İşte çürük çetesinin şifreleri

Abone ol

Çürükçü Çetesinin şifreleri mahkemede deşifre oldu. Bakın çürük raporu alınırken hangi şifreler kullanılıyor...

DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş'ın da aralarında bulunduğu 97 kişinin ''askerlikten kurtulmak için hile yapmak suçuna iştirak etmek'' suçlarından yargılanmalarına devam edildi. Mahkemede ifade veren sanıklardan Aytekin Demirdaş telefon görüşmelerinde yaptıkları şifreli görüşmelerin içeriğini açıkladı.  Duruşmada söz alan sanık Fatih Terzioğlu'nun avukatı Erkan Akbaba, davanın ''bir numaralı sanığı'' Aytekin Demirdaş'ın önceki duruşmada verdiği ifadede ''gizlilik kararı bulunan bazı bilgi ve belgeleri incelediğinin anlaşıldığını'' belirtti.

Gizlilik kararı bulunan evrakların Demirdaş'a verilmesinin hukuka aykırı olduğunu söyleyen Akbaba, Demirdaş'ın bu belgeleri inceledikten sonra soruşturma evresinde askeri savcıya verdiği ifadenin de delil niteliği taşımaması gerektiğini savundu. Akbaba, ''Demirdaş'a bu belgelerin askeri savcı tarafından verilmesi hakkında bir işlem yapılıp yapılmadığını'' sordu. Askeri Savcı Albay Ahmet Zeki Üçok da sanık Demirdaş'a verilen belgelerin adli savcı tarafından hazırlanan iddianameden ibaret olduğunu ve bu iddianamenin tüm sanıklarda bulunduğunu söyledi. İddianameyi okuduktan sonra ''Demirdaş'ın akıl sağlığından şüphe ettiğini'' söyleyen Gündüz, Demirdaş'ın akıl sağlığına ilişkin rapor alınmasını istedi. Gündüz, üzerine atılan suçlamalarda kendisini ''emekli yüzbaşı Egemen'' ismiyle tanıttığını, bu yolla kişilerin ''askerlik işlemlerinde yardımcı olduğu'' yönündeki ifadeleri de kabul etmediğini belirtti. BENİM GİBİ BİRÇOK İNSANI KANDIRDI

Gündüz, ''Aytekin Demirdaş kendi aklında oluşturduğu örgütüyle Türkiye'yi kendi keyfiyetine göre bölgelere ayırarak kafasınca bazı kişilere bölge sorumluluğu verdi. Bu yönüyle Demirdaş bölücülük de yapmaktadır. Demirdaş üzerindeki TSK üniformasını güven unsuru olarak kullandı ve benim gibi birçok insanı kandırdı'' dedi. Turgut Gündüz, iddianamede ''para aldığı'' öne sürülen Hasan Şimşek ile Antalya'da özel bir okul açmayı düşündüklerini, Şimşek'in banka hesabından kendi hesabına aktarılan paranın da bu iş için kullanılan para olduğunu savundu. Mahkeme Başkanı Albay Ahmet Erdem, Gündüz'e, arabasında yapılan aramada ele geçirilen yükümlü sanıklara ait nüfus cüzdanı fotokopilerini, sanık Ayhan Eke'den hesabına yatırılan 250 YTL ve Hasan Şimşek'ten ayrı ayrı zamanlarda gelen 15 bin YTL'nin neden yatırıldığını sordu. Sanık Gündüz, iddianamede kendilerinden ''Ne idüğü belirsiz'' kişiler olarak söz edildiğini öne sürerek, bu nitelendirmeyi kabul etmediğini, kendisinin de TSK'da uzman çavuş rütbesiyle bir süre ''şerefli bir şekilde'' görev yaptığını söyledi. Bu arada söz alan Aytekin Demirdaş, ''Turgut Gündüz'ün ifadesini kabul etmediğini ve yalan söylediğini'' ifade ederek, Gündüz ve Ayhan Eke'nin, yükümlülerin askerlik şubelerinden hastanelere sevk işlemleriyle ilgilendiklerini öne sürdü.

