İşte HAS Parti'nin programı
Abone olNuman Kurtulmuş'un genel başkanlığında kurulan Halkın Sesi Partisi'nin programı belli oldu
Numan Kurtulmuş'un genel başkanlığında kurulan Halkın
Sesi Partisi'nin (HAS Parti) programında, yeni Türkiye'de toplum
adına söz söyleyecek ve karar verecek yegane mercinin, siyaset
kurumunun kendisi olacağı vurgulandı.
Programda, ''Siyaset, bir zenginleşme aracı olarak
kullanılamayacağı gibi başkaları üzerinde tahakküm kurma ya da
kamusal süreçler aracılığıyla topluma şekil verme uğraşısı da
olmayacaktır. Toplumsal mühendislik yapmayacağız ve
yaptırmayacağız. Ulusal çıkar adı altında adalet, vicdan ve insan
hakları ile bağdaşmayan ya bürokratik oligarşinin ideolojik
tercihlerini ya da küresel güçlerin çıkarlarını yansıtan dış
politikalar, partimizin siyaset felsefesine tamamen aykırıdır ve
kabul edilemez'' denildi.
Parti programından yapılan derlemeye göre HAS Parti, önemli dış
politika ve kararlar ile önemli anlaşmaları referandum yoluyla
yürürlüğe koymayı planlıyor.
"MEDENİYET KRİZİ"
Savaşları önleme amacıyla kurulduğu iddia edilen Birleşmiş
Milletler gibi organların ''Savaşları önleme yerine güçlülerin
savaş ve işgallerine gerekçe ve mazeret uydurma amaçlı
kullanıldığı'' vurgulanan programda, yeryüzünde açlığı ve
yoksulluğu ortadan kaldırma ve refahı arttırma iddiaları ile
kurulan IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü gibi
kuruluşların, ''Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul kılmaktan
başka işe yaramadığı'' kaydedildi.
Bu durumun insani ve sürdürülebilir olmadığı belirtilen programda,
şu başlıklara yer verildi:
''Dünyadaki bu kötü gidişe paralel olarak ülkemizde giderek
ağırlaşan gelir dağılımı bozukluğu ve işsizlik; sosyal dokunun
tahribe uğraması, milletimizin değerlerinden hızla uzaklaştırılarak
ahlak ve maneviyat bunalımına sokulması; boşanmaların artarak en
temel kurum olan aile kurumunun tehdit altına girmesi tehlikeli
boyutlara ulaşmıştır. Bu durumun insanlık tarihi kadar eski
sorumlusu; yanlış hak anlayışına sahip, kendini üstün gören, insanı
köleleştirmeye çalışan sömürgeci anlayıştır. Bu anlayış, insanın
insan üzerinde egemen olmasını esas alan ve yeryüzünü kendi mülkü
olarak algılayan bir temel yanlış üzerine oturmaktadır. Bunun
sonucu olarak özgürlükler daralmakta veya kaybolmakta ve var olan
nimetler herkes için yeterli iken insanlık yeryüzünde açlık ve
sefalete sürüklenmektedir. Bu bir medeniyet krizidir. Güç temelli
uygarlığın dayandığı değerler ve ortaya çıkardığı kurumlar
insanlığı mutlu etmemiştir. Farklı bir medeniyetin mensupları
olarak bölgesel ve küresel sorunlar ve insanlığın içine düştüğü
buhranlar hakkında söz söyleme ve çözüm üretme sırası ve
sorumluluğu bizdedir.''
"ESKİ SİYASET ANLAYIŞI, KANGRENLEŞTİ"
Her yeni dönemin siyasete yeni görevler yüklediği ifade edilirken
HAS Parti'nin, önümüzdeki dönemde ülkede siyasete yüklenen yeni
görevleri yerine getirebilecek benzeri bir oluşumu görmediği için
siyaset sahnesinde yerini aldığına vurgu yapıldı.
Programda, şöyle denildi:
''Bırakın yeni dönemde siyasetten beklenen hayati görevlerin yerine
getirilmesini, mevcut siyasi oluşumlarla aramızda daha siyaset
anlayışımızdan başlayan derin ve köklü farklılıklar söz konusudur.
Şöyle ki, siyasi tutum ve davranışların zamana ve şartlara göre
değişimlere uğraması tabiidir. Ancak, ülkemizde icra olunan eski
siyaset anlayışı, daha en başından kangrenleşmiş bir sorunla
maluldür. Bu sorun, siyasi aktörlerin henüz nasıl bir siyaset
yapacaklarını, siyasetten ne anladıklarını topluma beyan etmeden ya
da 'siyaset hizmet yarışıdır' gibi ifadeler kullanarak siyasi
faaliyete girişmeleridir.
