İşte B ve C Planı: Büyük Türkiye Fonu
Abone olBaşbakan’ın sözünü ettiği B ve C planları tartışılmaya başlandı. Hem döviz hem de hisse senedi piyasasında büyük dalgalanmaların önüne geçecek, regülatör görevi görecek bir ‘Fon’un kuruluş hazırlığı yapıldığı konuşuluyor.
Başbakan’ın sözünü ettiği B ve C
planları tartışılmaya başlandı. Hem döviz hem de hisse senedi
piyasasında büyük dalgalanmaların önüne geçecek, regülatör görevi
görecek bir ‘Fon’un kuruluş hazırlığı yapıldığı
konuşuluyor.
Merkez Bankası’nın faiz artırım kararı ile ilgili
yorumu sorulduğunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan B ve C
planları olduğundan sözetti. Erdoğan “Sonuçları
görmek için bir süre sabredeceğiz. Ancak beklenen sonuç elde
edilmezse B ve C planları devreye girebilir. Yüksek faiz
kullanılabilecek tek enstrüman değildir” dedi.
Erdoğan’ın İran dönüş yolunda söylediği bu sözler sıcağı sıcağına
yorumlanırken, “Acaba bir Tobin vergisi mi
geliyor” endişesi yarattı. Sermaye hareketlerine
sınırlamaya yönelik bir düşünce olmadığı en yetkili ekonomi
kurmayları tarafından dün vurgulandı bu iddialar yalanlandı. Bunun
üzerine Erdoğan’ın sözünü ettiği B ve C planlarının neler
olabileceğine yönelik tahminler başladı.
Vatan gazetesinin haberine göre Kulislerde öne çıkan plan dünyada
pek çok örneği olan bir devlet yatırım fonunun kuruluşu ile ilgili
hazırlıklar oldu. Fonun iki temel işlevi olacağı, herşeyden önce
finansal piyasalarda bir regülatör görevi yani dengeleyici olacağı
belirtiliyor. Ayrıca fon, fiyatların çok düştüğü noktalarda alımlar
yaparak önemli kazanımlar da elde edebilir.
KAMU ORTAKLIĞI İDARESİ
GİBİ
Borsanın yıllar önceki halini hatırlayanlar, piyasada bir kamu
otoritesi gibi konumlanan Kamu Ortaklığı İdaresi’nin işlevini
hatırlatıyorlar. Kamu Ortaklığı İdaresi’nin elemanları her gün
borsa salonuna gelir, eğer fiyatlar aşırı düşerse alım yönünde,
aşırı yükselirse satım yönünde hareket ederek bir denge sağlamaya
çalışırlardı. Borsanın lokomotif kağıtlarında yapılan bu alım ya da
satımlar dalga dalga diğer hisselere de yayılırdı. Her ne kadar
Borsa’nın büyüklüğü artık, tek bir kurumun davranışı ile yön
değiştirmeyecek hacime ulaştıysa da psikolojik olarak bir Türkiye
Fonu’nun BİST’deki duruşunun diğer yatırımcıların reflekslerinde
değişime neden olabileceği belirtiliyor. Aynı fonun sadece hisse
senedi piyasasında değil, döviz piyasasında da düzenleyici bir rol
oynayabileceğine de dikkat çekiliyor.
DEVLET ÖZEL SEKTÖRLE EL
ELE
Her ne kadar yatırım fonlarını genellikle kamu otoritesi kursa da,
Türkiye için oluşturulacak modelde kamu ve özel sektörün bir arada
hareket edebileceği de belirtiliyor. Fonun ilk etapta 10 milyar
dolar büyüklüğünün olabileceği belirtilirken, bu havuza en büyük
katkıyı devletin yapması bekleniyor.
Sözkonusu katkı için kaynağın İşsizlik Fonu’ndan sağlanabileceği
belirtiliyor. İşsizlik Fonu’nda halen 65 milyar TL‘nin üzerinde bir
para bulunuyor. Bu kaynağın en az yüzde 20’lik kısmının Büyük
Türkiye Fonu’na aktarılabileceğinin altı çiziliyor. Fonun yüzde
15-20’lik kısmının yani 1 ile 1.5 milyar dolarlık kısmının da özel
sektör tarafından oluşturulabileceği ifade ediliyor. Gelen talebe
göre özel sektöre verilecek payın artırılabileceği ya da Fon’un
büyüklüğünün 15-20 milyar dolara çıkarılabileceği de
konuşuluyor.
