İşte Faruk Ilgaz’ın son yazısı
Abone olFenerbahçe’nin efsane başkanlarından Faruk Ilgaz, 1 Kasım 2009 tarihinden bu yana her ay düzenli olarak, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün resmi ya...
Fenerbahçe’nin efsane başkanlarından Faruk Ilgaz, 1 Kasım 2009
tarihinden bu yana her ay düzenli olarak, Fenerbahçe Spor
Kulübü’nün resmi yayın organlarından Fenerbahçe Dergisi’nde
yazıyordu.
Fenerbahçe Dergisi’nde kendisine ayrılan sayfalar için, kendi el
yazısıyla beyaz kağıda yazdığı yazıları her hafta Fenerbahçe
Dergisi’ne getiren Faruk Ilgaz, yüksek sesle ve büyük bir
mutlulukla bunları önce editörlere okuyordu. Bu yazılar editörler
tarafından dijital ortama aktarılıyor ve sayfa çıktıları öncelikle
Başkan Aziz Yıldırım’a veriliyordu. Bu yazılar, Fenerbahçe
Dergisi’nde her ay düzenli olarak Faruk Ilgaz’ın köşesinde
yayınlanmaya devam edecek.
İşte Merhum Faruk Ilgaz’nın Fenerbahçe Dergisi’nin Temmuz 2014
sayısında, köşesinde yayınlanan son yazı:
"ÇOK YÖNLÜ BİR FENERBAHÇELİ: "ALTIN ÇOCUK" ŞÜKRÜ BİRAND
Bu yazımda futbolu kadar sosyal faaliyetleri ve güzel sesi ile ün
yapmış olan İngilizlerin "Golden boy" yani "Altın çocuk" dedikleri
değerli kardeşim Şükrü Birand’ı tanımak imkanını bulamamış olan
Fenerbahçelilere tanıtmaya çalışacağım.
Fenerbahçe’ye girişi 1964 senesi, mesleği gazetecilik ve milli
futbolcu olan Şükrü Birand, Ankara’da 5 Haziran 1944 günü doğdu. 5
çocuklu bir ailenin tek erkek evladıydı. Tahsilini Ankara’nın
Yıldırım Beyazıt Lisesi’nde yaparak bu okuldan mezun oldu. Bu
okulun jimnastik hocası Fenerbahçe’nin eski kalecisi olan rahmetli
Sabri Kiraz idi. Onun aracılığı ile Şükrü, Ankara’nın ünlü kulübü
olan PTT’ye girdi. Kısa bir süre sonra takım arkadaşı Ziya Şengül
ile 1 Temmuz 1964 günü Fenerbahçe’ye transfer oldular.
Sayın Dr. İsmet Uluğ’un başkan olduğu bu dönemde, kısa sürede
başarılı oldular. Şükrü Birand, Fenerbahçe’nin defansının sağında
yani sağ bek olarak 10 yıl aralıksız oynadı. 1964-1965 sezonunda
Türkiye Lig Şampiyonu olan Fenerbahçe 30 maçta 52 gol atıp sadece
bir yenilgi ile sezonu kapatmıştı. Bu şampiyonlukta yeni transfer
olan Ziya ile Şükrü’nün büyük rolleri olmuştu.
Fenerbahçe’yi Türkiye Şampiyonu yapmış olan Fenerbahçe’nin kadrosu
şu elemanlardan kurulu idi; Hazım-Şükrü, İsmail-Ziya, Özer, Ali
İhsan-Ogün, Birol, Şenol, Şeref ve Aydın.
Şükrü’nün Fenerbahçe’deki en parlak dönemi benim başkan olduğum
1967-1968 sezonundaki 5 değişik kupalı şampiyonluk idi. Bu dönemde
antrenör Molnar ile yardımcılarından rahmetli Basri Dirimlili ile
Ahmet Erol bulunuyorlardı. Şampiyon kadro ise şu oyunculardan
kurulu idi: Yavuz Şimşek – Ogün Altıparmak, Ziya Şengül, Nedim
Doğan, Abdullah Çevrim, Fırat Somer. Hepsi milli futbolculardan
kurulu bu kardeşlerimizi hep takdirle anıyoruz.
