İşte Danıştay'ın 19 Mayıs gerekçesi
Abone olDanıştay 10. Dairesi'nin 19 Mayıs genelgesinin yürütmesinin durdurulmasına ilişkin, kararının gerekçesi belli oldu.
Danıştay, söz konusu gelengeyle 19 Mayıs'ta il ve ilçe
düzeyinde yapılacak törenlere öğrencilerin katılıp katılmayacağını
belirsiz hale getirdiğini öne sürdü.
Danıştay'ın gerekçeli kararında "genelge, yönetmelik ve
yönergeye aykırı saptamalar içerdiği gibi bir düzenleyici işlemde
olması gereken 'açık ve belirgin olma' niteliğini de
taşımamaktadır" ifadelerine yer veriliyor.
Danıştay 10. Dairesi'nin Türk Eğitim-Sen'in açtığı davada Milli
Eğitim Bakanlığı'nın ''Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı''
konulu genelgesinin yürütmesinin durdurulmasına ilişkin, kararının
gerekçesi belli oldu.
Gerekçede, Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun'un 4.
maddesinde ulusal ve resmi bayramlarda yapılacak törenlerin Milli
Savunma, İçişleri, Dışişleri, Milli Eğitim, Gençlik ve Spor ile
Kültür Bakanlıklarınca ortaklaşa hazırlanacak bir yönetmelikle
düzenleneceğinin kurala bağlandığı belirtildi.
Kanunun bu maddesi uyarınca Bakanlar Kurulu kararıyla kabul
edilerek, ''Ulusal ve Resmi Bayramlarda Yapılacak Törenler
Yönetmeliğini''nin 1 Ekim 1981 tarihli Resmi Gazete'de
yayımlandığı hatırlatılan gerekçede, yönetmelikte Atatürk'ü Anma,
Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinin nasıl yapılacağının
belirlendiği ifade edildi. Gerekçede aynı yönetmelikte başkentte ve
diğer illerde bayramın nasıl kutlanacağının da açıklandığı
vurgulandı.
Bu yönetmelik uyarınca Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2007
yılının Nisan ayında Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile
Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Kutlama Yönergesinin
çıkarıldığı belirtilen gerekçede, bu yönergede de bayramların nasıl
kutlanacağına ilişkin hükümlere yer verildiği kaydedildi.
Gerekçede, ''Konuyla ilgili yasa, yönetmelik ve yönerge
hükümlerinden, Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı
kutlamalarının içeriği ve yerinin kutlama komitesince yönetmelik
esasları dahilinde belirlenmek suretiyle öğrencilerin ve halkın
katılımıyla varsa stadyumda, yoksa belirlenen tören alanında
gerçekleştirileceği anlaşılmaktadır. Bu bağlamda kutlama
komitelerince öğrenci sayısı sınırlandırılarak ve abartılı bir
takım etkinliklere yer verilmeden törenlerin yapılabileceği de
açıktır'' denildi.
Dava konusu genelgede ise Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı
kutlamalarının mevzuata uygun biçimde tüm gençliğin dahil edileceği
bir formatta gerçekleştirileceği belirtilmesine karşın takip eden
cümlede, ''Kanun ve yönetmelikte kutlamaların öğrencilerin
katılımıyla yapılacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır'' şeklinde
yönetmelik ve yönerge ile bağdaşmayan bir ifadeye yer verildiği
belirtilen gerekçede, sonraki cümlede de kutlamaların sadece
okullarda yapılabileceği anlamına gelebilecek biçimde ''Günün anlam
ve önemiyle uygun kutlamaların okullarımızda ve öğrencilerin
katılımıyla icra edilmesine devam edilecektir'' denildiği
hatırlatıldı.
Genelge ile ortaya çıkan belirsizliğin giderilmesi için alınan ara
karara Milli Eğitim Bakanlığı'nca verilen cevapta konunun açıklığa
kavuşturulamadığı ifade edilen gerekçede, ''Davalı idarece verilen
cevapta ve savunmada yönetmelik ve yönergedeki açık kurallara
rağmen öğrencilerin il ve ilçe düzeyindeki törenlerde yer almasının
zorunlu olmadığı savunulmuş, genelgedeki belirsizlik savunma ve ara
karara verilen cevapta da sürdürülmüştür'' tespiti yapıldı.
Anayasa'nın 123. maddesinde idarenin kuruluş ve görevleriyle bir
bütün olup yasayla düzenleneceği, 124. maddesinde ise başbakanlık,
bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin kendi görev alanlarını
ilgilendiren yasaların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere
ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabileceğinin
hükme bağlandığı ifade edildi.
