Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Görüldü ki CHP’de ortaya çıkan “Külliye kim gitti” krizi kendi başlarına dolandı desek yeridir..
Çünkü iki gazeteci üzerinden yapılan parti içi kumpastan başka bir şey dolmadığı aşikar!..
Bu yönde son derece güçlü iddialar Ankara kulislerinde seslendirilmektedir…
O kulislerin içine daldık ama çıkamadık!..
CHP’de artık iplerin Kemal Bey’in elinde olmadığı oturduğu koltuktan her an alaşağı edilecek gibi eğreti durduğu konuşulmaktadır…
Yani “Bir taşla(külliyeye gitme kumpası) iki kuş vurup üçüncü kuşa yuva yapma görevi üstlenen CHP’yi dizayn eden üst akıl işidir " diye düşünmemek mümkün değildir…
Bu olay ile;
“Partide çete var” diyen Muharrem İnce’nin ipinin çekildiği yani Genel Başkanlık ve Cumhurbaşkanlığı adaylık yolunun tamamen kapandığı, “Saray kumpas yapıyor” diyerek sarıldığı yalanın kendi başına dolanması oyununa getirilen Kemal Kılıçdaroğlu’na da jübile hazırlığı başladığıda seslendirilmektedir...
Zaten iki gün önce “Hedef benim” diyen İnce’nin dün “Hedef Genel Başkan” der duruma gelmesi budur..
Diyeceksiniz ki İnce’nin “ÇETE” sözü havada mı kaldı!
Hayır…
Yerli yerine oturmuştur…
CHP’nin içinde operasyon çekenlerin varlığı tescillenmiştir.
Deniz Baykal’ı kasetle indirip o koltuğa Kemal Bey’i kimler oturtmuşsa, bu sözde kumpas ile Kılıçdaroğlu ve İnce’nin CHP’deki varlıklarını yok etmeye çalışanlarda onlardır…
Bir düşünün “CHP Genel Merkezi’nde çete var” diye feryat figan eden sıradan bir adam mı?…
Çeteyi bilmem ama Tayyip Erdoğan’ı devirmek için oyun üzerine oyun oynayan ‘üst akıl’ 2023 öncesi sadece CHP’yi değil yeni kurulacak olan partileri de Erdoğan’a karşı dizayn etmeye çalışmaktadır…
O üst aklın Baykal’a yönelik kaset kumpası sonrasında aslında CHP’de yavaş ipler Kemal Bey’in elinde gitmiştir…
Her istediğini yapan, teşkilatları dizayn eden, delegeleri bizzat seçen, belediye başkan adaylarını belirlediği söylenen o üst aklın şimdi CHP’de yeni bir yol aradığı güçlü bir şekilde seslendirilmektedir…
O yolda ne Kemal Bey ne de Muharrem Bey vardır!
O üst akıl üçüncü bir ismi Genel Başkanlık koltuğuna taşıma gayretindedir…
Ekrem İmamoğlu mu derseniz!..
İstemez...
Seçime 4 yıl varken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından istifa ederek koltuğu AK Partili bir meclis üyesine bırakması mümkün değil…
“Peki CHP’yi kim dizayn ediyor” diye soruyorsunuzdur…
İddialar şu ki;
Hatırlayan var mı bilmem !
Yerel seçimler öncesi bir parti büyüğünün evinde Kemal Bey olmadan toplanıp görüntü verenlerin her biri belediye başkan adayı gösterilmiştir…
Çok ilginç hiç kimse dikkat etmedi o evdeki buluşmaya!
Yine o ev devrededir…
O ev kimin eviydi!
İşte ona bakmak gerek!
O abiyi bulursanız CHP’nin yeni rotasını da bulursunuz!
İşte o evde CHP’nin yeni Genel Başkanı saklıdır!
O nedenle siz CHP’de vitrinde olanlara, Erdoğan’a saldıranlara bakmayın!
Öne çıkmamaya özen gösteren, tartışmalara girmeyen “ABİLERE” bakmak gerek!
Peki her olayda ortaya çıkan Ekrem İmamoğlu’nun CHP’yi ilgilendiren böylesine bir olayda kendisine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmasının yolunu açan Genel Başkanına destek anlamında sessiz kaldı?
Bence o da biliyor ki Kemal Bey artık kalıcı değil!
Peki İmamoğlu-İnce ilişkisi ne durumda?
