İşte çin istilası
Abone olİşte Çin istilası.. Mersin'de bir firma Çin'den ithal ettiği 700 ton sarımsağı taşköprü malı diye piyasaya sürdü...
Mersin'de bir firmanın Çin'de yaklaşık bin 700 ton sarımsak
ithal edip üzerine "Taşköprü Sarımsağı" yazdıktan sonra piyasaya
sürmesi, son günlerde tartışılan "Çin istilası"nın gıda sektöründe
de başladığını ortaya koydu. Taşköprü Belediye Başkanı Hasan Altan,
patentli bir ürüne yapılacak en büyük haksızlığın, onun adı altında
başka malların satılması olduğunu belirterek, "Taşköprü sarımsağını
tanıtmak için 17 yıldır verdiğimiz emeğimiz boşa gidiyor" dedi.
Mersin'de bir firmanın Çin'de sarımsak ithal ederek üzerine patenti
alınan 'Taşköprü sarımsağı' ifadesini yazıp piyasa sürmesinin
yankısı sürüyor. Bir üreticinin ihbarı sonucu CHP Kastamonu
Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın suç duyurusuyla ortaya çıkan
usulsüzlük sonrası, Mersin'deki firmanın ithal ettiği sarımsakların
paketlenen bir bölümüne el konulurken, İspanya üzerinden Türkiye'ye
sokulmaya çalışılan yüzlerce ton Çin sarımsağı ise geri gönderildi.
"Taşköprü sarımsağı" adıyla piyasaya sürülen Çin sarımsağının
miktarı konusunda kesin bir bilgi bulunmuyor. Konuyla ilgili İHA
muhabirine açıklamalarda bulunan Kastamonu'nun dünyaca ünlü
sarımsağıyla tanınan Taşköprü İlçesi'nin Belediye Başkanı Hasan
Altan, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı'na usulsüzlük yapan firma
hakkında suç duyurusunda bulunduklarını belirterek, "Yapılan
inceleme sonucu adımızı kullanarak piyasaya sürülmeye hazır hale
getirilen sarımsaklara el konuldu. Gemilerden biri İspanya'ya
gönderildi. Çin sarımsağın kilosunu Mersin'deki firma 300 bin
liraya mal ediyor. Üzerine 'Taşköprü Sarımsağı' ifadesini yazdığı
paketlerle kilosunu piyasaya 2-3 milyon liradan sürüyor.
Trilyonlarca liralık haksız kazanç elde ediyorlar. Bu hem haksız
rekabete neden oluyor hem de adımızın kullanılması sonucu hak
gaspına giriyor. Taşköprü çiftçisi bu durumlardan olumsuz
etkileniyor. Bir Türk firmasının Türk çiftçisine bunu yapmasını
anlamak mümkün değil. Hukuki yollara başvurarak hakkımızı sonuna
kadar arayacağız" diye konuştu. "KIŞ AYI ÖZELLİKLE SEÇİLDİ" Hasan
Altan, daha önce de Çin'den sarımsak ithal edildiğini ancak hiçbir
zaman bin 700 ton gibi Türk çiftçisini mağdur duruma düşürecek
kadar yüklü miktarda ithalin gerçekleşmediğini söyledi. Çin'den
ithal edilen sarımsakların şoklanmış olduğuna dikkat çeken Hasan
Altan, bu sarımsakların bilinçli tüketiciler tarafından Taşköprü
sarımsağından ayırt edilebileceğini vurguladı. Hasan Altan,
"Taşköprü sarımsağı 7. ayda çıkar ve gelecek yılın 3. ayına kadar
şoklanmadan doğal özelliğini muhafaza eder. 8-9 ay tadından,
aromasından, kalitesinden bir şey kaybetmez. Çin sarımsağı ise
birkaç ay içinde bozulur. Kış gelmeden şoklanır ve kışın havalar
soğuk olduğu için paketlenerek piyasaya sürülür. Sıcak havayla
temas halinde hemen çillenir. Çin sarımsağı, Taşköprü sarımsağıyla
rekabet edebilecek kalitede değildir" diye konuştu. Çin'de
işgücünün ucuz olduğunu hatırlatan Altan, "Bizim çiftçimiz dekar
başına 900 kilo ürün elde ederken, Çin'de bu miktarın 2-3 ton
olduğunu biliyoruz. Hem ucuz işgücü hem verim yüksekliği bizim
rekabet şansımızı azaltıyor. Bizim tek avantajımız çok kaliteli
ürün yetiştirmemiz. 17 yıldır festivaller düzenleyerek bunu
anlatmaya çalışıyoruz" dedi. Taşköprü çiftçisinin elinde 3-4 bin
ton sarımsak bulunduğunu ve iriliğine ufaklığına göre 1.5-2 milyon
lira arasında toptan satış yapıldığını ifade eden Hasan Altan,
eldeki sarımsağın tüketilmesi için Mart 2003 tarihine kadar
sarımsak ithalinin kısıtlanması gerektiğini söyledi. Altan, aksi
durumda Taşköprü çiftçisinin perişan olacağını savundu. "KORE'YE
BİR BAŞ SARIMSAK İHRAÇ EDEMEDİK" İlk kez belediye başkanı seçildiği
1992 yılından bu yana sarımsağı ihraç etmek için çeşitli yollara
başvurduklarını ifade eden Hasan Altan, Uzakdoğu ile ilgili
başından geçen bir olayı şöyle anlattı: "Göreve geldiğimde,
Uzakdoğu'da sarımsağın çok fazla tüketildiğini öğrendim. Değerli
büyüğümüz Kaya Toperi'nin Güney Kore'de büyükelçi olduğunu
öğrenince kendisine konuyu açtık. Kızı Elvan Toperi'nin ihracatla
uğraştığını öğrenince sevindik. Onu vasıtasıyla Güney Kore'ye
tanıtım amacıyla bir miktar 45-60 kalibrelik sarımsak gönderdik.
Sayın Toperi, verdiği bir resepsiyonda Taşköprü sarımsağını
konuklarına ikram etmiş. Koreliler'in, 'Bugüne kadar yediğimiz
sarımsağın ottan farkı yokmuş. Bu kadar kalitelisini ilk kez
tadıyoruz' dediklerini aktardıklarına havalara uçtuk. Hemen ihracat
için harekete geçtik. Yaptığımız araştırma sonucu ilginç bir
engelle karşılaştık. Çin, Güney Kore'nin 2010 yılına kadar tüm
sarımsak ihtiyacını karşılamaya karşın bu ülkeden başka mallar
almayı taahhüt etmiş. Biz Güney Kore insanına sarımsağımızı
yedirmek için inat ettik ve Çinli birkaç firma ile irtibata geçtik.
'Bizim sarımsağımızı Güney Kore'ye siz satın, biz size komisyon
verelim' dedik. Ne kadar uğraştıysak da hiçbir Çinli tüccarı buna
ikna edemedik. Şimdi sormak gerekiyor; bizim bir baş sarımsağımızı
kendi firması üzerinden Güney Kore'ye sokmayan Çinliler mi
vatansever, yoksa Çin'den sarımsak ithal edip kendi ülkesinin
patentli sarımsağının adını kullanarak piyasaya süren Türk insanı
mı?"