İşte, Ankara'nın Kıbrıs planı

Abone ol

Kıbrıs Rum kesiminin AB'ye girmesine birkaç ay kala Türk Dışişleri de sorunun çözümü için çalışmalarını hızlandırdı. Bakanlık, bunun için bir belge hazırladı.

Annan'a rötuşlu 'evet'

Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs sorununun çözümü için Annan Planı zemininde ''Türk tarafının tutumu'' başlıklı bir belge hazırladı. Belgede, Kıbrıs sorununun Annan Planı çerçevesinde çözülebileceği kabul edildi.Toprak paylaşımı için 15 yeni harita hazırlandı.

Güzelyurt'un ikiye bölünmesi ya da büyük bölümünün Rumlara verilmesi planlandı. Türk askeri sayısının çözümden sonra 40 ayda 6 bine indirilmesi kabul edildi. Anlaşma sonrası temel sorunların çözümü için AB hukuku benimsendi. Adanın uluslararası alanda askeri amaçlı olarak kullanımının Türkiye'nin ve Yunanistan'ın iznine bağlı olması benimsendi. Ancak Türkiye'nin garantörlüğünü öngören uluslararası anlaşmaların kaderini de AB hukukuna bıraktı.

Cumhuriyet , Dışişleri Bakanlığı bünyesinde dar bir kadro tarafından hazırlanan, devletin öteki katlarına da bu hafta ulaştırılması planlanan belgeyi ele geçirdi. Son anda değişiklik olmazsa yarın Ba şbakan Recep Tayyip Erdoğan 'a da sunulacak olan belgeye ''Türk tarafının tutumu'' başlığı konarak Annan Planı'na seçenek oluşturacak başka planın olmadığı, Annan planı zemininde çözümün olabileceği mesajı verilmesi hedeflendi. ''Tutum belgesinin'' ana hatları, Annan planıyla karşılaştırmalı olarak şöyle:

TOPRAK: Annan Planı'nda yüzde 29.2 oranında toprağın Türk tarafına bırakılması öngörülüyordu. Dışişleri bu oran temel olmak üzere, arazi düzenlemeleri yaparak yüzde 28.7 ile yüzde 31.8 arasında değişik 15 harita hazırladı. Bu haritalardan 5'i öncelikli tartışma konusu olarak öne kondu. Bu 5 haritada oran, yüzde 29.22 ile yüzde 29.24 arasında değişiyor. Bu haritalara göre, 45-53 bin arasında Kıbrıs Türk'ü yer değiştirmek durumunda kalacak. Ana tartışma konusu olan Güzelyurt'un öncelikli olarak yarısının Türk tarafına kalması hedefleniyor. 5 haritadan biri bu yönde çizildi. Kalan 4'ünde ise Güzelyurt'un tamamı Rumlara bırakılıyor.

Annan Planı'nda 57 bin Türk'ün yer değiştirmesi öngörülüyordu. Dışişleri buna yakın rakamı kabul ediyor.

İNGİLİZ ÜSLERİ: Annan Planı, ada yüzölçümünün yüzde 2.7'sini oluşturan İngiliz üslerinin tartışma dışı kalmasını öngörmüştü. Tutum belgesindeki haritalar bu görüş kabul edilerek hazırlandı. Böylece, Türk tarafına oran aynı kalsa bile miktar olarak daha az toprak düşmesi kabul ediliyor.

KUZEY'E GELECEK RUMLAR: Annan Planı'nın 'kurucu anlaşma temel maddeleri' bölümünde yer alan bu konuda rötuşlar yapıldı. 3. maddenin 4. paragrafına göre, Türk tarafına yerleşecek Rum sayısı yıllara göre şöyle planlanmıştı:

7. yılda nüfusun yüzde 7'si, 10. yıldan itibaren yüzde 14'ü, 15. yılda yüzde 21'i. Tutum belgesinde bu rakamlar sırasıyla, 6, 10 ve 15'e indirildi. Tutum belgesinde, Karpaz Rumları ve 65 yaşını aşan Rumlar da bu rakama dahil edildi.

MÜLKE GERİ DÖNÜŞ: Annan Planı'nda belediye ve köylerde mülke geri dönüş oranı yüzde 20, Türk kurucu devleti genelinde de yüzde 10 öngörülmüştü. Tutum belgesinde oranlar sırasıyla 10 ve 5'e indirildi.

TÜRK-YUNAN DENGESİ: Tutum belgesinde, Annan Planı'nda adanın iki tarafına yerleşmesine izin verilecek Türkiye'den gelecek Türkler ile Yunanistan'an gelecek Yunanlar için belirlenen yüzde 5 oranı aynen kabul ediliyor. Ancak Türkiye'nin de AB'ye tam üye olmasının ardından bu oranın da kaldırılması isteniyor.