Bugün ülkemiz siyasetinin sergilemiş olduğu içler acısı manzarada,
siyasetin ne olduğu konusundaki muhtevasız ve yönelimsiz tutumların
payı büyüktür. Partimiz, toplumumuzun ve ülkemizin, her şeyden önce
siyasetten ne anladığını ortaya koyan ve bunu topluma açıkça beyan
eden ilkeli bir siyasete ve siyasi heyete ihtiyacı olduğuna inanır.
Bugüne kadar muhtevasız ve yönelimsiz olarak uygulanan ya da bir
hizmet yarışıymış gibi takdim edilen mevcut siyaset anlayışlarının
neticesi olarak demokrasi, seçkinlerin adeta bir iktidar oyununa
dönüşmüş, halk da sadece sandık başında tercihini kullanan, kimin
kazandığını tayin eden ama bununla yetinmesi, seçimlerin ardından
evine dönmesi gereken basit bir oy makinesine indirgenmiştir.''
Partinin; demokrasiyi, yalnızca arada bir yapılan seçim, vatandaşı
sadece seçmen, parti programlarını ve ideolojileri ise seçmen
tercihini etkilemek için bir araç olarak gören siyaset anlayışını
tümüyle reddettiği belirtilen programda, HAS Parti'nin siyasetinin,
hayatın her alanında, insan olmanın, insana layık bir yaşam
sürmenin doğrudan bir gereği ve neticesi olarak görüldüğüne vurgu
yapıldı.
"TOPLUM ADINA KARAR VERECEK YEGANE MERCİ, SİYASET KURUMUNUN
KENDİSİ OLACAK"
''Bürokratik oligarşinin engelleme girişimlerine, darbeci
tavırlarına; bizzat siyasi aktörlerin despotik zihniyetlerine
rağmen, halkın talebinin sürekli olarak demokrasinin daha da
güçlendirilmesi istikametinde olduğu'' belirtilen programda, bugün
gelinen noktada artık Türkiye'nin, bu mevcut siyaset anlayışı ile
yoluna devam edemeyeceğine vurgu yapıldı.
Halkın daha fazla özgürlük ve demokrasi istediği belirtilen
programda şunlar da kaydedildi:
''Halk, siyasi temsilcilerinden demokrasi görüntüsü altında yeni
vesayet düzenekleri değil, daha fazla özgürlük ve demokrasi talep
etmektedirler. Halen Türkiye'de çeşitli mekanizmalarla alanı
daraltılmış olan siyasete karşı biz, siyasal alanı daraltıcı ve
siyaset kurumunu sınırlayıcı hiçbir düzenlemenin kabul
edilemeyeceğini söylüyoruz. Ülkenin başta güvenliği, dış politikası
ve ekonomisi olmak üzere hiçbir stratejik alanı, siyasetin ve
dolayısıyla yurttaş iradesinin belirleyiciliğinden soyutlanamaz.
Yeni Türkiye'de böyle bir siyaset anlayışı yürürlüğe konacak,
toplum adına söz söyleyecek ve karar verecek yegane merci, siyaset
kurumunun kendisi olacaktır. Bu kapsayıcı yeni siyaset anlayışının
yürütüleceği ve asla ayrılmayacağı çerçeve ise hukuk ve adalettir.
Hukuk anlayışımız da bu kapsayıcı siyaset anlayışını anayasal
garanti altına alır; dolayısıyla yeni bir anayasayı en acil siyasi
görev olarak kavrar.''
"TOPLUMSAL MÜHENDİSLİK YAPMAYACAĞIZ VE
YAPTIRMAYACAĞIZ"
Kendi tasavvurlarındaki Türkiye'de siyasetin, bir zenginleşme aracı
olarak kullanılamayacağı gibi başkaları üzerinde tahakküm kurma ya
da kamusal süreçler aracılığıyla topluma şekil verme uğraşısı da
olmayacağı belirtilen programda, şu başlıklar da yer aldı:
''Toplumsal mühendislik yapmayacağız ve yaptırmayacağız. Siyaset
anlayışımız; yaşam tarzları, inançlar ve kimlikler alanındaki doğal
sorunları hak ve adalet çerçevesinde, ideal bir demokratik iletişim
ve diyalog ortamında çözmeyi vaat ederken, mevcut siyaset anlayışı,
kendi iktidar oyununun devamlılığını sağlamak için bunları çözümsüz
bırakmakta, ertelemekte, umut tacirliği yapmakta ve istismar
etmektedir.
