İşte Ankara ve PYD arasındaki pazarlığın arka planı
Abone olMilliyet gazetesi yazarı Aslı Aydıntaşbaş, PYD Eşbaşkanı Salih Müslim ve Ankara arasındaki pazarlığın arka planını yazdı.
İNTERNETHABER.COM
Milliyet gazetesi yazarı Aslı Aydıntaşbaş, PYD Eşbaşkanı Salih
Müslim ve Ankara arasındaki pazarlığı yazdı. Türkiye'nin PKK'nın
kolu olan PYD'ye silah yardımı yapmasının mümkün olmadığını ama
silah gönderen olursa Türkiye'nin buna göz yumabileceğini belirten
Aslı Aydıntaşbaş, şöyle devam etti:
Ama karşılığında Ankara PYD’nin önüne yüksek bir fatura
koyuyor. Türkiye şu zamana kadar PYD’nin Suriye’deki ”demokratik
özerklik” deneyimine ”nötr” davrandı. Şimdi PYD’den bu konuda taviz
vermesi; ilan ettiği ”kanton” yapısından geri adım atması;
Suriye’nin yönetim biçimiyle ilgili konuları gelecekte
Suriyelilerle birlikte almasını istiyor.
Aslı Aydıntaşbaş'ın bugünkü yazısı şöyle:
ÇÖZÜM SÜRECİ OLUMSUZ
ETKİLENİR
Kim ne derse desin, Kobane denilen ufak şehrin IŞİD’in eline
düşmesi, Türkiye için kötü bir şey.
Ankara’da ülkeyi yöneten birçok kişi bunun farkında.
Ahlaki ve insani kaygılar bir yana, IŞİD’inKobane’yi ele geçirmesi,
bu örgütün Türkiye sınırında 3. kritik sınır kapısını da kontrolü
altına alması demek. Sınır bölgelerinde siyasi rüzgarını estirmeye
başlaması demek. Türkiye’deki “Kürt sokağının” mobilize olması
demek. Nihayetinde çözüm sürecinin olumsuz etkilenmesi demek...
Peki Ankara, Kobane’nin “düşmemesi” için adım atmalı mı? Perde
gerisinden bile olsa, PYD’ye destek vermeli mi?
ANKARA'DA MUTABAKAT
YOK
İşte bu noktada devletin kurumları arasında tam bir mutabakat
yok.
Tamam, IŞİD’in Kobane’yi alması kötü olur, deniyor. Bunu devlet
içinde herkes görüyor. Ama Ankara bunu engellemek için bir şey
yapmaya hazır mı? Ya da bir başka deyişle, PYD’ye yardım edilmesi
için Ankara’nın çıkarttığı ‘kar-zarar’ tablosu nedir?
Bir süre önce benzer soruları yönelttiğim üst düzey bir yetkili,
Ankara’nın tutumunu “IŞİD ve PKK arasında seçim yapmak zorunda
mıyız ki?” diye özetledi. (Aslında ‘Evet!’ ama o ayrı bir yazı
konusu.)
Bu görüş, Salih Müslim’in gizli Türkiye gezisindeki pazarlıklara da
yansımış gözüküyor. Türkiye, PYD’ye doğrudan ya da örtülü silah
yardımı yapma seçeneğini zaten gündemine almıyor. Bu konuda askerin
ve Çankaya’nın net çekinceleri var; ayrıca hukuken de, siyaseten de
”PKK’ya silah yardımı” mümkün değil.
PYD'NİN ÖNÜNE YÜKSEK BİR FATURA
KONUYOR
Bu durumda Ankara’nın PYD’yle yaptığı temaslarda masaya koyduğu
“havuç”, üçüncü tarafların (Batı ya da Irak’taki bölgesel Kürt
yönetimi) PYD’ye yardım ulaştırmasındaki vetoyu kaldırmak. Mesela
Erbil’in ya da Batı’nın PYD’ye silah yollamasına göz yummak.
Salih Müslim’e sunulan bu... Ama karşılığında Ankara PYD’nin önüne
yüksek bir fatura koyuyor. Türkiye şu zamana kadar PYD’nin
Suriye’deki ”demokratik özerklik” deneyimine ”nötr” davrandı. Şimdi
PYD’den bu konuda taviz vermesi; ilan ettiği ”kanton” yapısından
geri adım atması; Suriye’nin yönetim biçimiyle ilgili konuları
gelecekte Suriyelilerle birlikte almasını istiyor.
Ayrıca PYD’den Kandil’den ziyade İmralı’dan gelen mesajlara daha
dikkatli kulak kabartması isteniyor...
İşte Ankara ve PYD arasındaki pazarlıkta temel başlıkla
bunlar...
Henüz bir uzlaşı yok.