Şükrü’ye taraftarların taktığı lakap ünlü Amerikan artisti James
Dean olmuştu. Bu lakap Şükrü’ye fizik olarak bu ünlü artiste
benzemesi, iyi giyinmesi ve Avrupai görüntüsü nedeni ile
sporseverler tarafından verilmişti.
Şükrü’nün oyun tarzına gelince, eskiden bek oyuncuları top
ayaklarındayken saha çizgisini asla geçmezlerdi. Şükrü, Türkiye’de
sağ çizgiden direk kaleye giden bir oyun tarzı vardı ve onun bu
şekilde attığı golleri de vardı.
Şükrü’nün Fenerbahçe’deki 10 yıllık futbol hayatından başka
başarıları da vardı. Antrenör Rumen Traian Ionescu’nun defansa
ağırlık verdiği 1969-1970 sezonunda Fenerbahçe şampiyonluğa
ulaşırken oynanan 30 maçta kalecimiz Datcu’nun koruduğu kalede
oynanan 30 maçta sadece 6 gol yemesi "Avrupa’da en az gol yiyen
takım" unvanını Fenerbahçe’ye kazandırmış ve bugüne kadar hala
kırılamamıştır.
Şükrü’nün önemli bir özelliği de güzel sesi ile alçak gönüllü
olması idi. Dönemin ünlü ses sanatçısı "Nesrin Sipahi" Hanım ile
"Kalpleri Fetheden Renkler" marşını beraber okumuşlar ve çok
başarılı olmuşlardı.
Şükrü, sosyal sahada da önemli faaliyetleri vardı. Benim 87. yaş
günüm ile Fikret Kırcan ağabeyimizin 92. yaş gününde Fenerbahçe
Sosyal Tesislerimizde yapılan anma gecelerini düzenlemesi Şükrü
tarafından yapılmıştı. Sevgili Şükrü Birand kardeşime beraber
olduğumuz günlerdeki dostluğumuzun devamını dileyerek bu yazımı
bitiriyorum.
EN BAŞARILI YABANCI HOCAMIZ: IGNACE MOLNAR
Fenerbahçemize, bir asrı geçen hayatında, 50’den fazla yabancı hoca
gelmiş; bunların önemli bir kısmı Fenerbahçe’de başarılı
olmuşlardır. Fakat hiçbirisi Macar antrenör Molnar kadar başarılı
olmamışlardır. Igance Molnar; 1947, 1957 ve 1967 yıllarında
Fenerbahçemizde 3 kez antrenörlük yapmış ve her seferinde de
Fenerbahçemizi Türkiye şampiyonu yapmıştı.
Molnar’ın en başarılı sezonu benim de başkan olduğum 1967-1968
sezonudur. Bu sezonda aynı devrede 5 kupa birden müzemize
kaldırdığımız sezondur.
Bu 5 kupa şunlardır:
1 – 1967-1968 sezonu Türkiye Lig Şampiyonluğu,
2 – Türkiye Kupası’nda Altay’ı 3-0 yenerek aldığımız Türkiye
Kupası,
3 – Bu iki kupayı birden almamızdan dolayı statüsü gereğince maç
oynamadan otomatik olarak kazanmış olduğumuz Cumhurbaşkanlığı
Kupası,
4 – Sezon başında İstanbul’da kazanmış olduğumuz Spor Toto
Kupası,
5 – Benim organize etmiş oyduğum 6 Balkan ülkesi arasında yapılmış
olan Balkan Kupası.
Bu kupaların kazanılmasında büyük emeği bulunan antrenörümüz Molnar
kimdir? Fenerbahçe’de nasıl çalışmıştır?
İlk kez Macaristan’da komünist rejimin hüküm sürdüğü sırada Molnar,
ailesi ile beraber ülkesinden kaçmış ve bir daha Macaristan’a
dönmemiştir. İlk kez geldiği 1947 yılında daha Türkiye Ligi
kurulmamış olup İstanbul’un 8 takımı arasında oynanan 14 maç
sonunda Fenerbahçemiz şu kadro ile İstanbul Şampiyonu olmuştu;
Cihat – Murat, Ahmet – Selahattin, Halil, Boncuk Ömer – Fikret,
Naci, Suphi, Mehmet Ali Has, Halit Deringör.
