümünü, yüzde 35,7'isi ise özel bir gayret
göstermemekle birlikte tesadüf ettikçe izlediğini ve yüzde 13,9'u
da hiç izlemediğini belirtiyor. Diziyi fark etmede temel unsurun
ise büyük bir çoğunluk ve yüzde 54,3'lük bir oranla yakın sosyal
çevre olması dikkat çekerken, yüzde 29,4'ü diziyi medyadan, yüzde
16,3'ü ise tesadüfen izleyerek fark ettiğini kaydediyor. GELİR
ARTTIKÇA DİZİYİ İZLEME ORANI DA ARTIYOR... Aylık ortalama kişisel
harcama düzeylerine göre diziyi izleme oranlarına bakıldığında en
çok 501-750 milyon TL arasındaki kategoride gözleniyor. Bu gelir
kategorisinde yer alanların yüzde 63,9'sı dizinin her bölümü
izlerken, daha sınırlı harcama kategorilerinde yer alanların diziyi
daha az izleme eğilimine sahip olduğu görülüyor. Diziyi hiç
izlemeyenlerin yüzde 46,7'si 250 milyon TL'den az aylık harcama
giderine sahipken, diziyi az izleyenlerin yüzde 53,3'ü ise 250-500
milyon TL arasında aylık harcamalara sahip kişilerden oluşuyor.
Aylık ortalama kişisel harcama düzeylerine göre diziyi izleme
oranlarına bakıldığında en çok 501-750 milyon TL arasındaki
kategoride gözleniyor. KURTLAR VADİSİ'Nİ EN ÇOK MİLLİYETÇİLER, EN
AZ SOSYAL DEMOKRAT İLE MÜSLÜMAN KESİM İZLİYOR... Siyasal kimlik
tanımlamasına göre izleme davranışları incelendiğinde, kendisini
milliyetçi olarak tanımlayanların yüzde 55,3'ü dizinin her
bölümünü, yüzde 23,7 ise hemen hemen her bölümünü izliyor. Dizinin
her bölümünü izlemede en az oranlar ise yüzde 15'lik düzeyde
kendisini ''sosyal demokrat'' olarak tanımlayanlar ile yüzde
12,5'lik oranla da kendisini ''İslamcı'' olarak tanımlayanlardan
oluşuyor. Hiç izlememe düzeyinde en yüksek oranı ise yine yüzde
28,3 ile ''sosyal demokratlar'' oluşturuyor. Araştırmaya göre;
erkek öğrencilerin yüzde 82.9'u, bayan öğrencilerin yüzde 17.1'i
dizinin her bölümünü izliyor. DİZİYİ DAHA ÇOK İÇ VE DIŞ POLİTİK
SORUNLARLA İLGİLENENLER İZLİYOR En çok hassasiyet duyulan ülke
sorunlarına göre izlenme düzeyleri incelendiğinde daha çok iç ve
dış politik sorunlarla ilgilenenlerin diziyi de en çok izleyenler
olduğu görülüyor. Diziyi en az izleyenlerin yüzde 36,2'si ülkenin
en önemli sorunun ''eğitim'' olduğu görüşündeler. KURTLAR
VADİSİ'NİN ANA TEMASI ''DERİN DEVLET'' OLARAK GÖRÜLÜYOR Araştırmaya
katılan iletişim fakültesi öğrencilerinin yüzde 56,9'u Kurtlar
Vadisi'nin ana temasını ''derin devlet'' olarak algılarken, yüzde
37'si ''devlet mafya mücadelesi'', yüzde 4,1'i ''vatan sevgisi'',
yüzde 1,2'si ''aşk'', yüzde 0,8'i ise ''vefa'' duygusu olarak
tanımlıyor. Cinsiyet değişkenine bağlı olarak, erkeklerin yüzde
79,1'i, bayanların ise yüzde 20,9'u dizideki ana temanın ''derin
devlet'' olduğu kanaatini dile getiriyor. Diğer algılama
kategorileri incelendiğinde ise, erkeklerin dizideki ana temayı
daha çok ''derin devlet'', ''devlet-mafya mücadelesi'', ''vatan
sevgisi'' olarak algılama eğilimine sahip iken bayanların ise
genellikle ''vefa'' ya da ''aşk'' gibi olgularla tanımlama
eğiliminde olduğu gözleniyor. Siyasal kimlik tanımlamaları
bakımından dizideki ana temanın tanımlanmasına göre; kendisini
islâmcı ya da muhafazakar olarak görenlerin yaklaşık yüzde 50'si
dizideki ana temayı ''derin devlet'' şeklinde yorumlarken, sosyal
demokrat olarak tanımlayanların yüzde 60,4'ü, liberallerin yüzde
65,6'sı, lâiklerin yüzde 63'ü, demokratların yüzde 53,4'ü ''derin
devlet'' olarak tanımlıyor. Dizinin ana temasını ''devlet-mafya
mücadelesi'' şeklinde tanımlama eğiliminde olma oranı yüzde 21,9
ile en yüksek demokratlarda görülürken, dizinin ana temasını
''vatan sevgisi'' olarak tanımlama eğilimine sahip olanlar
çoğunlukla kendisini milliyetçi olarak nitelendirdiği gözleniyor.
