İşte çekil diyen Paşa
Abone olGündeme oturan “Ecevit’e darbe konusu” bundan iki yıl önce ayrıntılı biçimde İNTERNETHABER’de yer almıştı…
İNTERNETHABER-(ÖZEL)-Hem de o haber de
Ecevit’in kendisi, iktidarını elinden almak isteyen
“generali”in adını vermişti… Gazeteci Behiç Kılıç
,Ecevit ile yaptığı röportajda sözü bu “darbe”
meselesine getirmiş,Ecevit’te kendisinin iktidardan uzaklaşması
için dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Atilla Ateş’in devreye
girdiğini belirtmişti…
Behiç Kılıç’ın İNTERNETHABER’de yayınlanan yazısı
şöyleydi…
Ecevit'e göre olay, DSP'nin bölünmesinden bir yıl önce meydana
geldi. 2001 yazında Hüsmettin Özkan Bodrum'a çağrıldı ve plan
kendisine duyuruldu. Ancak, Özkan duyduklarını Ecevit'e
anlatmadı…
Eski Başbakan, askerlerin neden böyle bir harekete yöneldikleri
hakkında ise konuşmak istemedi. Ecevit'le başbakan yardımcılığı ve
başbakanlık yaptığı son iktidarı döneminde temasım olmadı.DSP 'nin
mütevazı bir parti olarak kuruluşu ve ilerleyişinde sıkça
görüşürdük ama iktidarı döneminde onun arkasında duranlarla bizim
ülkeye bakış açımızda farklılıklar vardı. Nitekim daha sonra Ecevit
ve partisi de bu "arkadaki"ler tarafından hançerlendi. Yıllar sonra
bir araya gelme fırsatı bulduğum Ecevit'in ,Türkiye üzerine
hesaplar,siyasi ihtiraslar ve "dışarı" ile işbirliktelikler sonucu
nasıl linç edildiğini de görüp anlamak mümkün oldu.
Öldü ölüyor denilen Ecevit pırıl pırıl bir beyinle ve tüm olan
biteni değerlendirecek çağdaş siyasetçi kimliği ile bizi
bilgilendirdi. Fiziksel rahatsızlığın ve yaşın verdiği yürüme
zorluğu ile bazı kelimelerdeki telaffuz güçlüğü dışında hiçbir
sıkıntısı yoktu. Her zamanki gibi nazikti ve verdiği bilgilerle bir
polemiğe neden olmamak için sözlerini itina ile süzgeçten
geçiriyordu. Uğradığı heksızlıklara öfke saçma yerine, bu
haksızlıklardan ülke geleceği için ders çıkarılmasını ister
gibiydi. Ve anlattıklarından ortaya çıkan şuydu. Bush Irak üstüne
yürümek için Saddam'dan önce Ecevit'i devirmişti.
Sokaktaki vatandaş "öldü ölecek" diye gelen bilgilerle beklediği
bir sırada, Gülhane Askeri Tıp Akademisine götürülen ve orada
düzelen Ecevit'in başına "neler" geldiği konusunda çeşitli
fikirlere sahip... Başbakan'ın "öldürüleceği" konusunda,
akademisyen düzeyinde derin görüşler var...
Bu şüpheleri Ecevitlerle konuşmayı sürdürüyoruz. Rahşan Hanım'a
"Dışarıdan da bir güç vardı ve Irak'a doğru birtakım
hazırlıklar seziliyordu. Sayın Ecevit orada doğrunun ne olduğunu
anlattığı için mi kötü insan oldu? " diyorum Rahşan Ecevit
;
" Ecevit'in Hükümet'te kalmaması gerekiyordu. Bilmiyorum Bülent,
gene kızar mısın bana öyle söylersem. Ama Amerika hiç istemezdi
Bülent'in hükümet olmasını, çünkü kendisinin Irak'la ve Kıbrıs'la
ilgili düşünceleri vardı. Orada olmasını istemiyorlardı. Hem
içeriden hem dışarıdan bir şeylerle devrildi Hükümet "
cevabını veriyor…
Israr soruyorum.. "Canınıza kastettiklerini düşünmüyor
musunuz? " Ecevit'in cevabı şöyle.. " Elimde
somut, ayrıntılı bilgi, delil olmadıkça ben bu konuda bir şey
diyemem. "
Ecevit'ten gelen çarpıcı iddialar arasında bazı generallerin
kendisini görevi Hüsamettin Özkan'a terk etmeğe zorladığı
açıklaması da var. Ecevit Kara Kuvvetleri eski Komutanı Atilla
Ateş'in adını veriyor. Askerlerin neden böyle bir harekete
yöneldikleri hakkında konuşmak istemiyor. Bu olay, partisine
yönelik hareketin bir yıl öncesinde meydana geliyor. 2001 yılı yaz
ayında Hüsamettin Özkan Bodrum'a çağırılıyor ve bu plan kendisine
duyuruluyor. Özkan duyduklarını Ecevit'e anlatmaya çekiniyor.
