İşte CHP'nin Kürt sorunu çözümü! YENİ HABER
Abone olCHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Kürt sorununun çözümüne ilişkin açıklama yaptı
NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA
Tanrıkulu, mecliste yaptığı açıklamada Kürt sorununun çözümünün en
önemli unsurlarından birinin yeni bir anayasa olduğunu söyleyen
Tanrıkulu, şunları söyledi:
DAVUTOĞLU'NUN İFADESİNİ İTİRAF OLARAK OKUMAK
LAZIM
Dün (21 Aralık) Başbakan Ahmet Davutoğlu, yeni anayasa için
önümüzdeki genel seçimlerinden sonra çalışmaya başlayacaklarını
ifade etti. Öncelikle buradan başlamak lazım. Davutoğlu’nun bu
ifadesini bir vaat olarak değil, bir itiraf olarak okumalıyız.
Toplumun en temel ihtiyacı olan yeni bir anayasayı, geçmiş seçimler
için kullanan AKP, yine aynı taktiğe başvuruyor. AKP, tıpkı Kürt
meselesinin çözümünü seçimlere endekslediyse, başından beri yeni
bir anayasa vaadiyle toplumu kandırmıştır ve kandırma girişimini de
sürdürüyor.
FIRSAT ISKALANMIŞTIR
Kürt sorununa kalıcı çözümün en önemli unsurlarından biri, demokratik, özgürlükçü ve eşitlikçi bir perspektifle hazırlanacak olan yeni bir anayasadır. Ancak ne yazık ki mevcut ortamda yeni bir anayasanın hazırlanması fırsatı ıskalanmıştır. Diğer yandan yeni bir anayasanın toplumsal katmanlarda zemin ve karşılık bulabilmesi için de ciddi bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç vardır. Bu zihniyet değişikliği zaruretinden hiçbir kesim azade değildir. Gerek devletin, bürokrasinin, iktidarın ve genel olarak siyaset kurumunun gerekse yanlış uygulamalar sonucu yaratılmış olan toplumsal kutuplaşmanın giderilmesi açısından bu kaçınılmazdır.
Ama ne yazık ki AKP bu kutuplaşmayı giderecek demokratik adımlar atmak bir yana, kutuplaştırmayı daha da derinleştirecek politikalara sarılıyor. Bu toplumun içine sığmayacağı bir gömleği ısrarla dayatıyor. AKP, yeni güvenlikçi yasalarla, antidemokratik uygulamalarla bunu sürdürüyor.
Türkiye’nin en önemli meselesi olan Kürt sorunu, eşit yurttaşlık
ve demokrasi temelinde kalıcı bir şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.
Ama AKP böyle bir zihniyetten uzaktır. Yeni bir anayasının önündeki
en büyük engel, bizzat AKP’nin zihniyetidir.
2015'E UMUTLA GİRELİM
Biz “her şey ancak anayasayla çözülür” gibi bir yanılgı içinde
de değiliz. Anayasa, toplumsal uzlaşı gerçekleştiği sürece
anlamlıdır. Yoksa altta kutuplaşma, çatışma varken istediğiniz
kadar yeni anayasa yapın, sorunları çözemezsiniz.
O yüzden Kürt sorunun tek çözüm yolu yeni bir Anayasa’yla birlikte
toplumsal uzlaşının da sağlanmasından, devletin ve hükümetin ciddi
bir zihniyet değişikliğine tabi tutulmasından geçer.
Biz CHP olarak Kürt sorununun çözümü konusunda bugüne kadar Meclis’e onlarca teklifte bulunduk. Benzer teklifler HDP’den de gelmiştir. Ama AKP muhalefetin bu olumlu adımlarının istisnasız tümünü elinin tersiyle itmiştir.
Şimdi AKP’yi bir kez daha sınıyoruz. Daha da doğrusu AKP’ye bir şans daha sunuyoruz ve diyoruz ki, işte Kürt sorununun çözümü konusunda onlarca öneri. Buyrun CHP’nin bu önerilerini, varsa sizin de önerileriniz, onları da ekleyelim ve 2015’e CHP’nin bu paketi sayesinde umutla girelim!
