İstanbul'un adayları konuşuyor!
Abone olPeki, Topbaş ve Eroğlu aday gösterilirse ne yapacaklar İstanbul için? Erhan Öztürk'ün özel haberi:
Yerel seçimlerde AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan
aday adaylığı için müracaat eden Beyoğlu Belediye Başkanı Kadir
Topbaş “Görev verilirse kaçmam, onur duyarım” dedi. Başbakan
Erdoğan’a yakınlığı ile bilinen mimar Topbaş, siyasi ahlakı gereği
ismi açıklanmadığı için ‘aday olmak istiyorum’ cümlesini kurmuyor.
Ancak Başbakan Erdoğan gibi Kasımpaşalı olan Kadir Topbaş’ın
uzlaşmacı yapısı ‘İstanbul’a acaba ikinci Kasımpaşalı başkan mı
geliyor?’ sorusunu gündeme getiriyor. Bu sorunun cevabı önümüzdeki
günlerde belli olacak. l Hayırlı olsun aday adaylığınız. Neden
Büyükşehir? - Yerel yönetimlerdeki bu süreci bir dönüm noktası
olarak görüyorum. 3 Kasım seçimlerinden sonra Türk siyasi
hayatındaki ciddi değişikliklerin akabinde ilk defa bir yerel
yönetim seçimi yapılıyor. Parti kendi içinde donanımı olan
insanları burada görmek ister. Türkiye’nin özeti İstanbul ise,
İstanbul’un özeti Beyoğlu’dur. Ben böyle bir ilçenin de
başkanlığını yapıyorum. Siyasette 30 yıllık bir geçmişim var. Sayın
Başbakan’la da siyasi birlikteliğim var. Sanat tarihi doktoru olan
birisi olarak Beyoğlu’nu iyi okudum ve başarılı oldum. l İstanbul’u
iyi tanıyan birisi olarak ne yapmak istiyorsunuz? - Ben bunları
söylemeyeceğim. Şu anda herhangi bir vatandaşımıza İstanbul’un
sorunları nelerdir deseniz, size hemen cevap verecekler. Sorunları
söyleyenler çok oldu. Başkan adaylığım netleştiği zaman bu konudaki
görüşlerimi kamuoyuyla paylaşacağım. Kendimden eminim. İstanbul’un
ne olduğunu, ne olmasını gerektiğini okuyabilen birisiyim. l
Özellikle yapılaşma konusunda ciddi sorunlar var. Siz mimar olarak
bu sorunu nasıl ortadan kaldıracaksınız? - Benim işim kentçilik.
Söylenebilecek her şey bugüne kadar söylendi. Önemli olan bunu
yapabilecek insanın olması. Bu mesele benim için bir sevdadır.
Sevdamız olmazsa bu işi başaramayız. İstanbul’u bugünlere getiren
adımlara göz yumduk. Artık Türkiye’de yeni bir süreç başlıyor. AKP,
Avrupa Birliği ekseninde ciddi adımlar atıyor. l Adaylık şansınızı
nasıl görüyorsunuz? - Ben iyi bir koşucuyum. Hedefe varmak için
arkama bakmadan koşup ipi ben göğüsleyeceğim. Bu konuda kimsenin
şüphesi olmasın. Kondisyonum süper. Kenti yönetmek için her türlü
bilgiye, birikime sahibim. Zaten bu konuda parti içinden ve
dışından vatandaşlarımızın büyük bir baskısı var. Benimle her
karşılaştıklarında, ‘başkanım seni Büyükşehir’de görmek istiyoruz’
diyorlar. l Beyoğlu’nda Sevgililer Günü kutlamalarında yaşlısından
gencine herkese çiçek verdiniz. - İstanbul’la formalite evliliği
değil, aşk evliliği yapılmalı. Yüreğinde bu aşk olmayan bu yolda
olmamalı. Büyükşehir Belediyesi’nin iktidar partisinde olması çok
önemli bir avantajdır. Tek parti dönemlerinde İstanbul gibi
Büyükşehirlerde belediye başkanlıklarına verebilecekleri destek
büyük bir kazanımdır. Kent açısından ben İstanbullu olarak bundan
umutluyum. Açlık bitecek, kentli demir ağda gidecek BüyükŞehİr
Belediye Başkanlığına aday adayı olmak için DSİ’den istifa eden
Veysel Eroğlu’nun İstanbul hayali hiçbir zaman bitmemiş.
İstanbul’dan sadece Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü görevi için
kısa bir süre ayrı kaldığını belirten Eroğlu, “Bu kente büyük bir
sevgim var” diyor. İstifa ettikten sonra Başbakan Erdoğan’la 45
dakika süren bir görüşme yaptığına dikkati çeken Eroğlu,
“Başbakanla kader birliği yaparak 1994 yılında ‘çözülmez’ denilen
su ve hava kirliliğinin yanı sıra Haliç ve Marmara’yı tertemiz hale
getirdik. İstanbul’un bütün sokaklarını biliyorum. Hatta şoförüm
bile bazen gideceğimiz adresi bana soruyor. Bu güzide şehir için
her zaman projeler ürettim. İstanbul’u kongre, turizm, inanç ve
sağlık merkezi haline getireceğim” dedi. Eroğlu’yla İstanbul’un
dününü, bugününü ve yarınını konuştuk. l Recep Tayyip Erdoğan’ın
Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı döneminde isminiz kamuoyunda daha
çok İSKİ’de yaptığınız çalışmalarla duyuldu. Ardından DSİ Genel
Müdürlüğü... Şimdi yeniden İstanbul’a aday adayı oldunuz. Neden
İstanbul? - İstanbul’a çocukluğumdan beri bir sevgim var.