Dizideki ana temayı ''aşk'' olarak tanımlayanlar ise en yüksek
yüzde 7'lik oranla liberaller olarak görülüyor. DİZİNİN EN
BEĞENİLEN KARAKTERİ: POLAT ALEMDAR.. Araştırmaya katılanların
dizideki karakterlerinden birinin yerine rol almalarının mümkün
olması halinde yüzde 19,5'lik en yüksek oranla Polat Alemdar'ı
tercih edeceklerini belirtirken, diğer karakterler sırasıyla Aslan
Bey yüzde 12; Süleyman Çakır yüzde 8,3; Avukat Elif yüzde 7,9;
Memati yüzde 6 ile tercih ediliyor. Katılımcıların yüzde 21,2'si
ise hiçbirinin yerine rol almak istemediklerini kaydediyor.
Dizideki misyonunu ve kişiliği gerçek hayatta yerine getirilmek
istenen karakterler incelendiğinde en yüksek dağılım yine yüzde
22,6'lık oranla Polat Alemdar'da olduğu görülüyor. Araştırmaya
katılanların genellikle bu karakterin misyonunu ve kişiliğini
gerçek hayatta üstlenmek eğiliminde olduğu gözlenirken, Polat
karakterini sırasıyla yüzde 18,7 ile Aslan Bey, yüzde 6,6 ile
Süleyman Çakır, yüzde 5,1 ile Memati, yüzde 4,3 ile Mehmet
Karahanlı (Baron) takip ediyor. Araştırmaya katılanların yüzde 24'ü
ise hiçbir karakterin misyonunu/kişiliğini üstlenmek istemediğini
belirtiyor. Damlapınar, araştırmaya katılanların yaklaşık yüzde
75'inin dizideki karakterlerden her hangi birinin yerine
kendilerini koyabilecek olmasını dizinin toplumla bütünleşmesi
olarak açıklanabileceğini vurguluyor. POLAT ALEMDAR'IN ABDULLAH
ÇATLI'YI CANLANDIRDIĞINA İNANILIYOR... Katılımcıların yüzde 58'i,
dizide en ön plâna çıkan Polat Alemdar karakterinin gerçek hayattan
Abdullah Çatlı'yı canlandırdığına inanırken, bunu sırasıyla Yeşil
yüzde 9,3; Korkut Eken yüzde 5,4'lük oranla takip ediyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 28,3'ü ise Polat karakterinin gerçek
hayattan bir kişiliği canlandırdığına inanmıyor. DİZİNİN GERÇEK
HAYATTAN ALINDIĞINA EN ÇOK MİLLİYETÇİLER İNANIYOR... Araştırmaya
katılanların kendilerine verilen yargılara katılma düzeyleri
sorgulandığında ortaya çıkan sonuçlara göre; en yüksek katılma
oranı sahip olan yargı yüzde 73'lük oranla ''dizinin ülkemizdeki
gizli gündemi konu edindiği'' kanaatidir. Söz konusu durumu, ''Dizi
devletin bile açıklayamayacağı bazı gerçekleri film diliyle
anlatmaktadır'' şeklindeki kanaatte gözlenen yüzde 64,4 düzeyindeki
katılma oranı da kanıtlıyor. Aynı şekilde, izleyiciler dizinin bir
gerçeklik boyutu olduğu kanaatini yine ''Dizinin senaryosu gerçekte
yaşanmış olaylardan alınmıştır.'' yargısındaki yüzde 59,3
oranındaki katılma düzeyi ve ''Gerçek hayatta dizideki gibi
olayların ya da sahnelerin yaşanması mümkün değildir'' gibi dizinin
gerçeklik boyutu bulunmadığını ima eden yargıya katılmama
oranındaki yüzde 57,4'lük yüksek oranla, diziyi sadece bir dizi
film hikayesi olarak algılamadığını açıkça ortaya koyuyor.