Partimiz, insanlığın evrensel doğruları ve medeniyetimizin kadim
değerleri olan herkese özgürlük, herkese adalet ve refahın hakça
bölüşümünü benimseyen ve bu değerlere inanan herkesin sözcüsü ve
temsilcidir.''
ÖNEMLİ DIŞ POLİTİKA KARARLARI VE ANLAŞMALAR İÇİN
REFERANDUM
İnsan ve insan haklarının, HAS Parti'nin siyaset anlayışının
temelini oluşturduğu belirtilerek, ''İnsan; ırkı, rengi, cinsiyeti,
dili, dini, mezhebi, düşüncesi, memleketi ve sosyal konumu,
ekonomik durumu ne olursa olsun eşref-i mahlukattır'' denildi.
Partinin dış politikadaki tutumu ''Ulusal çıkar' adı altında
adalet, vicdan ve insan hakları ile bağdaşmayan ya bürokratik
oligarşinin ideolojik tercihlerini ya da küresel güçlerin
çıkarlarını yansıtan dış politikalar, partimizin siyaset
felsefesine tamamen aykırıdır ve kabul edilemezler'' ifadeleriyle
özetlenirken önemli dış politika kararları ve önemli anlaşmaların
referandum yoluyla yürürlüğe konulacağı bildirildi.
"VATANDAŞLIK MAAŞI"
Her vatandaşın, toplumun standartlarına uygun olarak insanca yaşama
hakkına sahip olduğuna vurgu yapılan programda, ''Vatandaşlık
maaşı''nın, temel bir yurttaşlık hakkı olarak hayata geçirileceği
belirtildi.
Eğitimin vazgeçilemez insan hakkı olduğu ve hiçbir gerekçeyle
engellenemeyeceği, sosyal güvenlik kapsamına alınarak, yeterli
imkanı olmayan herkesin eğitim giderlerinin her kademede kamu
kaynakları ile karşılanacağı vurgulandı.
''İnsanların ekmeğini ve hürriyetini teminat altına almak
siyasetimizin varlık nedenidir'' denilen programda, vatandaşın söz,
yetki ve karar hürriyetlerinin asla ellerinden alınamayacağına
vurgu yapılarak, şunlar kaydedildi:
''Hiç kimse rızık endişesi ve istikbal korkusuyla kimsenin önünde
eğilmeyecek, kimseye kulluk etmeyecektir. Bu bizim itikadımızdır.
Bu itikadımızı hiçbir güç bozamaz. Her şey; iç ve dış politika,
Merkez Bankası, piyasa, AB, NATO, Dünya Bankası, Dünya Ticaret
Örgütü vs. bu prensip etrafında dönecek, asla bu prensibin dışına
çıkılmayacaktır. Çift dil ve çift gündemimiz olmayacak, sizlerin
dışınızda hiç kimseyle gizli bir ittifakımız olmayacak, halkımızın
dışında hiçbir güç odağına dayanmayacağız.''
TBMM'nin, vatandaşların iradesini tam ve etkin bir şekilde
yansıtabilmesi ve millet adına yasama ile yürütme ve idareyi
denetleme yetkisini kullanan tek organ olarak işlerlik
kazanabilmesi için; başta anayasa olmak üzere, siyasi partiler
rejimi, seçim sistemi ve Meclis İç Tüzüğü'nün, toplumsal
tercihlerin sağlıklı siyasal kararlara dönüşmesini sağlayacak
şekilde düzenlenmesinin zorunlu olduğu belirtilen HAS Parti
programında, şöyle denildi:
''Bu çerçevede partimiz, kapsamlı bir hukuki ve siyasi reform
sürecini başlatmayı taahhüt eder. Partimiz yeni siyaset anlayışını
hayata geçirmek için; hakları ve özgürlükleri güvence altına alan,
demokratik, yetki verilenlerin mutlaka millet tarafından
denetlenmesine imkan veren, çoğulcu ve katılımcı bir anayasanın
millet tarafından bir an önce yapılmasını sağlamayı görev olarak
görür. Ulusal çıkar adı altında adalet, vicdan ve insan hakları ile
bağdaşmayan ya bürokratik oligarşinin ideolojik tercihlerini ya da
küresel güçlerin çıkarlarını yansıtan dış politikalar, partimizin
siyaset felsefesine tamamen aykırıdır ve kabul edilemez.''