Kürt sorununun çözümü konusundaki her türlü adımı atmaya ve atılacak her türlü adımı desteklemeye hazırız. Yeter ki öneriler ve adımlar toplumsal barışa, kalıcı barışa, demokrasi ve özgürlüklere, eşitliğe hizmet etsin! Bizim tek şartımız budur! Barış, demokrasi, özgürlük ve eşitlik! CHP’nin süreç konusundaki temel talebi budur ve çözümün kalıcılaşması için de şeffaflaştırılması gerektiğini söylüyoruz. Bu açıdan Sayın Kılıçdaroğlu’nun Ocak 2013’te çözüm konusunda sunduğu “açık çek” hala geçerliliğini korumaktadır.
KOMİSYON ÖNERİYORUZ
Barışın sigortalanabilmesi için çözüm sürecinin kapalı kapılar ardından çıkarılıp TBMM’ye taşınması, tüm toplum kesimlerinin demokratik katılımının sağlanması bir zorunluluktur.
CHP, bu doğrultuda TBMM zemininde tüm partilerin eşit üye vereceği bir komisyon tarafından yol haritası belirlenecek, bağımsız olarak çalışacak bir “Toplumsal Mutabakat ve Ortak Akıl Heyeti Komisyonu” öneriyor.
İlk günden itibaren uyardığımız gibi, demokratik ve şeffaf yürütülmeyen bir süreçten, demokrasi, kalıcı barış ve özgürlük çıkmasının mümkün olmadığı her geçen gün daha net görülmektedir.
KANUN TEKLİFİMİZDEKİ MADDELER
Kanun Teklifimizde de görüleceği üzere CHP, hepimizin umudu olan çözümü ve kalıcı barışı AKP’nin günlük siyasi hesaplarına kurban etmeyecek somut ve gerçekçi çözüm perspektifinde ısrar etmeyi sürdürmektedir.
Bu çerçevede, ülkemizde temel hak ve hürriyetlerin etkin bir şekilde korunması ve Kürt sorununun barışçıl çözümü için vazgeçilmez bir şart olan demokratik zeminin oluşturulmasına yönelik olarak;
Demokratik temsilin sağlanabilmesi için milletvekili genel
seçimlerinde barajın yüzde 3’e indirilmesi; belediye ve il genel
meclisleri seçimlerinde ise barajın %17’lere çıkmasına yol açan
“onda birlik baraj” uygulamasının kaldırılması,
Siyasetteki dil yasaklarının tamamen sona erdirilmesi, siyasi
partilere devlet yardımının tüm siyasi partileri kapsayacak şekilde
adil bir hale getirilmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir
“Toplumsal Mutabakat ve Ortak Akıl Heyeti Komisyonu"’nun
oluşturulması, Geçmişte yaşanan acı ve travmaları hatırlatan
isimleri taşıyan; meydan, bulvar, cadde, yol, sokak, park ve
benzeri alanlar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait işletme, tesis,
bina ve benzeri tüm yapıların ve kışlaların tespit edilmesi ve bu
isimlerin değiştirilmesi amacıyla TBMM’de Komisyonu
kurulması, Adları değiştirilen köy, bucak, ilçe ve diğer
yerleşim yerleriyle coğrafi yerlerin eski adları, yeni adlarıyla
birlikte kullanılması, Dersim olaylarının tüm boyutlarıyla
araştırılması için Dersim arşivlerinin devletin ilgili tüm
kurumlarından alınıp TBMM’de toplanarak halka ve araştırmacılara
açılması, 21 Mart gününün Nevroz Bayramı olarak, tatil ilan
edilmesi, Eski Diyarbakır Cezaevi’nin “İnsan Hakları ve
Demokrasi Müzesi”ne dönüştürülmesi,
Koruculara kamuda başka alanlarda istihdam olanağı getirilerek,
koruculuk sisteminin kaldırılması,
Boşaltılan yerleşim yerleri nedeniyle mağdur olan vatandaşlara
yardım yapılmasını öngören 5233 Sayılı Yasa’nın yeniden
düzenlenerek, mağduriyetlerin giderilmesi ve köye dönüşlerin önünün
