İşte Emniyetteki gizli şemalar!
Abone olEmniyet Dink cinayetinden sonra iki şema hazırlayıp Başbakan'nın önüne koymuş. Bu şemalara göre kimin eli kimin cebinde belli değil...
Emniyet İstihbaratı’nın Hrant Dink cinayetinden sonra,
gerek Dink cinayeti gerek Ergenekon soruşturması açısından ilginç
sonuçlar taşıyan iki şema hazırladığı ve bu şemaların cinayetten
tam 10 gün sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önüne koyduğu
ileri sürüldü. Bu şemalara göre
'Dink-Danıştay-Ergenekon' kardeşliği açıkça
görülüyor.
TELEFON BAĞLANTISI OLAN İSİMLER
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi tarafından
hazırlandığı öne sürülen bu belgelerden birincisi, bir tarafta Dink
cinayetinden yargılanmakta olan Ogün Samast, Yasin Hayal,
Mustafa Öztürk ve Ahmet İskender ile diğer tarafta Ergenekon davası
sanıkları Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz, Sedat Peker, Muzaffer Tekin
gibi isimler arasındaki dolaylı telefon bağlantılarının
bulunduğunu ortaya koyuyor.
Dolaylı telefon bağlantıları, bu şahıslar arasında mutlak ilişki
olduğu anlamına gelmiyor, ancak, üçüncü kişiler üzerinden dolaylı
irtibatlar olabileceğine işaret ediyor.
ULUSALCILAR POLİS TARAFINDAN İZLENMİŞ
Şemalardan ikincisi ise Ergenekon soruşturmasında
Emniyet İstihbaratı’nın oynadığı rol hakkındaki tartışmalara yeni
bir boyut katacak nitelikte.
İkinci şema, Silivri’de yargılanan birçok kişi ve kuruluşun,
Ümraniye’deki el bombaları bulunmadan beş ay, soruşturmaya
“Ergenekon” adının verilmesinden de yaklaşık bir yıl önce, Emniyet
İstihbarat’ı tarafından “hükümet karşıtı çalışmalar”, “etnik
ayrımcılık”, “motorize istihbarat timleri kurmak”, “Kuvvacı milis
oluşturma gayretleri”, laiklik-antilaiklik tartışmaları” gibi
gerekçelerle izleme altında olduğunu gösteriyor.
SEDAT PEKER VE LAİK DERNEKLER AYNI ŞEMADA
Bu şemaların Emniyet İstihbaratı tarafından hazırlandığı
kesinlik kazanırsa, Türkiye’deki ulusalcı grupların çok büyük bir
bölümünün polisin yakın izlemesi altında olduğu ortaya çıkıyor.
Bu gruplar arasında Sedat Peker gibi yeraltı dünyasında tanınan
isimlerle laiklik konusunda duyarlı bazı derneklerin, bu arada bazı
medya kuruluşlarının da aynı şema altında birlikte
kümelendirilmeleri dikkat çekici bir durum oluşturuyor.
ŞEMADAKİLER ERGENEKONCU OLARAK
TUTUKLANMIŞ
Dikkat çeken bir başka önemli nokta da, özellikle ikinci şemada adı
geçen dernek ve kuruluşların yöneticilerinin büyük bir
bölümünün sonradan Ergenekon soruşturması çerçevesinde gözaltına
alınıp tutuklanan isimler olması.
TUTUKLANAN İSİMLER
İkinci şemadaki 21 kuruluştan 14’ü Ergenekon soruşturma
sürecinde ya takibata uğradı ya da yöneticilerinin çoğunluğu
tutuklandı. Tutuklu Taner Ünal’ın “VKGB”si, tutuklu Fikri
Karadağ’ın “Kuvayi Milliye Derneği”, tutuklu Erkut Ersoy ve Durmuş
Ali Özoğlu’nun “DSS Özel Büro”su, tutuklu Kemal Kerinçsiz’in “Büyük
Hukukçular Birliği”, Ergenekon sanığı Bekir Öztürk ile tutuklu Adil
Serdar Saçan’ın “kuvvaimilliye.net”i, Erol Poyraz’ın “1919 Grubu”,
tutuklu Mustafa Özbek ve Behiç Gürcihan’ın “Türkiyem Topluluğu”,
tutuklu Doğu Perinçek ve Ferit İlsever’in “İşçi Partisi”, sanık
emekli Orgeneral Şener Erguygur’un “Atatürkçü Düşünce Derneği”,
Tuncay Özkan döneminin “Kanaltürk”ü, sanık İsmail Yıldız’ın
“SESAR”ı, tutuklu Ümit Sayın’ın “Açık İstihbarat Çevresi” bunlar
sarasında sayılabilir.
DİNK-DANIŞTAY-ERGENEKON BÜYÜK KARDEŞLİĞİ
Bu konudaki şemalar ilk kez Yeni Şafak gazetesi
yazarı Ali Bayramoğlu tarafından 20 Ocak 2009 günü TV Net isimli
televizyon kanalında gündeme getirildi.
Bayramoğlu, her iki şemayı 6 Şubat 2009 günü Yeni Şafak
gazetesindeki köşesinde ayrıntılarıyla yazdı. Şemalarla ilgili,
aynı yöndeki bilgiler bir gün sonra 7 Şubat 2009 tarihli Star
gazetesinde de “Dink-Danıştay-Ergenekon BÜYÜK KARDEŞLİĞİ”
başlığıyla haberleştirildi.
Bayramoğlu, 6 Şubat tarihinde yazdığı makalesinde, “Şubat
2007’de Başbakan Tayyip Erdoğan’ın önüne iki şema
konmuştu. Dink cinayetiyle ilgili olarak Emniyet’in
yaptığı ilk çalışmalardı bunlar.
O dönem bu şemalar yazılmamak kaydıyla birçok gazetecinin de eline
ulaşmıştı. Peki, neydi bu şemalar? İlk şema Ogün Samast ve Yasin
Hayal’in merkezde olduğu telefon görüşmeleri trafiğiydi. Onlarla
yoğun temasta olan kişilerin diğer temasları ve aralarındaki
bağlantılar ele alınıyor ve böylece oluşan ‘daire‘nin resmi
çekiliyordu.
İkinci şema ise kurumlar ve yapılarla ilgiliydi.
Bunlar arasında çeşitli dernekler, televizyon kanalları, internet
siteleri, mafya grupları bulunuyordu. Bu grupların ilk şemayla da
kesiştiği noktalar vardı.
Bu bağlantılar ve isimlerin üzerine nedense gidilmedi,
gidilemedi...” diye yazdı.
İŞTE O ŞEMALAR