İşte herşey bu kasetle başladı!
Abone olTarikat lideri Müslüm Gündüz'ün Fadime Şahin ile beraber olduğu görüntüler medyada dizi dizi yer almıştı... Ancak şu anda...
İNTERNETHABER /
Bahar YILDIRIM
Önce CHP Eski Genel Başkanı Deniz Baykal, sonra MHP'liler...
Türkiye günlerdir siyasi liderlerin ve parti üyelerinin yatak
odalarına kurulan gizli kameraları konuşuyor. Yayınlanan her video
görüntüsü ise bir başka depreme neden oluyor.
Bu gizli kayıtlara tepki gösterenlerin başında ise bazı yayın
organları geliyor. Pek çok gazetede veya televizyonda,
"Yayınlanan kasetler özel hayatın ihlalidir, yayınlanması
çok çirkindir" naraları atılıyor.
Peki aynı medya, bu konuda daha önce nasıl bir tavır sergiliyordu?
Bunu öğrenebilmek için çok gerilere değil, 28 Şubat dönemine gitmek
yeterli...
Türkiye'nin en karanlık dönemlerinden biri olarak tarihe geçen 28
Şubat döneminde piyasaya sürülen kasetler hiç bir sansüre
uğramadan, bugün "Bu kasetler yayınlanamaz"
çığırtkanlığı yapan medyada yer alabildi ve sadece özel hayatlar
değil, bu yayınlanan kasetler sayesinde hükümetler yıkıldı.
Necmettin Erbakan'ın başbakanlık koltuğundan indirilmesinde de işte
bu kasetlerden biri başrol oynamıştı. 28 Şubat'ın figüranları
olarak seçilen Müslüm Gündüz ile Ali Kalkancı'ya ait gizli kamera
görüntüleri Türkiye gündemine o günlerde bomba gibi düşmüş, sadece
bu görüntüler yüzünden "İrtica geliyor" denilerek
Erbakan hükümeti postmodern bir darbe ile görevden
uzaklaştırılmıştı.
O dönemlerde yayınlanan bir kaset var ki bugün hala
hafızalarımızda. Müslüm Gündüz ile Fadime Şahin'in yarı çıplak
evinde basıldığı ve o çıplak görüntülerin Türkiye'ye servis
edildiği görüntülerden bahsediyoruz.
O görüntülerde Müslüm Gündüz üzerine bir giysi almak istediğinde
polisler ve medya mensupları saçlarından tutarak buna izin vermemiş
ve Türkiye'nin O'nu yarı çıplak görmesi için büyük bir gayret
sarfetmişti.
Aynı muamele Fadime Şahin'e de reva görülmüştü. Şahin'in
saçlarından tutan polislerin "Aç yüzünü aç" diye
bağırması uzun süre hafızılardan silinmemişti.. O gün her
iki isim de tüm Türkiye'nin gözleri önünde yerin dibine
sokulmuştu..
KASETLER KASETLER KASETLER...
Sadece Müslüm Gündüz değildi medyanın tutumsuz tavrından nasibini alan...
Müslüm Gündüz'ün ardından Gülen Cemaati Lideri, Fethullah
Gülen'in özel hayatı deşifre edildi...
Cemaat toplantılarında yaptığı dost sohbetleri basına yansıdı...
Sırf o gizli kasetler sayesinde, hakkında tutuklama kararları
çıkarıldı. Gülen, bu kasetlerin hayatını karartacağını anlayınca
yurt dışına gitmek zorunda kaldı.
Bu kadarla da kalmadı...
O dönemlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Recep Tayyip
Erdoğan'ın, bugün Başbakan Yardımcısı olan Bülent Arınç'ın
kasetleri piyasaya sürüldü. En mahrem dost toplantılarında
konuşulanlar haber bültenlerinde ve gazete sayfalarında en önde yer
buldu.
Bu etiksizlikten eski Cumhurbaşkanlarından Ahmet Necdet Sezer de
nasibini aldı. Medya, Köşk'teki görevi sona erdikten sonra sessiz
sakin evinde oturan eski Cumhurbaşkanı Sezer'in evinin camına
kameralar dayayarak evinin içinde görüntülemekten geri
kalmadı..
Ardından sıra Sedat Peker'e geldi...
Sedat Peker'in, Güler Kömürcü ile arasında geçen
konuşmaları dizi dizi yayınlandı aynı medya.. Hem de en müstehcen,
en çıplak haliyle..
