İşte Erdoğan'ın ABD'ye gidiş nedeni
Abone olSözde soykırım tasarısının ABD alt Meclis'inde geçmesinin ardından Erdoğan'ın ABD'ye gidip gitmeyeceği çok konuşuldu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Washington'da
düzenlenecek Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katılmak ve temaslarda
bulunmak üzere ABD'ye gitti.
Özel uçak ''Ana'' ile saat 13.45'de İstanbul'dan Dublin aktarmalı
olarak ABD'ye giden Başbakan Erdoğan'ı, Atatürk Havalimanı Devlet
Konukevi'nden, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan,
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, İstanbul Valisi Muammer Güler,
Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Emniyet Müdürü Hüseyin
Çapkın ve diğer ilgililer uğurladı.
Başbakan Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet
Davutoğlu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile
kalabalık bir heyet de ABD'ye gitti.
BU TÜR KARARLAR BİZİ BAĞLAMAZ
Sözde soykırım tasarısının ABD alt Meclis'inde geçmesinin ardından Erdoğan'ın ABD'ye gidip gitmeyeceği çok konuşulmuştu. Erdoğan bu konuda "Bu olay bizim de tasvip etmediğimiz gerekli tavrı koyduğumuz bir süreçti. Belli bir yumuşamayı görüyoruz. Bu tür kararlar bizi bağlamaz. Türkiye bu konuşlarda tavırlıdır güçlüdür. Biz diyoruz ki bu tür olaylar parlamentolarda çözülemez." dedi.
BAYKAL CUMHURBAŞKANINI SİYASALLAŞTIRMAK İSTİYOR
Başbakan Erdoğan, Washington'da düzenlenecek Nükleer Güvenlik
Zirvesi'ne katılmak ve temaslarda bulunmak üzere ABD'ye gitmeden
önce Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında,
açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, CHP lideri Baykal'ın üzerinde uzlaşma sağlanamayan 3
maddenin anayasa değişiklik paketinden ayrılarak tek başına
halkoyuna sunulması yönündeki önerisi ile ilgili olarak, öncelikle,
yazılı ve görsel medyayı ''hassasiyete'' davet ettiğini
söyledi.
Başbakan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
''O da şudur; Cumhurbaşkanımızın görevi nerede başlar
nerede biter? Bir defa bunu belirlememiz lazım. Şu anda
Cumhurbaşkanımız yasama organının başında değil. Yasama organı
çalışmasını yapacaktır. Ondan sonra kanunlaşacaktır ve sayın
Cumhurbaşkanımıza gidecektir. Cumhurbaşkanımız ondan sonra
bu yasada yanlışlıklar veya eksiklikler var mı yok mu inceledikten
sonra ya iade eder Meclis'e veya onaylar.
Şimdi bir defa bunu görmeden sayın Baykal nedense sayın
Cumhurbaşkanımızı siyasallaştırmanın gayreti içerisine giriyor,
onun tarafsızlık ilkesini gölgelemek istiyor. Böyle bir
şark kurnazlığının içerisinde. Sayın Baykal'ın yapacağı
bir şey varsa bu konuda Meclis Başkanı'ndan yardım istemektir,
destek istemektir veya Meclis Başkanı'nın bu konuda devreye
girmesini istemektir.''
Başbakan Erdoğan, Deniz Baykal'ın, her hafta TBMM Başkanıyla bir
araya gelen CHP'li grup başkanvekillerine konuyu iletebileceğini
söyledi.
BİR AÇ OKU, NE VAR NE YOK GÖR
Erdoğan, şunları söyledi:
''Meclis Başkanımız da kalkar hem CHP'nin grup
başkanvekilleriyle bu konuyu görüşür hem diğerleriyle bu konuyu
görüşür. Burada yapılabilecek bir şey varsa ki bunun şu
ana kadar hep istedik, 'katkınız olsun' dedik. Nereyi değiştirelim,
bunları istedik. Ama biliyorsunuz, daha verilen teklifin kapağını
bile açmadan 'Anayasa Mahkemesine götüreceğiz' dediler. Bir
aç oku, ne var ne yok bir gör, ondan sonra bu kararını
ver. Okumadan görmeden bilmeden hemen böyle bir adım
atılır mı?''
Şimdi yeni bir yaklaşım bulunduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, bu
yaklaşımın da birçok yönü bulunduğunu belirterek, şöyle dedi:
''Yapılan açıklamayı dinlediğiniz zaman, garip garip açıklamalar
var burada ... Biz 3 maddenin dışındakilere desteği verelim
orada tamam 367'yi sağlayalım ve Meclis'ten böylece geçirmiş
oluruz, bunun dışındaki diğer 3 maddeyle ilgili olanı Cumhurbaşkanı
iade etsin ve bunları referanduma götürecek şekle
dönüştürsün böyle bir yaklaşım tarzı var. Onu referanduma götürelim
3 maddeyi... Şimdi bunları rastgele konuştuğumuz zaman görüntü hoş
gibi görünüyor, ama olayın aslı bu değil. Yani eğer böyle bir şey
düşünülüyorsa, böyle bir şey yapılacaksa bunun görüşüleceği merci
Meclis Başkanımızın başkanlığında grup başkanvekillerinin ortak
yapacağı çalışmadır. Eğer böyle bir çıkış varsa, biz buna da varız.
Bu tür gayretlerin, çalışmaların içinde varız. Biz her türlü olumlu
adımda varız, ama şark kurnazlığına gelince, biz sayın Baykal kadar
en az o şark kurnazlığını da biz ona yaparız.''