İşte hükümette görev dağılımı
Abone olBaşbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, "Çözüm sürecinin tamamen sorumlusu ben de, Yalçın Akdoğan da değiliz. Numan Kurtulmuş,...
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, "Çözüm
sürecinin tamamen sorumlusu ben de, Yalçın Akdoğan da değiliz.
Numan Kurtulmuş, Ali Babacan da değildir. Bunun tek sorumlusu Sayın
Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’dur, yetkiler onun elinde toplanmıştır
ama o her kurumla ilgili ilişkileri yürüten bakanlarımızla birlikte
bir sekretaryanın çalışmasına müteakip işe nezaret edecektir. Böyle
bir usulle bundan sonra yürüteceğiz" dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar
Kurulu toplantısı sonrası düzenlediği basın toplantısında alınan
kararlar ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Arınç, "Bugün
yeni kurulan 62. Hükümetin ilk Bakanlar Kurulu toplantısını yapmış
bulunuyoruz. Bundan sonra Sayın Başbakanımızın talimatıyla her
hafta Bakanlar Kurulu toplantısını yapacağız. Erdoğan,
Cumhurbaşkanı seçilmesi nedeniyle görevine başladı. Daha sonra yeni
Genel Başkanımız seçildi. 29 Ağustos itibarıyla da yeni hükümetimiz
ilan edildi. Bugün TBMM’nin tatilde olması dolayısıyla Meclis
Başkanımız tarafından olağanüstü olarak toplantıya çağrıldı. Saat
14.00’te de Genel Kurul’da hükümet programımız Başbakanımız
tarafından okunmuş olacak. Perşembe günü hükümet programı üzerinde
müzakereler yapılacak" ifadelerini kullandı.
"Bakanlar Kurulu toplantımızda öncelikle konu yeni bakan
arkadaşlarımızla tanışma ve genel bir değerlendirme yapmak oldu"
diyen Arınç, "Sadece Başbakan ve başbakan yardımcıları arasındaki
görev dağılımı konusunda üzerinde bir istişare yapıldı. Sayın
Başbakanımızın kararıyla netleşmiş oldu. Başbakanımız Sayın Ahmet
Davutoğlu’na bağlı olan kurum ve kuruluşlar, Milli Güvenlik Kurulu
Genel Sekreterliği, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı,
Diyanet İşleri Başkanlığı, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, Türkiye
Yatırım Destek ve Tanıtım Başkanlığı’dır. Daha önce Diyanet İşleri
Başkanlığı bir başbakan yardımcımızın uhdesinde bulunuyordu. Bu kez
Sayın Başbakanımız bu kurumu bizzat temsil etmek istediler" diye
konuştu.
ARINÇ, ÇÖZÜM SÜRECİ VE TERÖRLE MÜCADELEDE KOORDİNASYONU
SAĞLAYACAK
Arınç, "Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın görevleri Hükümet
Sözcülüğü, Danıştay’la ilişkiler, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu
Başkanlığı, Milli Güvenlik Kurulu ve görüşlerinin değerlendirilmek
üzere Bakanlar Kurulu’na sunulması ve Bakanlar Kurulu’nda kabulü
halinde bu tavsiye kararlarının uygulanmasının koordinasyonu ve
izlenmesi. İnsan hakları konuları ve bu konularda koordinasyon,
Kıbrıs’la ilgili koordinasyon işleri. Kurum ve kuruluşlar olarak da
Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Türkiye İnsan Hakları Kurumu" şeklinde
konuştu.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın görevlerine ilişkin bilgi veren
Arınç, "Ekonomik kurumlarda genel koordinasyon, bağlı kurum ve
kuruluşlar, Hazine Müsteşarlığı, Merkez, Halk, Ziraat Bankası,
Kalkınma Bankası, İhracat Kredi Bankası, Vakıflar Bankası Genel
Müdürlükleri, SPK Başkanlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu" dedi.