Ve sanatçılar.. Kimileri özel teknelerinde, kimileri
yatak odalarında en uygunsuz, en mahrem görüntüleriyle günlerce
manşetlerden inmedi. Bugün halen bazı sanatçcılar, en mahrem
yerlerine odaklanan kameralar ve objektifler sayesinde
"Frikik verdi" denilerek gazete manşetlerine
taşınıyor...
SÖZ KONUSU ALİ KIRCA İSE O KASET
YAYINLANAMAZ
Kaseti yayınlanan ünlülerden biri de ünlü anchnormen
Ali Kırca'ydı.. Genç bir kızla otel odasındaki sevişme anlarını
kendi telefonuyla hatıra olsun diye kayda alan Kırca, görüntüler
medyaya yansıyınca büyük sıkıntı yaşadı. Ancak imdadına etik sahibi
(!) medyacı arkadaşları yetişti..
Medya, bu görüntülerin yayınlanmaması için inanılmaz
bir kampanya başlatırken, o dönem birlikte olduğu bir kızın abileri
tarafından feci şekilde dayak yiyen Kırca, kolu kırılmış olarak
hastaneye kaldırıldı. Gazeteler ve televizyonlar Kırca'yı korumak
için ertesi gün şu yalan habere imza atacaklardı:
"Kuşadası'nda bulunan inşaat halindeki evini teftiş ederken asarsör
boşluğuna düşerek ağır yaralandı.."
MEDYA ÖZEL HAYATI NE ZAMAN HATIRLAMAYA BAŞLADI
Medyanın bu omurgasız duruşu TSK ve Baykal hakkında
yayınlanan kasetlerle bir anda değişime uğradı.. O güne kadar,
"Göz önünde olan insanların özel hayatı olamaz"
diyen medya, bir anda kasetlerin "gizliliği ve özel hayatı
ihlal" olduğuna kanaat getirdi.
Oysa ki o kasetler sayesinde bugün askeri mahkemelerin de kabul
ettiği darbe planları birer ikişer deşifre olmaya başladı. Yine o
kasetler sayesinde masum Mehmetçikler'in doğuda ve güneydoğuda bazı
sadist komutanlar tarafından nasıl ölüme gönderildiği, Heron
skandallarının nasıl yaşandığı anlatılıyordu. PKK'nın sınıra
sızarken, o anları dizi izler gibi izleyen komutanların gafleti ve
dalaleti yer alıyordu o kasetlerde.. Buna rağmen o kasetler medyada
yer almamaya, işin üstü örtülmeye
çalışıldı..
DENİZ BAYKAL KOLTUĞUNDAN OLDU
Asıl büyük deprem, Deniz Baykal'ın kasetiyle
yaşandı.. CHP eski liderinin, partisinin
milletvekili Nesrin Baytok'la yaşadığı özel görüntüler habervaktim
sitesinde yayınlanınca kıyametler koptu. Daha önce Müslüm Gündüz'ü
çarşaf çarşaf yayınlayan ve 'Özel hayat' unsurunu
ele almayan medya, CHP Eski Genel Başkanı Deniz Baykal'ın
görüntülerini 'Özel hayata müdahale edilemez'
diyerek yayınlamamayı tercih etti.
Bırakın video görüntüsünü, o anlara dair tek bir kare bile medyada
yer almadı.. Görsel medyada yer bulamayan görüntüler sanal aleme
düştüğü anda ise yayın yasağı getirildi. Tüm gizleme
çabalarına rağmen Deniz Baykal o kasetler sayesinde koltuğunu
terketmek zorunda kaldı.
ŞİMDİ SIRA MHP'DE
Bugünlerde ise sırada MHP'liler var.. 12 Haziran'da yapılacak
genel seçime az bir zaman kala, MHP'yi devirmek isteyen dış
etkenler yine devreye girdi...
Bu kez de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin
'A Takımı' olarak nitelendirdiği, 10 kurmayının
kasetleri çıktı ortaya...
Medya bu görüntülere de yer vermedi.. Ama bir farkla.. Baykal'a ait
tek bir fotoğraf karesine dahi yer vermeyen medya, MHP'lilerin
videosunu değil ama o mahrem anlara ait fotoğrafları yayınlamakta
beis görmedi. O fotoğrafların üzerine de "Bu kaset
yayınlanmamalı" diyebilecek kadar pişkin
davranarak..
Bakın şu aralar ahlak ve namus satarak sözde basın etiği
dersi veren malum medya, 28 Şubat döneminde nasıl bir rezalete imza
atmıştı..