Annan Planı'nda 1974'ten sonra Türkiye'den Kıbrıs'a gidip yerleşenlerin sayısının 45 bin olarak dondurulması öngörülüyor. Tutum belgesinde bu sayı 50 bine çıkarılıyor. Tüm yurttaşlık haklarının AB hukukuna göre belirlenmesi ilkesine dokunulmuyor.

RUM VEKİLLER: Annan Planı'nın 'AnaBaşlıklar' bölümünün 3. maddesinin 3. paragrafında Kuzey'e yerleşen Rumların, Türk parça devletinde milletvekili olması, belediye ve köy yönetimleri için yapılacak seçimlere katılması öngörülüyordu. Tutum belgesinde milletvekilliğine karşı çıkılıyor. Ancak belediye ve köy yönetimlerine Rumların da katılması kabul ediliyor.

OYLAMA ORANI: Annan Planı'nda yer alan anayasanın 5. bölümünün 25. maddesinde özel çoğunluk gerektiren oylamalarda 24 Türk senatörden asgari 10'unun oy vermesi gerektiği belirtiliyordu. Tutum belgesinde bu rakam 13'e çıkarıldı.

ORTAK DEVLETİN HUKUKU: Annan Planı anayasasının 19. maddesinin 8. paragrafında şu tümce var:

''Anayasada yapılan düzenlemelerin hiçbiri AB hukukuna aykırı olamaz.''

Tutum belgesinde bu maddeye rötuş yapıldı ve tümce şöyle oldu: ''Anayasada yapılan düzenlemelerin hiçbiri kuruluş anlaşmasının hükümlerine ve onun yaratacağı yeni duruma halel getirmeksizin AB hukukuna aykırı olamaz.''

Maddeye yapılan bu ekle ileride yapılabilecek herhangi bir değişiklikle ilk anlaşmanın ruhunun bozulmaması hedeflendi. Ancak tutum belgesinin pek çok bölümünde AB hukuku kabul edildi.

TÜRK ASKERİ: Annan Planı'nda, adadaki Türk askeri varlığının anlaşmanın yürürlüğe girmesinden 29 ay sonra 6 bine inmesi öngörülüyor. Tutum belgesi 6 bini kabul ediyor ancak sürenin 40 aya çıkarılmasını istedi. Annan Planı'na göre Türkiye'nin AB'ye tam üye olmasından sonra adadaki Türk askeri sayısı sıfırlanacak. Tutum belgesinde sıfırlama yerine şu tümce kondu: ''Türkiye, AB üyesi olunca adadaki asker sayısı yeniden gözden geçirilecek.''

BARIŞ GÜCÜ'NÜN ROLÜ: Annan Planı'nda, Birleşmiş Milletler Barış Gücü, anlaşmanın uygulanması için tam yetkili kılınıyor. Tutum belgesi bunu kabul ediyor ancak ''tam yetki'' nin sonuna şu tümcenin eklenmesini öngörüyor:

''BM Barış Gücü, yetkilerini kurucu devletler ve federe hükümetle işbirliği halinde kullanır.''

GARANTÖRLÜK: Annan Planı anayasasının 6. maddesinin 2. paragrafında, ada toprağının askeri amaçlı kullanılması için Türkiye'nin ve Yunanistan'ın izninin gerekli olmadığı yönünde bir düzenleme var. Tutum belgesinde bu izin geri getiriliyor ve şu madde ekleniyor: ''Uluslararası askeri operasyonlarda ada toprağının kullanılmasında Türkiye ve Yunanistan'ın rızası alınır.''

Türkiye'nin garantörlüğünü öngören uluslararası anlaşmaların kaderi tutum belgesinde de büyük ölçüde AB hukukuna bırakılıyor.

'ÜÇ ÖZGÜRLÜK'E AB ŞARTI: Tutum belgesinde, AB standartları çerçevesindeki üç özgürlük, serbest dolaşım, yerleşim ve mülkiyet edinme konusunda ayrıntılara girilmeden şöyle bir çerçeve çiziliyor: ''Rumların Kuzey'de ikinci ev edinmesi, ekonomik ve sanayi kuruluşlarına ortak olabilmesi, tarım ve orman arazisi satın alabilmesi, Türkiye AB'ye tam üye oluncaya dek kısıtlanmalıdır.''

Bu hafta tartışılacak

Dışişleri Bakanlığı'nca dar bir kadronun hazırladığı ''Türk tarafının tutumu'' belgesinindevletin üst katlarında tartışmaya açılması bekleniyor. Bu belgenin hazırlıkları 14 Aralık'taki KKTC seçimlerinden önce başlamıştı. Ancak hedef seçim sonrasıydı. Seçimlerden ne sonuç çıkarsa çıksın, Dışişleri bu hazırlığın yapılmasını benimsemişti. Belgeye, ''Annan Planı'nın dışında ayrı plan var'' havası verilmemesine özen gösterildi.

Kaynak:Cumhuriyet
Günün Önemli Haberleri