ÖNEMLİ OLAN BÜYÜKLÜĞÜ DEĞİL İŞLEVİ
Bir başka görüşe göre de kurulacak fonun büyüklüğünün ilk etapta
milyar dolarlarla ifade edilmesine gerek yok. Kore’nin devlet
fonunu ilk etapta 1.1 milyar dolar Azerbaycan’ın Ulusal Petrol
Fonu’un ise sadece 300 milyon dolarla kurduğuna dikkat çekiliyor.
Bu fonların daha sonra sırasıyla 60 ve 30 milyar dolarlık
büyüklüklere ulaştığına vurgu yapılıp şu değerlendirmede
bulunuluyor:
“Önemli olan fonun büyüklüğünden çok işlevi. Fonun alacağı
tavır, piyasa için de gösterge olacak. Bir nevi pusula görevi
görecek. Dolayısıyla psikolojik etkisi parasal büyüklüğünün
getirdiği ağırlıktan daha fazla olabilir. İlk etapta 1 milyar dolar
büyüklükle kurulsa bile piyasalar üzerinde etkili
olabilir.”
GM VE BofA BÖYLE
KURULDU
Ülke yönetimleri son yıllarda işlerin sarpa sardığı dönemlerde
varlık alım programları uygulayabiliyorlar. Örneğin ABD Hazinesi,
Lehman Brothers batışı ile başlayan krizde bir otomotiv devi olan
GM’in batma noktasına geldiğini görünce 49.5 milyar dolarlık bir
hisse alımı yapmıytı. GM’in yüzde 61’i ABD devleti’nin eline
geçerken, işler düzeldikten sonra bu hisseler Kasım 2010’dan
itibaren peyderpey elden çıkarıldı. Yine benzer bir şekilde sorunlu
varlıkların kurtarılması programı çerçevesinde Bank of America’ya
da 45 milyar dolar enjekte edilmişti. 2009’dan sonra kriz etkisini
kaybedince BofA aldığı bu kaynağı devlete ödemişti. ABD hükümeti bu
tip hareketleri “Sistemin işlemesi, sektörün büyük oyuncularının
kaybedilmemesi, ekonomik istikrar ve işsizliğin zincirleme biçimde
hortlamaması” adına yaptığını duyurmuştu.
DÜNYADA ÖRNEĞİ ÇOK
- Devlet fonları tüm dünyada çok amaçlı olarak
kullanılıyor. Devletin stratejik roller biçtiği sektörler, bu
fonlar tarafından destekleniyor.
- Devlet fonları zaman zaman dünyada varlık fiyatları düştüğünde
yani alım fırsatları doğduğunda başka ülkelerde de yatırım
yapabiliyor.
- Ancak Türkiye’de kurulacak fonun şu an ilk etaptaki
görevinin iç piyasada bir denge unsuru olarak çalışması olacağı
konuşuluyor.
- Şu an dünyada 70’in üzerinde devlet fonu var. Büyüklükleri 300
milyon dolarla 90 milyar dolar arasında değişiyor ve toplamda 2
trilyon doların üzerinde bir varlığa sahipler.
- Bu fonları cari fazla veren ülkeler ağırlıklı olarak
kurarken, cari açık veren Brezilya, Şili, Peru Güney Afrika,
Endonezya gibi ülkelerin de devlet fonu kurduğu dikkati
çekiyor.
- Fonlarda yönetim şöyle işliyor: “Fon yasayla kuruluyor ve
başında özerk bir yönetim komitesi bulunuyor. Üyeler ağırlıkla
ekonomi bürokratlarınca atanıyor.”
Bazı fonlara özel sektörde deneyimli, başarısını kanıtlamış CEO’lar
da getirilebiliyor. Fonların günlük işleyişine karışılmıyor ancak
yıllık hesapları ve performansı parlementolar tarafından
denetleniyor.