Ecevit'e, bir başbakanın hakkında yapılan hazırlıklardan haberdar
edilmemesinin "tuhaf" olup olmadığını soruyorum.
"Bildiklerinizin ötesinde bir şey yok. Ben istihbarat
meraklısı değilimdir."
Cumhuriyet tarihinin en önemli siyasi kimliklerinden olan Bülent
Ecevit, kendisine Cumhuriyet tarihinin önemli komplolarından
birinin yapıldığını belirtiyor. Bu komplo, genede üstü kapalı
duruyor.
Ecevit anlatıyor;
”Karşı tarafta Kemal Derviş'in bayraktarlığını yaptığı bir
siyasi hareket vardı. Sonra partiye girdiler, toplantılar
yapıldı…” Konuşmanın devamında diyaloglar şöyle idi..
Bülent Ecevit: Mesut Yılmaz da 'Çekil' diyordu. Kemal
Derviş de 'çekil' diyordu.
Rahşan Ecevit: Bir de başbakan olmak isteyen
vardı... Adını söylemeyelim. (Hüsamettin Özkan’ı kast ediyor)
Diyorum ki;" Bu arada Pearson da gelmiş, bazı talepleri
olmuştu. Ona da aynı şeyleri söylemiştiniz. Orada bu Hükümet'e
karşı bir cephe oluşmuş. Belki de siz davet ettikten sonra durumdan
vazife çıkarıp, kaybolduğu günlerde Kemal Derviş onlara angaje
oldu. Olabilir mi? “
Bülent Ecevit: Ben bir şey diyemem. Siz sonuç
çıkarın.
- Devletin içinde Başbakan'a bağlı birimlerin sizi
bilgilendirmesinde bir eksiklik mi oldu? Hükümet'e yönelik bir
tavır vardı, canınıza yönelik bir tavır vardı. Hiçbir uyarı gelmedi
mi size?
Bülent Ecevit: Atilla Ateş (APO'yu
Suriye'den isteyen Kara
Kuvvetleri komutanı)o zamanlar, Hüsamettin Özkan'ı Bodrum'a
çağırdı. Benden kurtulmak istediklerini
söylediler.
Rahşan Ecevit: Bodrum'da Hüsamettin Bey'in meşhur
bir yatı vardı, orada toplantı yapıyorlardı.
Bülent Ecevit: Hayır, Hüsamettin Bey'in
değil, generallerin varmış. Hüsamettin Bey'in orada yatı yoktu.
Neyse, önemli değil, orada ya da burada. Benimle ilişkileri
bakımından çok rahattı. O bana çekine çekine söyledi. Sonra Murat
Yetkin'le ilişki kurdular, Generaller. O da ezile büzüle geldi,
anlattı.
Sizin çekilmenizi mi istediler?
Bülent Ecevit: Evet. Ne gerekçeyle
çekilmenizi istediler?
İşte..! Hiç başka türlü istihbarat teşkilatından falan size bir şey
gelmedi mi? Mesela MİT'ten?
Bülent Ecevit: MİT'ten şikayetim olmadı. Şenkal Atasagun
çok iyi çalıştı. Belki devreye sokmak istememişlerdir. Çünkü o ayrı
çalıştı.
Hükümetiniz'e karşı iş aleminden karşı çıkıp da sizin dikkatinizi
çeken bir faaliyet oldu mu?
Bülent Ecevit: Yok.
MHP Lideri neden bozdu koalisyonu?
Bülent Ecevit: Kemal Derviş onun moralini bozdu. Birileri
MHP'nin moralini bozmuş. 'MHP'siz bir koalisyon kuracaklar'demişler
Bu olaylardan sonra Hükümet seçim kararı aldı.
Ondan sonra ne oldu?
Bülent Ecevit: Ondan sonra perişan olduk. Çok kötü sonuç
aldık. Türkiye'nin en güçlü partisi konumuna gelmiştik. 12 Eylül
sonrası çeşitli görevlerde bulunmuştum. Ben Başbakan Yardımcısı
oldum, Başbakan oldum... Çok sağlam bir parti olmuştuk. Fakat grubu
tam ortasından böldüler. Derviş, Cem, Özkan... Artık bir takatımız
kalmamıştı. Yine örgütümüz büyük ölçüde sağlam durdu. Grup bölündü.
Ben en ağır hasta olduğum zamanda bile evrakları getirtip çalıştım.
Rahşan da hastaydı, o da çalışıyordu. Bütün bunlar bir araya
gelince, daha fazla götüremedik…”
Behiç Kılıç’ın İnternethaber de iki yıl önce yazdığı
satırlar böyle idi.. Ecevit o röportaj da emekli
KARA KUVVETLERİ KOMUTANI İLKER ATEŞ’in adını
vermişti..