İşte Ağar'ın uzayıp giden günah listesi

Abone ol

Mehmet Ağar'a verilen hapis cezasının gerekçeli kararında şok ayrıntılar var!

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, Mehmet Ağar'a, ''Susurluk davası'' kapsamında, ''cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu ve yönettiği'' gerekçesiyle verdiği 5 yıllık hapis cezasının gerekçeli kararı açıklandı. Mahkemenin gerekçeli kararında, ''Ağar'ın, cürüm işlemek amacıyla kurulan silahlı örgütün yöneticisi olduğu'' kaydedildi.

Bugün açıklanan kararda, 3 Kasım 1996'da meydana gelen ''Susurluk'' kazası sonucunda, haklarında çeşitli iddiaların ve suçlamaların bulunduğu kişilerle aynı ortamda bulunduğu ortaya çıktığı belirtildi.

AĞAR'A AĞIR SUÇLAMALAR

Bu dava ile mevcut dava kapsamına göre, ''cürüm işlemek amacıyla oluşturulan teşekkülün yöneticilerinden olan Ağar'ın, başta Yaşar Öz olmak üzere hükümlü sanıklar için nüfuzunu kullandığı iddia edildi. 

"SUÇ DELİLLERİNİ GİZLEDİ"

Kararda, Ağar'ın, Öz'ü adli soruşturmadan kurtararak, evrak düzenletmediği, suç delillerini gizlediği, adli bir olayı savcılık makamından gizleyerek, teşekkül mensuplarını suçtan ve cezadan kurtardığı ifade edilen kararda, Ağar'ın, yine Yaşar Öz adına sahte yeşil pasaport, silah taşıma ruhsatı ve belge düzenleyerek, kendisine imtiyaz tanıdığı ve aleyhine olabilecek cezai ve kanuni takibattan koruduğu ve kolladığının anlaşıldığı aktarıldı.

ÇATLI'YA SAHTE KİMLİKLE SİLAH RUHSATI

Firari sanık olarak yurtiçi ve yurtdışında aranan, teşekkülün mensuplarından Abdullah Çatlı'nın, ''Mehmet Özbay'' sahte kimliğiyle aldığı silah ruhsat dosyasında, ikametgah adresi olarak Mecidiye Karakol Binasının yazıldığına işaret edilen kararda, yetersiz bilgi ve belgelerle düzenlenen dosyanın, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ'ın referansıyla çabuklaştırılarak, Emniyet Genel Müdürlüğüne gönderildiği belirtildi.

Burada istihsal olunan ''Olur'' yazısıyla silah ruhsatının verildiği bildirilen kararda, sahte kimlikli Çatlı'da, ''Yanda açık kimliği ve fotoğrafı bulunan Mehmet Özbay, Emniyet Genel Müdürlüğünde uzman olarak çalışmakta olup, silah taşımasına izin verilmiştir. Yardımcı olunmasını rica ederim. Mehmet Ağar, Vali. Emniyet Genel Müdürü'' yazılı mühürlü ve imzalı belge bulunduğuna dikkat çekildi.

YEŞİL PASAPORTTA AĞAR'DAN

Bu belgedeki yazı ve imzaların, ekspertiz raporuna göre Ağar'ın el ürünü olduğu vurgulanan kararda, Çatlı'ya, ''Mehmet Özbay'' sahte kimliğiyle Maliye Bakanlığında 1. derecede Maliye Müfettişi olduğundan bahisle yeşil pasaport sağlanmasında gerekli talimatın da yine Ağar tarafından verildiği belirtildi.

Kararda, ''Ağar'ın, Çatlı'nın gerçek kimliğini bilmesine rağmen, kendisini üst düzey bürokrat olarak gösterip, kanuni takibattan kurtarmak amacıyla belge tanzim ettiği, firari sanık olarak arandığını bilmesine rağmen kendisini yakalamadığı ve yakalanmasını engelleyici faaliyetler içerisinde bulunduğu'' ifade edildi.

KUMARHANELER KRALINA TORPİL!

Teşekkül mensuplarından, kumarhane işletmecisi ve uyuşturucu ticareti yaptığı iddia edilen hükümlü sanık Sami Hoştan yakalandığında, üzerinde kendi fotoğrafı yapışık, ''Remzi Özer'' sahte ismiyle düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanı fotokopisi, bir adet tabanca ve mermilerle, buna ilişkin taşıma ruhsatının ele geçirildiği anlatılan kararda, ''Soruşturma neticesinde, Sami Hoştan'ın kendi adına düzenlenen silah ruhsat dosyasının incelenmesinde, yeterli araştırma yapılmadan ve mevzuata uyulmadan, emsaline az rastlanacak sürede silah ruhsat dosyasının hazırlandığı, bu silah ruhsat dosyasında da sanık Ağar'ın referansının bulunduğu anlaşılmıştır'' denildi.