Araştırmaya katılanların, en yüksek düzeyde benimsemediği kanaat
''Kurtlar Vadisi'nin sıradan bir mafya dizisi olmaktan öte bir
mesajı olmadığıdır.'' Bu kanaatte izleyicilerin yüzde 53,1'i
katılmıyor. Bu da, izleyicilerin Kurtlar Vadisi'ni sıradan bir dizi
film olarak değil; senaryosu, hikayesi ya da söylemiyle özel bir
mesajla yapılandırılmış televizyon içeriği olarak görme eğiliminde
olduğunu kanıtlıyor. ''Dizinin senaryosu gerçekte yaşanmış
olaylardan alınmıştır'' kanaatini taşıma ile dizide işlenen ana
tema algılaması arasında anlamlı bir ilişki bulunuyor. Dizinin ana
temasını ''vatan sevgisi'' olarak algılayanların yüzde 74,2'si bu
kanaate katılma düzeyinde yer alırken, yüzde 22,2 ile en düşük
katılma düzeyi dizideki ana temayı ''aşk'' olarak tanımlayanlarda
gözleniyor. Yine, dizi senaryosunun gerçekte yaşanmış olaylardan
alındığına en yüksek katılma düzeyi olan yüzde 73,7 ile kendisini
milliyetçi olarak kabul edenler. Cinsiyete göre bakıldığında aynı
kanaate erkekler bayanlara göre daha çok katılıyor. ''Her bölümünü
izlemeden önce dizideki olaylar hakkında tahminler yürütmeye
çalışırım'' yargısına katılma düzeyleri de bazı değişkenlere göre
anlamlı biçimde farklılaşıyor. Dizideki ana temayı ''vatan
sevgisi'' olarak algılayanların yüzde 85,7'si bu kanaate
katıldıklarını belirtirken dizinin ana temasını ''devlet-mafya
mücadelesi'' olarak algılayanların ise yüzde 37,3'ü bu kanaate
katılıyor. Aynı kanaate, kendisini milliyetçi olarak
tanımlayanların ise yüzde 62,7'sinin katılma düzeyinde yer aldığı
gözleniyor. Cinsiyete göre bakıldığında erkeklerin bayanlara oranla
dizinin gelecek bölümleri hakkında daha çok tahmin yürütmeye
çalıştığı ve dizinin senaryosunu daha çok merak ettiği gözleniyor.
Damlapınar, erkeklerin diziyle daha çok bütünleştiği anlamına
geldiğini belirtiyor. ''Dizideki bazı olaylar devletin veya
kurumlarının imajını zedelemektedir.'' şeklindeki kanaate katılma
düzeylerinin hangi değişkenlere göre farklılaştığına bakıldığında,
bu kanaate dizideki ana temayı ''devlet-mafya mücadelesi''
algılayanların yüzde 46,6'sı katılma düzeyinde yer alırken dizinin
temasını ''vatan sevgisi'' olarak algılayanların ancak yüzde 25,8'i
devletin imajının dizi yoluyla zedelendiği kanaatine katılıyor.''