TRT VE ANADOLU AJANSI YALÇIN AKDOĞAN’IN GÖREV ALANINDA
Arınç, "Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın görevleri, TBMM ile
ilgili ilişkiler, kamu diplomasisi ile ilgili işlerin yürütülmesi,
kurum ve kuruluşlar, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü,
TRT Genel Müdürlüğü, Anadolu Ajansı Genel Müdürlüğü, Radyo ve
Televizyon Üst Kurulu’yla ilişkiler" ifadelerine yer verdi.
Arınç, "Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un görevleri,
Medeniyetler İttifakı Projesi’nin yürütülmesi, bağlı kurum ve
kuruluşlar, Atatürk Kültür, Dil, Tarih ve Yüksek Kurumu, TİKA
Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, AFAD
Başkanlığı olarak belirlenmiştir" dedi.
TÜRKİYE’NİN DİNLENDİĞİ İDDİALARI
Açıklaması sonrası soruları cevaplayan Arınç, "Almanya’dan sonra
Amerika’nın da Türkiye’yi dinlediği’ iddiaları ve ’Amerika’dan bir
cevap istenilip istenilmediğine’ ilişkin bir soruya, "Almanya’yla
istihbarat örgütlerinin görüşmeleri yapıldı, İçişleri Bakanlıkları
arasında da görüşmeler yapıldı. Bu konuda detaylı bir açıklama
yapılacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımız da KKTC’ye hareketinden önce
Amerika ile ilgili konuları detaylı olarak arzetmiş. Daha sonra
NATO toplantıları dolayısıyla biraraya gelindiğinde ülkeler
arasındaki bu ilişkilerin nasıl olması gerektiği konusunu detaylı
olarak görüşeceklerini ifade etmişlerdi. Amerika’nın isminin
geçmesi münasebetiyle veya böyle bir iddianın ortaya atılması
münasebetiyle şu anda biliyorsunuz Amerika Büyükelçisi yok, birisi
gitti diğeri başlamadı ama görevli Maslahatgüzar bugün sabah
saatlerinde Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak kendinden izahat
istenmiştir" karşılığını verdi.
Bir soru üzerine Arınç, "MGK toplantılarında neler yaptığımızı,
konuştuğumuz daha sonra bildiri halinde arzediyoruz. Yaptığımız her
konu devletin işidir. Devletin ilgili kurumlarını kendi rollerini
en güzel şekliyle yerine getirmektedirler. Bir kurumun diğerinin ne
yaptığından habersiz olması da mümkün değildir, doğru değildir.
Sayın Genelkurmay Başkanımızın ifade etmek istediği konu bence çok
farklı bir konudur. Zannediyorum ki, bu sorunuza yeri ve zamanı
geldiğinde Sayın Başbakanımız cevabını verirler. Sayın Genelkurmay
Başkanımızın ve komuta kademesindeki subayların kendi görev
alanları içinde adeta devlet projesi halinde yürütülen ve çözüm
süreci olarak nitelendirilen bu olayın içinde ne yapılması
gerektiği konusunda da hepimizden daha çok bilgiye sahip
olduklarını biliyorum" diye konuştu.
MUSUL’DAKİ TÜRKLERİN DURUMU
Musul’da ele geçirilen Türklerin son durumuna ilişkin bir soru
üzerine Arınç, "Bu acı bir olay, hepimizin üzüldüğü bir olay. Uzun
bir süredir 49 yurttaşımız, maalesef Türkiye’ye ulaşamamıştır.