CİNAYETE GÖZ YUMDU İDDİASI

MİT'te istihbarat elemanı olarak çalışan Tarık Ümit'in otomobilinin 4 Mart 1995'te Silivri civarında terk edilmiş olarak bulunması ve kendisinin kaybolması üzerine soruşturma başlatıldığı belirtilen kararda, soruşturma neticesinde, silahlı teşekkülün yöneticilerinden olan hükümlü sanık İbrahim Şahin'in, MİT görevlisi Mehmet Eymür'ü, ''bu soruşturmanın derinleştirilmesinin Emniyet ile MİT'in çatışmasını gerektireceği tehdidiyle geri çekilmek zorunda bıraktığı'' kaydedildi.

Kararda, Şahin'in bu olayın araştırılmasının ve ortaya çıkarılmasının önüne geçtiği bildirilerek, ''Emniyet Genel Müdürü olan sanık Ağar'a durumun iletilmesi üzerine, 'Bizim tosunlar bana sormadan bir şey yapmazlar. İlgileneceğim' dediği, konuyla ilgilenmeyerek, teşekkülün faaliyetlerine göz yumduğu gibi, mensuplarını koruyup, kolladığı anlaşılmıştır'' değerlendirmesi yer aldı.

SİLAHLI ÖRGÜT VE YÖNETİMİ

Kararda, Ağar'ın, 1993'te Emniyet Genel Müdürlüğüne atandıktan sonra, silahlı teşekkül yöneticilerinden İbrahim Şahin'i Özel Harekat Daire Başkan Vekilliğine getirdiği, diğer yönetici hükümlü sanık Mehmet Korkut Eken'i de yanına müşavir olarak aldığı belirtildi.

Ağar'ın, bazı teşekkül mensuplarına, Emniyet Genel Müdürlüğünce alınan vahim nitelikteki silahların tahsisini ve Hoştan'ın mevzuata aykırı olarak silah ruhsatı almasını sağladığı aktarılan kararda, yine Ağar'ın, Öz ve Çatlı'ya sahte silah ruhsatı ve yeşil pasaport verilmesini temin ettiği, kendilerine imtiyaz tanıyarak koruyup, kolladığı anlatıldı.

Ağar'ın, gözaltına alınan teşekkül mensuplarının serbest bırakılmasını sağladığı, haklarında evrak düzenletmediği, durumu adli makamlara intikal ettirmediği, suç aleti ve delillerini gizlediği ifade edilen kararda, Öz ve Çatlı'nın gerçek kimliklerini bilmesine rağmen kendilerini yakalamadığı, yakalanmalarını engelleyici faaliyetler içinde bulunduğunun sübuta erdiği belirtildi.

AĞAR ÇETENİN YÖNETİCİSİDİR İDDİASI

Kararda, yargılama aşamasında Cumhuriyet savcısının, Ağar'ın ''suç işlemek amacıyla kurulan örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek'' suçundan cezalandırılmasını talep ettiği anımsatıldı. Buna karşın, ''Ağar'ın, teşekkülün hiyerarşik yapılanması içerisindeki konumu, kullandığı kamu gücü, sahip olduğu yetki ve görevlerinden faydalanmak suretiyle yaptığı atamalar, diğer teşekkül yöneticileri ve üyelerinin kendisinden emir ve talimat alması, teşekkülü yönetimi ve denetimiyle organize etmesi, eylem ve faaliyetlerinin yoğunluğu ve icra kuvveti nazara alındığında, kastının çeteye yardım boyutunu aşarak, çetenin yöneticisi konumunda olduğu kanaatine varıldığı'' bildirildi.

Ağar'ın, lehine olan 765 sayılı TCK'nın 313/2-3. maddelerinde yer verilen ''cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak'' suçundan 4 yıl hapis cezasına mahkum edildiği, cezanın, silahlı teşekkülün yöneticisi olduğu gerekçesiyle 313/4. maddesine göre, yarı oranında artırılarak, 6 yıl hapis cezasına yükseltildiği ve duruşmada gözlemlenen hal ve tavırları ile sabıkasız oluşu dikkate alınarak, 5 yıl hapis cezasına indirildiği de kararda yer aldı.

Günün Önemli Haberleri