İşte CHP'nin yeni ekonomik programı
Abone olSeçimlere 7 ay gibi kısa bir süre kala CHP çalışmalara hız verdi. CHP Saymanı Faik Öztrak ekonomi raporunun satır başlarını İnternethaber'e açıkladı.
Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER
ANKARA- “CHP’nin derdi laiklik değil yoksulluk” diyen CHP
lideri Kemal Kılıçdaroğlu partinin ekonomi politikalarını
belirleyecek raporun hazırlanmasına hız verdi. CHP’nin seçim
beyannamesinde vatandaşa yönelik vaatlerin de içinde olacağı
raporun ipuçlarını ve 2011 bütçesiyle ilgili değerlendirmeleri CHP
Saymanı Faik Öztrak İnternethaber’e anlattı.
CHP iktidarında çok etkin bir sosyal destek sistemi kuracaklarını
açıklayan Öztrak, “Vatandaş, ‘işimi kaybettiğimde gelirim
belli bir miktarın altına düşmeyecek. Çünkü devlet bana destek
olacak’ demeli. Devletin hayırseverlik yaklaşımı içinde yapmış
olduğu sosyal destek modelinden hak bazlı sosyal destek sistemine
geçeceğiz” dedi.
Yeni bütçe rakamlarını da inandırıcı bulmayan Öztrak’ın
açıklamalarından satır başları şöyle:
SANAYİYE DAYALI BÜYÜME: Türkiye’nin üreterek yani
sanayi öncülüğünde büyümesi lazım. Sanayi örgütlü çalışma ortamını,
araştırma geliştirmeyi arttıran daha modern yönetim sistemlerini
getiren bir yapı. Bu yapı öncülüğünde büyürseniz buradaki büyüme
hizmetler sektörüne de yansır.
İSTİHDAM YETMEZ KALİTELİ İSTİHDAM GEREK: İç
talebin olabilmesi için de sadece istihdam yaratmak yetmez kaliteli
olması lazım. Verimli yüksek kazanç getiren kaliteli işleri
yaratmamız insanları burada istihdam etmemiz lazım. Bunun için de
verimliliği artıracak bir takım politikalar, kamunun alt yapı
ihtiyacını giderme, iş gücünün insan kaynağının eğitimi, sağlık
harcamaları şart.
MESLEKİ EĞİTİMDE YENİ YAKLAŞIM ŞART : Meslek
edindirme kurslarının en önemli problemi sanayi ile iç içe
olmaması. Eğitim sistemi ülkenin ihtiyaçlarını dikkate alan, iş
gücünü ona göre oluşturan bir yapıda değil. Yepyeni yaklaşımlara
ihtiyaç var. Özellikle mesleki eğitim İHL’lerin baskısı altında
perişan oldu. Mesleki eğitime ciddi bir şekilde önem vermek
gerek.
VERİMLİLİK İÇİN İYİ SAĞLIK HİZMETİ: İnsanın
verimliliği beslenmesine, sağlık hizmeti almasına bağlı. İnsana
yapmadığınız yatırım, sizin uzun süre o insanın varlığından
yararlanamamanıza sebep oluyor, bir nesli kaybediyorsunuz.
HAYIRSEVERLİKTEN HAK SİSTEMİNE GEÇİŞ: Kaliteli
istihdam yaratmamız, çok güçlü bir sosyal destek sistemine sahip
olmamız şart. Krizlerde insanların çok fazla ürkekleşerek
tüketimlerini aşırı kısması, işsizliği körüklemesinin önüne geçmek
için etkili bir sosyal destek sistemi gerek. Vatandaş, ‘işimi
kaybettiğimde gelirim belli bir miktarın altına düşmeyecek. Çünkü
devlet bana destek olacak, bu yüzden aşırı kısmama gerek yok’
demeli. O çerçevede sosyal güvenlik sisteminden başlayıp, aile
sigortasına kadar giden ve olaya hak bazında yaklaşan bir sistem
kurulmalı. Devletin bir hayırseverlik yaklaşımı içinde yapmış
olduğu sosyal destek modelinden hak bazlı sosyal destek sistemine
mutlaka geçeceğiz.
YARATICILIK TEŞVİK EDİLECEK: Türkiye artık
yaratıcılığı teşvik etmeli, bilgi ekonomisi alt yapısını daha fazla
güçlendirmeli, sosyalleştirmeli. Bilginin sadece belli ellerde
toplanması değil, hem üretilmesinin hem kullanılmasının geniş
kitlelere büyük faydalar getirecek şekilde organize edilmesi
gerekli.
KURALLI MALİYE POLİTİKASI: Bizim için olmazsa
olmazlardan bir tanesi mali disiplin, kurallı bir maliye
politikası. Borç krizleri, mali krizlerin faturası tamamen yoksul
kesimlere çıkıyor, bunun önlenmesi lazım. Para politikasının ana
amacı fiyat istikrarını sağlamak olmalı ama bu istikrarın kalıcı
olabilmesi için de büyüme ve istihdam açısından bunun
sürdürülebilir olup olmadığını da para otoriteleri gözetmeli.
BÜTÇENİN GERÇEKLİĞİ YOK: Orta vadeli ekonomik
program mayıs sonunda, orta vadeli mali program ise haziranda
yayınlanmalıydı. Ancak bütçe Meclis’e teslim edilmeden, bir hafta
önce rekor düzeyde bir gecikmeyle bu iki doküman yayınlandı. Bu
gecikme önümüzdeki yılın bütçesini de ne kadar ciddiye alındığını
gösterir. Nasıl yapıldı bütçe, bu büyüklüklere ne zaman karar
verildi bilmiyoruz, o zaman ben bu bütçenin ciddiliğine inanmam.
Önümüze gelen bütçede öngörülen açık, yüzde 2.8. Oysa hükümetin ben
buna sığamam, elimi kolumu bağlamam diye reddettiği mali kurala
göre bütçe açığı yüzde 3.2. Yani hükümetin reddettiği, sığamam
dediği, yatırımcı bakanların itiraz ettiği bu nedenle de genel
kuruldan çektikleri mali kuraldan daha sıkı bir bütçeyle geldiler.
Bu, “Ben bu bütçeyi nasıl olsa 6 ay uygulayacağım dolayısıyla
sığarım” demek. Bütçeyi böyle göstererek uluslararası piyasalara
mali disiplini koruyacağım diye mesaj veriyor. Bu rakamlar
manzumesi tamamen iletişim stratejisidir gerçekliği yoktur.