Ancak çok acı bir soru soruyorsunuz, ’hayatta mıdırlar ’diye. Bunu
bekleyen yakınlarının ne şekilde anlayacağını tahmin ediyorum. Çok
şükür hayattadırlar, bulundukları yerler bilinmektedir,
kendileriyle irtibat sürdürülmektedir. Ancak oradan alınıp
Türkiye’ye getirilmeleri şu an için mümkün olmamıştır. Biz de en
yakın zamanda müjde vereceğimiz anı bekliyoruz. Şu anda tek
sıkıntımız, bu yurttaşlarımızdan ayrı olmamızdır. Hayatları
konusunda hiç kimsenin endişesi olmasın. Bulundukları yer
itibarıyla kendileriyle irtibatımız olmaktadır. Ancak hangi örgütle
ilişkili olduklarını biliyorsunuz. Dolayısıyla devletten devlete
bir işlem yapılmadığını, bir örgütün elinden bu yurttaşlarımızın
kurtarılması ile ilgili ayrı bir çalışma yapıldığını takdir
ediyorsunuz" dedi.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Başka bir gazetecinin, "Çözüm sürecinin ivme kazanması adına sizin
yol haritanızda neler vardır? Doğu ve Güneydoğu ziyareti var
mıdır?" sorusuna Arınç, "Bu görevlendirmelerden böyle bir sonuç
çıkarmak doğru ancak şöyle bir çalışmamız oldu, Sayın
Başbakanımızın özel bir düşüncesi var. Bir defa çözüm süreci veya
milli birlik ve kardeşlik projesi dediğimiz konu ve ikincisi devlet
içindeki hukuki olmayan oluşumlarla ilgili mücadele konusu her
bakanımızın öncelikli konusudur. Bunun bir Bakana ihale edilmesi
veya sadece onun sorumlu gösterilmesi doğru değildir. Dolayısıyla
bu konularda doğrudan yetkili ve sorumlu olan kişinin Sayın
Başbakan olduğunu söylemeliyim. Bir sekretarya vardır, bu daha da
güçlendirilecektir. Bu sekretarya içinde bazı bakan arkadaşlarımız
yer alacaktır. Bunlar ben, Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı ilgili
kurumların başkanları, esasen yürüyen ve devam eden Terörle
Mücadele Koordinasyon Kurulu ve diğer kurulların da koordinasyonu
bana verilmiştir. Bunlar zaman zaman bazı konuları görüşecekler ve
alınan kararların yürütülmesi konusu Sayın Başbakanımızın
direktifleriyle bir tek elden götürülmüş olacaktır. Bazı
bakanlarımızın bu süreç içerisinde özel rolleri de bulunmaktadır.
Adalet Bakanı ada ile yapılan görüşmelerde izin verme konusunda söz
sahibi olduğu için ayrıca bilgi sahibidir" cevabını verdi.
Arınç, "Çözüm sürecinin tamamen sorumlusu ben de Yalçın Akdoğan da
değiliz. Numan Kurtulmuş, Ali Babacan da değildir. Bunun tek
sorumlusu Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’dur, yetkiler onun
elinde toplanmıştır ama o her kurumla ilgili ilişkileri yürüten
bakanlarımızla birlikte bir sekretaryanın çalışmasına müteakip işe
nezaret edecektir. Böyle bir usulle bundan sonra yürüteceğiz çünkü
önemli bir konudur. Bu konunun başarıya yürümesi bir hiyerarşi
içinde daha da güzel yürüyecektir. Bu konuyla ilgili ayrıca özel
çalışmalarım, zaman zaman yaptığım temaslar da elbette söz
konusudur ama bunu bir başbakan yardımcısının uhdesine vermek Sayın
Başbakan tarafından uygun görülmedi. İstihbarat örgütleri, terörle
mücadelede görev alan pek çok kurum ve kuruluşun koordinasyonuna ve
daha sıkı işbirliğine ihtiyacımız var" dedi.
"BUGÜN YENİ TERÖR ÖRGÜTLERİ VAR"
Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Terörle Mücadele Üst Kurulu veya buna ilişkin kurumlar sadece PKK
terörüne göre iş yapmak üzere kurulmuşsa artık bunların
işlevselliğini kaybettiğini de söyleyebiliriz. Çünkü sadece PKK
değil, artık bugün yeni tehdit unsurları var. Yeni terör örgütleri
var. Bunlar Türkiye içinde veya Türkiye dışında olursa olsun
Türkiye’nin güvenliğiyle doğrudan ilgili. Üst Kurul’un
çalışmalarını teröre yönelik bütün örgütleri kapsayacak, bunun
içinde IŞİD ve diğerleri dahil yeni bir yapıya kavuşturmak
istiyoruz."
(İHA)