açılması,
Mayınlı arazilerin temizlenip, yoksul köylüye tarımsal faaliyetler
için tahsis edilmesi, Demokrasilerin vazgeçilmez bir koşulu
olan toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin özgürce yapılabilmesi için
gerekli değişikliklerinin yapılması, Terörle Mücadele Kanunu
ve Türk Ceza Kanunu’ndaki ifade özgürlüğünü engelleyen hükümlerin
kanun metinlerinden çıkarılması, Tutuklamaların cezaya
dönüşmemesi için uzun tutukluluk sürelerinin
kısaltılması, Davaların başka illere nakledilerek adil
yargılamanın engellenmesine son verilmesi, Özel yetkili
mahkemelerin verdiği kararlar için yeniden yargılama imkanının
sağlanması, Polisin biber gazı kullanması ve orantısız şiddet
uygulamasının önüne geçilmesi,
İşkence ve benzeri gayri insani suçlar nedeniyle Anayasa
Mahkemesince veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince verilen
tazminat kararlarının gerekirse Başbakana varıncaya kadar tüm
sorumlulara rücu edilmesi, Temel Hak ve Hürriyetlerin
kullanımı sırasında güvenlik görevlilerinin orantısız şiddetine
maruz kalarak ölenlerin yakınlarına ve yaralananlara nakdi
tazminat, aylık bağlanması, kamuda istihdam gibi hakların
tanınması, Adil yargılamayı ve savunma hakkını engelleyen
“gizli tanık” uygulamasına son verilmesi, Faili meçhul
cinayetlerde zaman aşımının kaldırılması, Nefret suçlarının
zamanaşımına uğramaması ve para cezasına çevrilmemesi, Darbe
dönemlerinin mahkemesi olan DGM’lerce verilen kararlarda zamanaşımı
süresinin yarı oranda düşürülmesi, Hukuka aykırı şekilde elde
edilen kişisel verilerin imha edilerek, fişleme uygulamalarına son
verilmesi, Ceza evlerinde soyut ve yoruma açık düzenlemelere
dayanarak yapılan haksızlıkların engellenmesi, Hrant Dink’in
adının İstanbul Şişli’de bir caddeye verilmesi, konularındaki Kanun
Tekliflerimizi bir kez daha, bir paket olarak Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nin ve halkımızın takdirine sunuyoruz.
Meclis Araştırma Komisyonu kurulması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunmuş olduğumuz;
Geçmişte Yaşanan İnsan Hakları İhlallerinin Araştırılması,
Toplumsal Barışı Bozan Olayların ve Nedenlerinin Araştırılması,
Uludere / Roboski Katliamının Araştırılması,
Zorunlu Göçün Yarattığı Sorunların Araştırılması,
Faili Meçhul Cinayetlerin ve Kayıpların Araştırılması,
İşkence ve İşkencecilerin Araştırılması,
Yasadışı Dinlemelerin Araştırılması,
Fişlemelerin Araştırılması,
Seçim Sistemlerindeki Adaletsizliklerin Araştırılması,
Cezaevlerinde Yaşanan Hak İhalelerinin Araştırılması,
Cumartesi Annelerinin Taleplerinin Araştırılması,
Nefret Suçlarındaki Artışın Araştırılması,
Gerçekleri Araştırma Komisyonu Kurulması,
İşkence Mağdurları Aleyhinde Memura Mukavemet Suçlamasıyla Açılan
Davalardaki Artışın araştırılması konularındaki önergelerimizin
bazılarının AKP oylarıyla reddedilirken, çoğunun gündeme alınmayı
beklediğini; 3 Mayıs 2013 tarihinde verdiğimiz Avrupa Yerel
Yönetimler Şartı’na konulan çekincelerin bugüne değin neden
kaldırılmadığına ilişkin soru önergemizin ise hala yanıtlanmadığını
TBMM üyelerine ve kamuoyuna bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.