İşte büyük olmak budur!
Abone olSadece Türkiye değil, dünyanın dört bir yanındaki üniversiteler teklif getirdi. Ama o hep geri çevirdi. Kabul ettiği ise doğup büyüdüğü topraklardaki üniversite oldu.
İNTERNETHABER
Türkiye'nin yetiştirdiği en büyük yazarlardan biri Yaşar Kemal...
Hayatı boyunca bir çok üniversiteden fahri doktoralık teklifi aldı.
Sadece Türkiye'deki değil, yurt dışındaki üniversitelerden de
teklifler yağdı. Ama o hep reddetti... Ta ki doğup büyüdüğü
topraklarda kurulan üniversiteden gelen teklife kadar...
"Madem ki doğduğum toprakların üniversitesi veriyor bu
doktora ünvanını alayım" dedi... Hayatında ilk kez fahri
doktora ünvanını kabul etti.
Bugün Çukurova Üniversitesi'nde düzenlenen törenle ünvan belgesini
aldı, o cübbeyi de ilk kez giydi...
AYDINIM DİYENLERE KAPAK OLACAK...
TÖRENDEKİ SÜRPRİZ KÖYLÜLER
DİĞERLERİNE KAPAK OLSUN
Edebiyatın dev çınarı, fahri doktora ünvanı deyince koşa koşa
üniversitelerin yolunu tutan bir çok "aydın"a da ders verdi bu
hareketi ile...
Törende onu yalnız bırakmayanlar da vardı... Osmaniye'ye bağlı
Hemite köyünden gelenler... Onlarda Yaşar Kemal'in doğup büyüdüğü
babaocağından, onun köyünden gelmişlerdi. Köylüleri büyük
yazarın "ünvan töreninde" onun yanındaydılar...
HEMİTE KÖYÜ...
Yaşar Kemal, yeni adı Gökçedam olan Hemite köyünde dostluğu,
kardeşliği ve sevgiyi görerek büyüdüğünü belirterek,
''Orada Türkiye'nin insanlarını gördüm. Hemite köyünde
ayrıca olabildiğince zengin bir doğayı yaşadım. Köye gelen
aşıklardan türkülerin güzelliğini, Karacaoğlan'ı, Dadaloğlu'nu
öğrendim'' diye konuştu.
USTA YAZAR, KÜRT AÇILIMI İÇİN NE DEDİ?
"BEN BU HALKA ŞAHİDİM" DEDİ VE EKLEDİ...
EN DEĞERLİSİ BU OLDU
Seramoni eşliğinde cübbesini giyen Yaşar Kemal, kişinin
kendi toprağında onurlandırılmasının ödüllerin en değerlisi
olduğunu belirterek teşekkür etti.
Çukurovalılığın bir yazar için çok önemli olduğunu ancak hayatında
Adana'daki Ramazanoğlu Kitaplığı'nın da önemli yer tuttuğunu
vurgulayan Yaşar Kemal, ''O kitaplıkta çok okudum, birkaç
yıl boyunca sürekli okudum orada. Çok da büyük yazar olduğumu
sanmıyorum ve söylemiyorum zaten. Eğer biraz biraz yazmasını
öğrendiysem Ramazanoğlu Kitaplığı sayesindedir'' dedi.
USTA YAZAR, TÜRK-KÜRT MESELESİNE DEĞİNDİ...
"BEN ŞAHİDİM" DEDİ...
TÜRK-KÜRT MESELESİ
Türkiye'nin şu anda bir karanlık içerisinde olduğunu belirten
Yaşar Kemal, şunları söyledi:
''Türk meselesi, Kürt meselesi var, var oğlu var. Ama
birbirimize düşmemiz bir kültürsüzlüktür. Yine de iyi birtakım
insanlar vardır. Onlara güvenin, mutlaka büyük şeyler yapacaklar.
Türkiye'ye yeni bir imkan getireceklerdir.
BEN BU HALKIN GÜZELLİĞİNE ŞAHİDİM
Onun için ben umutsuz değilim. Umudum şudur ki
Türkiye kendine gelecek. Ne savaş olacaktır, ne başka bir
şey. Bizim halkımız başka halklardan daha yumuşaktır. Hemite köyü
gibidir yani. 12 sene kasaba kasaba dolaştım Türkiye'yi. Kasaba
kasaba Türk halkını dolaştım. Bu halkın müthiş güzel bir halk
olduğunun şahidiyim.''
YAŞAR KEMAL'İN "NEREDEYSE İNTİHAR EDECEKTİM"
DEDİĞİ YOK OLAN DEĞERİMİZ...
NEREDEYSE İNTİHAR EDECEKTİM
Yaşar Kemal konuşmasının sonunda sözlerini doğaya getirdi. Onu çok
üzen bir olayı dillendirdi.
Kemal, Çukurova'nın doğasını korumak için büyük mücadele verdiğini
kaydederek, ''Ama bir sedir ormanı yok oldu. Dünyada sedir
ormanı çok azdır, onlardan biri Çukurova'daydı. Yok olduğunda
neredeyse intihar edecektim. Neden doğayla bu kadar
uğraştım? Bir sebebi olmalıydı. Türkiye Kurtuluş Savaşı'nda
Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı ve Çerkez'i ile Yunanlılar'a karşı savaştı,
hep beraber yendiler. Ama erozyonla topraklar gittiği zaman, onu
hiç kimse geri getiremez. Bu nedenle eğitilmesi lazım
Türkiye'nin'' dedi.