İşte avcılığın yüzkaraları

Havaların soğumaya başlamasıyla birlikte sıcak ülkelere gitmek üzere Rusya üzerinden Karadeniz'e geçerek ülkemize gelen bıldırcınlar bin 8oo kilometrelik yorucu yolculuk sonrası karaya bastıkları an avcıların kurbanı oluyorlar. Ellerinde tüfek bıldırcınları kıyıda bekleyerek avlayan avcılar yaptıkları avın yasal ve ahlaki olduğunu söyleyerek "Başka nasıl avlanabiliriz ki" diye söylüyorlar. Alınan bilgilere göre soğuklarla birlikte her yıl on binlerce bıldırcın sıcak ülkelere gitmek için bu aylarda ikişerli veya üçerli gruplar halinde yola çıkıyorlar. Bin 800 kilometre uzunluğundaki Karadeniz'i gece yıldızlardan yönlerini tayin ederek uçan bıldırcınlar yorucu yolculuktan sonra sabahın ilk saatlerinde karaya adım atıyorlar. Ancak karaya adım attıkları an ellerinde tüfek kendilerini bekleyen avcıların kurbanı oluyorlar. Bu aylarda bıldırcınların geldiğini bilen Sakarya, Düzce, İzmit, Bolu ve Zonguldak gibi illerden gelen avcılar karaya adım atarak çalıların içerisine saklanan bıldırcınları tüfeklerle vuruyorlar. Karadeniz boyunda sabahın ilk saatlerinde süren bu av sırasında tüfek seslerinden korkan bıldırcınlar yeniden denize dönerek geldikleri yere gitmek istiyorlar. Ancak avcıların tüfeklerinden çıkan saçmalar buna izin vermiyor. Avcılar yaptıkları bu avın avcılık etik kurallarına uygun olup olmadığı yönündeki sorulara, "Onlara pasaport soruyoruz" diyerek "Yasa gereği yaptığımız bu av suç değil. Yasalara göre istediğimiz kadar vurabiliriz. Sadece bir günde l2 tane bıldırcını yanımızda götürebiliriz. Bu hayvanları şimdi vuramazsak ne zaman vuracağız. Yaptığımız işin ahlaki olup olmadığı tartışılır" dediler.