Dostlar mı, düşmanlar mı?
Üstat Nihat Genç yazmıştı..
"Bir soru;
Muharrem İnce ‘Cumhurbaşkanlığına adayım’ deyince ona en büyük tepki kimden gelmişti?
İmamoğlu’nun ekibinden…
Peki!..
İnce’nin “Cumhurbaşkanlığa adayım” tweetine “Dün dünde kaldı cancağızım, mekanın sahibi geldi” (mekanın sahibi İmamoğlu) tweeti ile kim karşılık vermişti…
İmamoğlu için ‘kahraman’ kitabını yazan Necati Özkan…
Sonra ne oldu?
Necati Özkan’ın sahibi olduğu reklam şirketinin CHP’den bir milyara yakın alacağı için açtığı davanın belgesini kim yayınlamıştı…
Muharrem İnce…
Nihat Genç, İmamoğlu-İnce krizinde pandora’ nın kutusunu bu sözlerle açmıştı…
Necati Özkan’ın İmamoğlu için bir ‘propaganda makinesi’ kurduğunu şu sözlerle anlatıyordu..
“Kamuoyu, İmamoğlu’nu önce belediye başkanı, sonra da Cumhurbaşkanlığı için önünü temizleyip açmaya çalışan propaganda makinesinin haberlerinin sahiplerini biliyor.
Muharrem İnce’nin ima ettiği ‘Genel Merkez içindeki çetenin’ bu propaganda makinesiyle doğrudan bir ilişkisi ve nasıl tür bir ilişkisi var, bilemeyiz.
Ancak bu propaganda makinesinin Necati Özkan’ın sert dışlayıcı meydan okuyan tweetiyle öğrendiğimiz Muharrem İnce’ye karşı olduğu da bir gerçek!”
Sizin anlayacağınız eğer ortada bir kumpas varsa!..
O kumpasta Kemal Kılıçdaroğlu ve Muharrem İnce’ye yönelik CHP'yi dizayn etmeye çalışan üst akıl tarafından kurulmuş bir kumpas olabilir…
O nedenle diyeceğim şu ki;
Deniz Baykal’ın kaset ile ipini çekip CHP’yi altın tepsi ile Kemal Bey’e sunanlar, şimdi de “Saraya kim gitmiş” kumpası ile Kemal Bey ve Muharrem İnce’nin ipini çektikleri düşünüyor!..
Bir taşla iki kuş vurma misali CHP’yi dizayn etmeye çalışan üst akıl bu olay ile Kılıçdaroğlu ve İnce’yi vurmuştur…
Bence CHP yeni Genel Başkanını aramakta..
Bir başka deyişle üst akılın kafesine konacak üçüncü kuş ne zaman ötmeye başlayacak…
O eve bağlı!...
Bekleyip görelim…
2023 hazırlığını CHP’de yeni bir genel başkanın yapacağını o genel başkanın Cumhurbaşkanı adayının Ekrem İmamoğlu olacağını söylemek zor değil artık!..
Gördük ki Almanya, İngiltere, ABD artık Tayyip Erdoğan’a karşıda mekanın yeni sahibini(!) muhatap alıyor!..
Yani CHP’de ipler sessiz ve sakin bir şekilde
bugün olmazsa yarın Ekrem İmamoğlu’nun eline
geçecektir...
Ekrem Beyin o yurt dışı ziyaretlerinin sade bir İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı ziyareti olmadığını "2023 CHP’sinin
siyasi patronunun" ziyareti olduğunu söylersem
yanılır mıyım!...
İşte bütün mesele bu!..
Ekrem İmamoğlu için "Kahraman" kitabını yazarı Necati Özkan nasıl Muharrem İnce'ye nasıl gönderme yapmıştı;
“Dün dünde kaldı cancağızım, mekanın sahibi geldi”
O nedenle bugün yaşananlar “Cambaza bak cambaza” misalidir…
Diyeceğim şuki;
Bütün kulisler, bütün iddialar şunu gösteriyor ki;
CHP'de oyun içinde oyun oynanıyor...
CHP mekanın yeni sahibi denen Cumhurbaşkanı adayını değil ona sadık kalacak yeni Genel Başkanını arıyor..
Üzgünüm Kemal Bey!..
"Kumpas" diyorsan!..
İşte böyle bir şey!..
Bekle gör...
Şimdiden geçmiş olsun!..