SANIK BOZKURT'UN SAVUNMASI

Sanık İmdat Bozkurt da, askeri savcının iddianamede ''Ne idüğü belirsiz'' ifadesini kullandığını belirterek, Atatürk'ün sözlerinden hareketle yola çıkılan bu ifadenin kendilerini rencide ettiğini söyledi. Bozkurt, duruşma safhalarında askeri savcı Üçok'un her konuda nezaket kurallarına en iyi şekilde uyduğunu, ancak soruşturma safhasında kendi ifadesini alan savcının hakaretlerine maruz kaldığını öne sürerek, ''Duruşmada keşke benim ifademi de bu savcı alsaydı. İfadem alınırken duyduğum hakaretleri, küfürleri duymamış olsaydım diye düşündüm'' dedi.

MAHKEME BAŞKANI: ''ŞİMDİ İMDAT DİYECEĞİM...''

Bozkurt'un ifadesini sürdürmesi üzerine Mahkeme Başkanı Hakim Albay Erdem ''İmdat, ben şimdi 'imdat' diyeceğim. Esasa gel, esasa... Buldun bir mahkeme, güzel güzel konuş ama şimdiye kadar herkes senin savunmanı dinledi. Artık esasa ilişkin savunmana gelmeni bekliyorum'' diye konuştu. Bunun üzerine, İmdat Bozkurt, kendisine sorulan sorulara cevap verdi ve Aytekin Demirdaş ile sahte çürük raporu vermek işlerine karışmadığını, sadece birkaç kez araba satışı yaptığını söyledi. Mahkeme Başkanı Erdem'in Bozkurt'un hesabından Demirdaş'ın hesabına ayrı ayrı zamanlarda yaklaşık 30 bin YTL para aktarıldığını belirtmesi üzerine Bozkurt, ''Bu paralar araba alıp satmaktan kaynaklandı. İkimiz de asker kökenli olduğumuz için Demirdaş'ın paraya sıkıştığı zamanlar ona para havalesi yaptım. Mesela, çocuğunun doğum gününde pasta alacak durumda olmadığını söylediğinde Demirdaş'a 250 YTL havale yapmıştım'' dedi.

DEMİRDAŞ: ''ARABADAN KASIT YÜKÜMLÜNÜN KENDİSİDİR''

Bozkurt'un ifadelerinin ardından söz alan Aytekin Demirdaş, dinlenen tüm sanıkların kendisiyle araba alım satımı yaptıklarını anlattıklarını belirterek, şunları kaydetti: ''Herkes araba ticaretine sığınıyor. Arabadan kasıt, yükümlünün kendisidir. Telefonlarda geçen araba kelimesi yükümlüyü ifade eder. Şahıs, 'arabam var' deyince, ben 'plakası kaç' diyerek memleketini öğrenmek isterim. 'Vuruğu, çiziği var mı' demekle de daha önce rapor almak için girişimde bulunmuş mu, bunu sorarım. 'Satışa hazır mı?' deyince, askerlik şubesinden hastaneye sevk alıp almadığını, 'Ankara'ya getirin pazara çıkaralım' deyince de rapor işinin yapılacağını söylemiş olurum.'' Demirdaş, tüm sanıklarla araba ticareti yapmasının mümkün olmadığını, sanıkların ellerinde araç alıp satımına ilişkin protokol ya da sözleşme varsa mahkemeye sunmalarını istedi. Bunun üzerine, sanık İmdat Bozkurt, Demirdaş'ın her konuda ''bilirkişi edasıyla fikir beyan ettiğini'', ancak sözlerinin yalan olduğunu savundu. Bozkurt, ''Demirdaş'ın asıl işi çürük raporu düzenlemek olabilir ama bizim asıl işimiz ticarettir. Hepimiz askeriz, ben eski askerim. Askerlikte üst her zaman haklıdır. Ben Demirdaş'ın üstüyüm, yani ben haklıyım'' diye konuştu. Mahkeme Başkanı Hakim Albay Ahmet Erdem de bu sözleri üzerine Bozkurt'u uyararak, ''Sulandırma... Sana sorulanı söyle'' dedi. Mahkeme Başkanı Erdem, Bozkurt'un ifadesinin ardından duruşmaya 1,5 saat ara verdi.

Günün Önemli Haberleri