1958 - 1959 sezonunda lig maçları Türkiye çapına çıkarılmıştı. Bu
sezonda hocamız yine Molnar idi. Bu sezonda maçlar İstanbul
takımları kırmızı veya beyaz olmak üzere iki gruba ayrılmış,
bunlardan birinde Fenerbahçe, diğerinde de Galatasaray seri başı
olmuşlardı. Final maçları sonunda Fenerbahçemiz Galatasaray’a ilk
maçta 1-0 mağlup olmasına rağmen ikinci maçta 4-0 kazanarak Türkiye
şampiyonluğunu kazanıyordu.
Bu önemli şampiyonluğu kazanan Fenerbahçe’nin kadrosu şu
oyunculardan kurulu idi: Özcan – Osman, Basri- Avni, Naci,
Akgün-Mustafa, Ergun, Yüksel, Can ve Lefter. Antrenör Molnar’ın en
başarılı sezonu benim Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı olduğum
1967-68 sezonudur ki aynı bir sezonda 5 değişik ve değerli kupayı
müzemize kaldırmış olduğumuz sezondur.
Bu büyük başarının Fenerbahçe futbol kadrosunun hepsi de Milli olan
oyuncularımızdan müteşekkil idi; Özcan- Osman, Basri – Avni, Naci,
Akgün – Mustafa, Ergin, Yüksel, Can, Lefter.
Antrenör Molnar’ın Fenerbahçe’deki en başarılı sezonu 5 değişik
kupayı aldığımız emsalsiz başarıdır. Bu büyük başarının mimarı
değerli futbolcu kardeşlerimizin kadrosu şu oyunculardan kurulu
idi: Yavuz – Şükrü, Levent – Selim, Ercan, Yılmaz – Ogün, Ziya,
Yaşar, Nedim, Fuat ve Abdullah.
Şimdi Molnar’ın nasıl bir hoca olduğuna gelelim... Molnar çok
enteresan bir insandı ve kendine has bir konuşma tarzı vardı.
Mesela "Molnar Fenerbahçe’ye geliyö Fenerbahçe o zaman Fenerbahçe
şampiyon oluyööö" demesi dillere düşmüştü.
1958-59 sezonunda Fenerbahçe ilk kez Milli Küme şampiyonu olmuş
Avrupa Kupası’nda ilk turda Macaristan şampiyonu Sepel takımı ile
karşılaşacaktık. O tarihte bir dönem sosyalist ülkesi olan
Macaristan ile Türkiye’nin vize anlaşması olmadığından İstanbul’dan
Viyana’ya Türk Hava Yolları uçağı ile Viyana’dan Peşte’ye ise Macar
Hava yolları uçağı ile gidiliyordu.
Sepel ile İstanbul’da oynanan ilk maçta Macarların ilk devrede
attıkları gole karşılık ikinci devrede Can’ın attığı golle maç 1-1
berabere bitmiş, tur atlayan takım Peşte’de oynanacak maçta belli
olacak idi. Bu maç için Viyana yolundan Budapeşte’ye hareket eden
kafilesinde Sayın İsmet Uluğ kafile başkanı ben de Fenerbahçe
Kulübü Genel Sekreteri olarak bulunuyorduk.
Kafilemiz Viyana’da bir gün kalacak, ertesi gün Budapeşte’ye
geçecekti. Molnar, kafile başkanımız olan İsmet Uluğ Bey’e garip
bir teklifte bulunarak şunları söyledi: "İsmet bey, biliyorsunuz
Macaristan’a benim girmem yasak, ben burada Viyana’da bir otelde
kalayım, maçı Peşte televizyonundan izler, sizlere telefon ile
talimat veririm." demesin mi? Sinirlenen İsmet Bey, "Bunu neden
İstanbul’dayken söylemedin?" diye sorunca Molnar verecek cevap
bulamamıştı.
Bu şekilde kafilemiz Budapeşte’ye antrenörsüz gitmişti. Sepel
takımı ile 23 Nisan 1959 günü Budapeşte’nin 100 bin kişilik ünlü
NEP Stadyumu’nda oynanan maçını Lefter, Şeref ve Avni’nin golleri
ile bu zorlu maçı 3-2 kazanarak Avrupa’da tur atlayan ilk Türk
takımı Fenerbahçe oluyordu."
(İHA)