Düzenleme yetkisinin kamu hukukunda kural koyma ile eş anlamlı
olduğu vurgulanan gerekçede, kuralın ise hukukta sürekli soyut ve
objektif ve genel durumları belirleyen, bireysel olmayan, tükenmez
norm olarak tanımlandığı kaydedildi. İdarenin Anayasa ve yasal
düzenlemelerden aldığı yetkiyle kural koyma, düzenleme yapma
yetkisine sahip olduğu belirtilen gerekçede, şöyle denildi:
''Düzenleme yetkisini kullanarak tüzük, yönetmelik, yönerge,
genelge gibi düzenleyici işlemleri yapan idarenin bir işleminin
düzenleyici nitelik taşıdığının kabul edilebilmesi için söz konusu
işlemin sürekli, soyut, objektif, bireysel olmayan, genel durumları
belirleyen ve gösteren, maddi olaylara uygulanabilecek nitelikte
diğer bir değişle hukuk aleminden maddi aleme aktarılabilecek
açıklık ve belirlilikte hükümler içermesi gerekmektedir.
Esasen düzenleyici işlemlerin açık, belirli ve öngörülebilir olması
hukuk güvenliğinin dolayısıyla hukuk devleti ilkesinin de bir
gereğidir. Zira idare ancak açık ve belirgin hukuk kurallarına
yürürlüğe koymak suretiyle hukuk güvenliğini sağlayabilir. İlgi
yönetmelik ve yönergeyle yapılan düzenlemeler çerçevesinde, 19
Mayıs'ta il ve ilçe düzeyinde ortak formatta yapılacak törenlerde
yetkili komitelerce belirlenecek sayıda öğrencilerin katılımı
gerektiği halde bu gerekliliği ortadan kaldıran ifadelere yer veren
dava konusu genelge, yönetmelik ve yönergeye aykırı saptamalar
içerdiği gibi bir düzenleyici işlemde olması gereken 'açık ve
belirgin olma' niteliğini de taşımamaktadır.
Bu haliyle dava konusu genelge 19 Mayıs'ta il ve ilçe düzeyinde
yapılacak törenlere öğrencilerin katılıp katılmayacağını belirsiz
hale getirmek suretiyle yürürlüğünü koruyan yönetmelik ve yönergeye
aykırı uygulamalara yol açabilecek niteliktedir.''
BİR ÜYENİN AZLIK OYU
Danıştay 10. Dairesinin 4 üyesinin yürütmenin durdurulmasını
yerinde gördüğü karara, bir üye farklı gerekçe ile katılmadı.
Azlık oyu yazan üyenin gerekçesinde tüm mevzuat hükümlerinin bir
arada incelenmesi sonucu genelgenin sondan bir önceki paragrafında
yer alan ''yasa ve yönetmelikte kutlamaların öğrencilerin
katılımıyla yapılacağına dair bir hükmün de bulunmadığı, bununla
birlikte günün anlam ve önemiyle uygun kutlamaların okullarda ve
öğrencilerin katılımıyla icra edilmesine devam edileceği''
ifadesinde mevzuata uyarlık bulunmadığından genelgenin bu kısmının
yürütmesinin durdurulması gerektiğini
belirtti.
Genelgenin üst ve eşdeğer hukuk normlarında aksine hükümler mevcut
ve yürürlükte iken bu hükümleri değiştirmek sizin veya
kaldırmaksızın çelişen hükümler içerdiği ve düzenleyici işlemlerin
açık ve belirli olma ilkesine aykırı düştüğünü belirtilen azlık oyu
gerekçesinde, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Atatürk'ü Anma,
Gençlik ve Spor Bayramı Kutlama Yönergesinin ilgili maddelerinde
değişiklik yapmak suretiyle hukuka bağlı idare anlayışı
çerçevesinde yeni hükümlerin yürürlüğe konulmasının her zaman
mümkün olduğu kaydedildi.
Azlık oyu gerekçesinde genelgenin son paragrafındaki, ''Başkent
dışındaki il ve ilçelerimizde yönetmelikte yer almayan senaryo,
değişik renk ve nitelik arz eden gösteri ve fon çalışmaları gibi
etkinliklere yer verilmemesi'' ibaresinin ise Ulusal ve Resmi
Bayramlarda Yapılacak Törenler Yönetmeliği'nin 17. maddesine uygun
olduğu gerekçesiyle genelgenin bu kısmı hakkında yürütmenin
durdurulması isteminin reddi gerekeceği görüşüne yer verildi.
Karar davalı Milli Eğitim Bakanlığı'na tebliğ edildi. Bakanlığın
karara itiraz hakkı bulunuyor. İtirazı Danıştay İdari Dava
Daireleri Kurulu görüşecek.