İşte Erdoğan'ın ilham perisi
Abone olGelişmekte olan ülkeler konusunda dünyanın en önemli ekonomistlerden Ruchir Sharma, yeni kitabında Türkiye’ye geniş yer verdi.
Yazara göre, ‘yiğit Kasımpaşalı’ kimliğiyle Erdoğan,
Putin’den çok Singapur’u kalkındıran Lee’ye benziyor.
re Wall Street Journal ve Newsweek gibi saygın yayın
kuruluşlarına köşe yazan Ruchir Sharma’nın Breakout Nations: In
Pursuit of the Next Economic Miracles (Atılım yapan ülkeler: Yeni
ekonomik mucizeler peşinde) isimli kitabında Türkiye’de AK
Parti’nin iktidara gelmesinin ardından Türkiye’de yaşanan ekonomik
ve sosyal değişime geniş yer ayrıldı. İşte yazarın Türkiye ile
ilgili yorumlarından satırbaşları:
- Türkiye aslında Çin’den aldığı dersi içselleştiriyor. Yani
ekonomik kalkınmayı başaran liderin siyasal alanda da istediğini
alabilmesi. Erdoğan da ekonomiyi yoluna koydu ve şimdi siyasi tonu
ve taktikleri giderek sertleşiyor. Ankara’da Başbakan‘ın
Putinleştiği yolunda söylemler yaygın. Ancak Türkiye Rusya’dan çok
daha istikrarlı bir demokrasi. Erdoğan’ı Putin’le karşılaştırmak
Türk liderin yürüttüğü mücadelenin vasfını görmezden gelmek olur.
Erdoğan aslında bağımsız Singapur’un efsanevi lideri Lee Kuan Yew
ile karşılaştırılmak isteyecektir. 1960’larda Singapur, Britanya
Krallığı’nın bir uzantısıyken Lee, çevresinde Malay bölgesiyle
piyasa ekonomisi kullanarak birleşme yoluna gitti. Ancak aynı
Türkiye ile Avrupa arasındaki gerilim gibi o zaman da etnik ve
ırksal gerilimler nedeniyle bunda başarılı olamadı. Malezya’nın
kendileriyle bağlarını koparmasını fırsat bilen Lee uyguladığı
ekonomik program ile Singapur’daki iktidarını sağlamlaştırdı ve
çevre ülkelerin krizde rehber aldığı bir lider oldu. Erdoğan da
şimdi Avrupa’nın Türkiye’ye sırtını dönmesi sonrasında bağımsız bir
bölgesel rol üstlendi ve içeride de iktidarını sıkılaştırıyor.
AB ARTIK ÇEKİCİ DEĞİL
- Ak Parti’nin iktidara gelmesinden sonra Avrupa kendine
‘Türkiye’yi kim kaybetti’ sorusunu sordu. Bu onlar için bir şoktu.
Gerçekte Türkiye şu anki iktidar ile ticari oryantasyonunu doğuya
çevirdi ama bu Batı’da ekonomik sorunların pratik bir sonucuydu.
Türkler artık Avrupa Birliği’ne girmeyi ‘vaadedilmiş topraklara
adım atmak’ olarak görmüyor. Çünkü o topraklarda şu an büyük bir
borç krizi yaşanıyor. Hem neden sizi istemeyen bir klübe girmek
için çabalayasınız ki?
- Asya’da yaşanan ‘Kore Dalgası’nın bir benzeri şimdi Orta Doğu’da
Türkiye ile gerçek oluyor. Bir zamanlar Küre müziği, filmleri ve
dizileri Asya’da nasıl tutku ve heyecan yarattıysa şimdi de
televizyon dizileri ve pop müzikle kozmopolitan İstanbul’un
enerjisi Orta Doğu’yu sarıyor. 4-5 yıl önce İstanbul’da Arap turist
göremezken, şimdi otobüslerle ‘Ortadoğu’nun Paris’i’ olarak anılan
bu şehre geliyorlar.
- Türkiye’nin en büyük 100 şirketi içinde İstanbul-Ankara-İzmir
üçgeninde bulunmayanların sayısı 2000 yılında 16’dan 2011 yılında
39’a yükseldi. 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan Türk
şehirlerinin sayısı 4’ten 14’e yükseldi. Bunların çoğu da AK
Parti’nin yüzüne gülümsediği Anadolu kentleri. Erdoğan’ın
çekiciliğinin anahtarı ise kendisinden önceki Batı eğitimli laik
devlet adamlarının aksine yiğit bir Kasımpaşalı ‘street fighter’
(sokak dövüşçüsü) gibi konuşuyor olması.
TÜRKİYE'YE 12 SAYFA
Dünyanın en büyük yatırım şirketlerinden Morgan Stanley
Investment’da Gelişmekte Olan Piyasalar’dan sorumlu üst düzey
yönetici olan Ruchir Sharma, dünya çağında finans alanında ün
yapmış isimlerin başında geliyor. Sharma nisanda çıkan ve
gelişmekte olan ülkeler piyasalarında büyük ilgi gören kitabında
Hindistan, Rusya ve Brezilya gibi ekonomilerin yanı sıra Türkiye’ye
de 12 sayfa ayırdı.