İşte hesapları böyle boşaltıyorlar

Abone ol

Bilişim hırsızları, bilgisayar programları sayesinde şirketlerin en önemli bilgilerine ulaşıyor. Aynı kişiler masum vatandaşların hesaplarını işte böyle boşaltıyorlar...

Bilişim hırsızları, bilgisayar programları sayesinde şirketlerin en önemli bilgilerine ulaşıyor. Aynı kişiler, bu yöntemle vatandaşların banka hesaplarındaki paralarını önce başka bankalara aktarıyor, sonrasında ise azar azar çekiyor Bilgisayarın uzay çağını geride bırakarak, bilgi toplumunu oluşturmadaki önemi yadsınamayacak kadar büyük. Bilgisayarlar, bankalardan marketlere, evlerden karakollara, polisten suç örgütlerine kadar yaşamımızın her alanına girdi. Artık yaşamı bilgisayarsız düşünemez hale geldik! 1990 sonrası tüm dünyayı saran internet, devletlerin ulusal güvenliklerinden özel sektörün bilgilerine kadar her alanı tehdit etmeye başladı. Özellikle “hacker”ler yüzünden en gizli banka bilgilerinin bile güvenirliliğinden şüphe duyulur oldu. İnternetin dünya çapında yaygınlık kazanması ile mekan kavramı bir anlamda ortadan kalkmış oldu. Teknolojideki bu gelişmelerden toplumlar pozitif anlamda yararlandıkları gibi, organize suç ve terör örgütleri de bundan nasibini aldı ve geleneksel suç türleri dışında yeni suç unsurları da gelişmeye başladı. Globalleşmenin karanlık yüzü olarak kabul edilen bu gelişme toplumsal huzuru ve ulusal güvenliği de ciddi şekilde tehdit ediyor. Şirketlerin en önemli bilgilerine bilgisayar programları sayesinde ulaşılıyor, vatandaşların banka hesaplarındaki paralar çekiliyor. Tıpkı Ayhan Latif Çiftçi’nin hesabından çekildiği gibi. Ayhan Latif Çiftçi, üç yıldır internet bankacılığını kullanıyordu. 3 Haziran 2003 tarihinde başına korkunç bir olay geldi. 10 yılı aşkın süredir dişinden tırnağından biriktirip vadeli yatırmış olduğu 41 bin 584 doların, hesabından TL’ye çevirip Adapazarı Akbank şubesine aktarıldığını, daha sonra da farklı bankalara dağıtılarak bankamatik kartlarla çekildiğini farketti. Hemen Akbank’ın İstanbul Teftiş Müdürlüğü’nü arayıp parasının ödenmesini istedi. Akbank görevlileri, hesabındaki paranın internet bankacılığı ile Ankara Emek şubesinden Adapazarı Sakarya şubesine havale yapıldığını söylediler. Banka müfettişleri ise Çiftçi’nin sorumlu olduğunu, şifresini koruyamadığını ifade ettiler. Teftiş Kurulu, olayın ‘hacker’ işi olmadığını, sadece müşterinin şifresini başka birisine vermesi suretiyle işlemin gerçekleşmiş olabileceğini savundu. Olayların gelişmesi, hırsızın Ayhan Çiftçi’nin hesabına bir program sayesinde bilgisayarı üzerinden ulaştığını gösteriyor. Dövizleri TL’ye çevirip ardından da Akbank, Dışbank ve Türk Ticaret Bankası’na havale eden hırsız, beş gün içerisinde bu bankaların ATM’lerinden birer birer çekmiş. Sahte kimlikle bankamatik kartı çıkartan Şahin Yıldız, başka bankalardan da hesap açtırmış. Şahin Yıldız takma isimli hırsızın tek kurbanı Ayhan Latif Çiftçi değil. Bir işletme sahibinin de Garanti Bankası’nda bulunan 14 milyar civarındaki parası, Şahin Yıldız isimli şahıs tarafından başka bankalara EFT yapılmış. Fakat işletme sahibi parasının havale edildiğini kısa sürede farkedince hırsız paraları alamadan, banka, hesapları dondurmuş. Sadece HSBC ve Akbank Adapazarı Şubesi’nde bulunan 4 milyar civarındaki parasını alamamış. İşin ilginç tarafı, Akbank’ta hesabı bulunan Çiftçi’nin 41 bin dolarının da Adapazarı ve İzmit civarındaki bankalara gönderilmesi. İkinci olayın, birinci hırsızlık vakasından 15 gün sonra gerçekleşmesi kafaları karıştırıyor. Akbank Adapazarı şubesi, birinci olayda Şahin Yıldız ismini kara listeye almış olsaydı hırsız ikinci sahtekarlık olayında Adapazarı Akbank şubesini kullanamayacaktı. Uzmanlar, bu tür olayların bilgisayara gönderilen bir virüs sayesinde müşterinin şifresine ulaşılması yoluyla gerçekleşebileceğini söylüyor. Virüs ile sahtekâr, ilgili şahsın banka şifresine ulaşıyor. Bu iki olayda da hırsız, bir program sayesinde müşterinin internet banka şifresini öğrenip paraları ayrı ayrı bankaların İzmit ve Adapazarı şubelerine aktarıyor. Parasının buharlaşmasından sonra Ayhan Çiftçi, Akbank hakkında bilişim suçu işledikleri gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Çiftçi’nin avukatları tarafından hazırlanan suç duyurusunda banka çalışanları şu şekilde suçlanıyor; “Çiftçi’ye ait hesabın şifresi sadece müvekkilim tarafından biliniyor ve kullanılıyordu. Parayı çeken şahıs ya da şahısların tespit edilebilmesi birkaç ihtimali akla getirmektedir. Bunlardan biri de genel müdürlükteki şifrelerin banka personeli tarafından kullanılmış olması ihtimalidir. Bu nedenle Çiftçi’ye ait parayı çeken sanık veya sanıkların tespiti açısından ivedilikle bankanın bilgi işlem merkezinden şifre giriş çıkış kayıtlarının saptanması gerekmektedir. Suç delillerinin ortadan kaldırılması ihtimaline karşı ivedilikle bu hususta inceleme yapılmasını talep ediyoruz. Şikayetimizden sonra müvekkilimce banka ile kurulan temaslar neticesinde sanığın açık adının Şahin Yıldız olduğunu Konya, Ilgın doğumlu bulunduğunu, baba adının İsmail olduğunu, vergi numarasının 9640247221 ve TC. vatandaşlık numarasının 30794050592 olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. Yine ismini bildirdiğimiz sanığın Çiftçi’ye ait parayı önce Dışbank İzmir şubesine havale ettiğini, daha sonra da Adapazarı/Sakarya şubesinden çektiğini öğrenmiş bulunuyoruz.” Biz yazıyı dergiye hazırlarken, hırsızın ölen Şahin Yıldız isimli kişinin kimliğini kullanarak banka hesapları oluşturduğunu öğrendik. Bu iki olaydan sonra internet bankacılığını kullanan bir çok internet kullanıcısı tedirgin olmaya başladı. İnternet ortamın da yeterli koruma veya gözetimin olmaması maalesef bu suçları yaygınlaştırıyor. Amerikan banka soyguncusu Willie Sutton’a, “Niçin banka soymakta bu kadar ısrar ediyorsun?” diye sormuşlar, “Çünkü orası paranın bulunduğu yer” demiş. Paranın bulunduğu yer bilinmedikçe ve bu işlerin tedbiri alınmadığı müddetçe birileri orayı aşındırmaya devam edecek. Ta ki önlem alınana dek. Kaynak: Aksiyon

Günün Önemli Haberleri