İstanbul'un en eski kabadayıları
Galerinin tamamı için tıklayınızRacona uymayan düelloya Haklarını gözettikleri mahalle sakinleri ile iyi geçinirlerdi. Polisle başları sürekli dertteydi, ancak polisle ilişkileri her iki tarafın çıkarlarına uygundu. Kabadayı semtin içişlerini kendi usullerine göre yönetmekte serbestti, karşılığında ağır suçlarda polise yardım etmekle yükümlüydü. Cezaevi onlar için yeraltı hayatının kurallarını öğrendikleri bir okuldu, ne kadar yatarlarsa o kadar itibar görürlerdi. Çoğu iyi içer ama kontrolünü kaybetmezdi. Gece hayatında şehrin ünlü “yosma”larıyla takılırlardı. Aralarında bir anlaşmazlık olduğunda racon keserlerdi, yani kendilerinden yaşlı ve bilge bir kabadayı her ikisini de dinler, kimin haklı olduğuna karar verirdi, genelde karara kimse itiraz etmezdi, ancak eğer ederlerse tek seçenek vardı: Düello. Bir kabadayı için en kötü şey ise “madra” olması, yani itibarını kaybetmesiydi.