Dizinin ilettiği mesajlar yoluyla devletin ya da kurumlarının
imajını zedelediği'' kanaatine katılanlar çoğunlukla kendisini
demokrat olarak tanımlayanlar oluştururken, en yüksek katılmama
düzeyi yüzde 40 ile liberallerde görülüyor. Yani, kendisini liberal
olarak tanımlayanlar ''dizi aracılığıyla devletin ve kurumlarının
imajının zedelendiği'' kanaatini diğer kimlik tanımlamalarına göre
daha çok benimsemektedir. Cinsiyete göre bakıldığında ise söz
konusu kanaate bayanların erkeklere göre daha çok katılma
eğiliminde oldukları görülüyor. MÜSLÜMAN KESİM VE LAİKLER ŞİDDETİN
ABARTILI KULLANILDIĞINI DÜŞÜNÜYOR, MİLLİYETÇİLERİN ÇOĞUNLUĞU İSE
AYNI KANAATTE DEĞİL… ''Şiddet sahnelerinin dizide çok sayıda ve
abartılı verildiğini düşünüyorum'' kanaatine dizideki ana tema
algılaması açısından en yüksek düzeyde katılma oranı yüzde 55,2'lik
oranla, diziyi ''devlet- mafya mücadelesi'' olarak algılayanlarda
görülürken; dizide şiddetin abartılı bir içerik olduğunu düşünmede
Müslüman kesimin yüzde 87,5; lâiklerin yüzde 62,3'lük bir orana
ulaştığı anlaşılıyor. Kendisini milliyetçi olarak tanımlayanların
36,4'ü ise dizide şiddet sahnelerinin abartıldığı kanaatine karşı
çıkmaktadır. Cinsiyete göre de, dizide şiddetin ön plâna çıktığına
inan bayanların oranı erkeklere göre daha yüksek olduğu gözleniyor.
''Dizi, bireyleri mafya düzenine özendirici mesajlar
taşımaktadır.'' şeklindeki kanaate katılma düzeyleri dizinin ana
temasını algılama türüne göre değişiyor. Dizinin temasını ''derin
devlet'' olarak algılayanların yüzde 70,1'i bu kanaate en yüksek
düzeyde katılıyor. Dizinin bireyleri mafya düzenine özendirdiği
fikrine katılmayanların ise dizinin ana tema algılamasını ''vefa''
ve ''aşk'' şeklinde tanımlayanlar olarak görülüyor. Siyasal kimlik
tanımlamaları açısından, dizinin mafyaya özendirici mesajlar
taşıdığına katılma düzeyleri incelendiğinde en yüksek oran yüzde 71
ile kendisini ''demokrat'' olarak tanımlayanlarda ortaya çıkıyor.
Bu kanaate en yüksek düzeyde karşı çıkma yüzde 23,4 oranla
milliyetçilerde görülüyor. Benzer şekilde diziye ilişkin bilgi
düzeyine göre dizinin bireyleri mafyaya düzenine özendirip
özendirmediği fikrine katılma oranları da değişiyor. ''Diziyi
izledikten sonra dünyada her zaman haklıların değil güçlülerin
kazandığını anladım'' yargısına katılma düzeyleri incelendiğinde
ana tema algılaması açısından en yüksek katılma oranı yüzde
45,5'lik oranla ''derin devlet'' algılamasına sahip olanlarda
görülüyor. ''Demokratlar'', ''muhafazakârlar'' ve ''İslâmcılar''
diğer siyasal kimlik kategorilerine oranla bu yargıya daha çok
katılırken en düşük katılma düzeyi yüzde 29,6'lık oranla kendisini
lâik olarak tanımlayanlarda ortaya çıkıyor. Cinsiyet değişkeni
açısından da erkekler bu yargıya bayanlardan daha çok katılma
eğilimine sahipken, diziye ilişkin bilgi düzeyi yükseldikçe
''kazanmanın hakka değil güce bağlı olduğu''na ikna olma düzeyi
erkeklerde bayanlara oranla daha yüksek olduğu gözleniyor. ''Dizi
devleti ve toplumu koruyan bazı güzlerin var olduğuna beni ikna
etti'' kanaatine en yüksek katılım düzeyi dizideki ana temayı
''vatan sevgisi'' olarak algılama eğiliminde bulunanlar arasında ve
yüzde 71'lik oranla ortaya çıkıyor. ''Devleti ve toplumu koruyan
bazı güçlerin bulunduğu'' kanaatini taşıyan katılımcılar
incelendiğinde siyasal kimlik kategorileri açısından
milliyetçilerin yüzde 63,2'ü muhafazakârların yüzde 56,7'si ve
İslâmcıların da yüzde 50'sini oluşturuyor. Liberaller ise bu
yargıya en az katılma düzeylerinde yer alma eğiliminde olduğu
gözleniyor. Damlapınar, diziye ilişkin tespitlerde bulunurken,
''izleyicilerin diziyi izleme davranışları, diziye yükledikleri
anlamlar, tutum ve kanaatler, dolayısıyla dizinin toplumda
yarattığı etkilerin, bireylerde gözlenebilen bireysel farklılıklara
göre şekillendiğini'' unutmamak gerektiğini vurguluyor. Kaynak:
CİHAN HABER AJANSI