Öğrencilik yıllarımdan sonra üniversiteye girdiğimde İstanbul için
bir şeyler yapabilmek için hep dua ettim. Dualarım kabul da oldu.
Bu güzel şehirden hiçbir zaman ayrılmadım. Hatta DSİ’ye giderken
bile kendi kendime ‘niye Ankara’ya gidiyorum’ diye sordum. Ancak,
merkezi hükümetin çalışmaları ve işleyişi açısından tecrübelerim
oldu. Hazine Müsteşarlığı başta olmak üzere birçok bakanlıkla yakın
temaslar kurdum ve çok önemli diyaloglar geliştirdim. Büyükşehire
aday olan bir kişinin belli vasıfları olması lazım. Tecrübe, bilgi
birikimi, çalışkanlık ve kısa zamanda karar verip takip etme
kabiliyeti çok önemlidir. Bunlar iyi bir idareci için en önemli
vasıflardandır. 1960’lı yıllarda sokaklar çamur deryası,
musluklardan sular akmadığı dönemlerde öğrenciydim. Bunları
protesto ediyorduk. Bütün hayatımın geçtiği İstanbul’daki
sıkıntıları dertleri bilen birisiyim. Çok büyük zorluklar yaşadık
İstanbul’da. l Gösteriler, yürüyüşler? Özellikle su meselesi
1960’lı yıllarda çok büyük sorundu. Hele 1970’li yıllara gelince
çok had safhaya geldi. 1990’lı yıllarda sıkıntı tavana vurmuştu
âdeta. İstanbul Kerbela’dan farksız bir durumdaydı. Teknelerle
sular taşınıyordu. Taşıma suyuyla değirmen döndürülmeye
çalışılıyordu. Hepsini gördük, yaşadık. Benim alanım şehircilik,
inşaat ve çevre olduğu için bütün bu sıkıntıların çözümü noktasında
sürekli çalışmalar yapıyordum. Yurt dışında özellikle çevre ve
şehircilik konusunda eğitim aldım. 1982 yılında Hollanda’dan
döndüğüm zaman İstanbul’un su meselesinin Istırancalar’dan
çözülmesi gerektiğini belirttim ve dönemin belediye başkanına rapor
halinde sundum ve seminerlerle bilgi verdim. Kentteki bütün
sorunları ve çözümlerini bilen birisiyim. En büyük atılım ve
çalışma bizim dönemimizde yapılmıştır. Türkiye’ye örnek olduk. Su
meselesini tarihe gömdük. Haliç’i, Marmara’yı biz kurtardık. Mavi
bayrağı ilk defa biz çektirdik. Dünyanın en ileri atık su
tesislerini İstanbul’a biz kazandırdık. Yani İstanbul’da birçok
ilki biz yaptık. l İstanbul’da hangi projelere öncelik
vereceksiniz? - İstanbul’un kesinlikle ticaret, finans, kültür
sanat, kongre ve inanç turizmine açılması lazım. Ben bütün bunların
hazırlığını yaptım. İstanbul’a yılda otuz milyon turist getirmek
istiyoruz. Paris’e seksen milyon turist gidiyor. İstanbul’a neden
otuz milyon turist gelmesin. Medeniyetlere beşiklik etmiş bu şehri
dünyanın önemseyeceği sağlık merkezi haline getirmek için adımlar
atmalıyız. Avrupa ve Asya ülkelerinden hastalar tedavi için
İstanbul’a gelecek. Bu kenti de, problemleri de iyi biliyorum.
Kentin problemleri yıllara göre değişiyor. 1994’te biz geldiğimiz
zaman, “İstanbul’un su sorununu çözen başbakan olur” deniyordu.
Sonra derelerin ıslahı meselesini çözdük. Halkın istediği bütün
problemlerin üstesinden geldik. Bundan sonraki süreci de her yılı
bir hedef yılı olarak belirlemek lazım. DSİ de, “Suda bereket,
enerjide hamle yılı” ilan ettik. Kısa zamanda Türkiye’de yedi
milyon kişinin su sorununu çözdük. İstanbul’u dünyanın incisi
yapabilmek için önüme hedefler koydum. Bunu da Allah’ın izniyle
yapacağım. Topbaş: Benim referansım Beyoğlu l İstanbul için
dersinize iyi çalıştınız mı? - Çalıştım tabi. Adaylığımız
açıklandığı taktirde bu hazırlıklarımızı o zaman ortaya koyacağız.
Beyoğlu’nda görev yaptığım süreç içerisinde eşim, çocuklarım bir
gün kapıdan içeri adım atmamışlardır. Makamın kapısı her zaman
açık, yanıma gelen her vatandaşımızı da kapıya kadar
uğurlamışımdır. İş adamıyım. Hiçbir spekülasyonda benim ismim
olmaz. Yaptığım birçok projeyi sponsorlar vasıtasıyla hayata
geçirdim. Onun için nasıl bir sorumluluk taşıdığımı, beni nelerin
beklediğini iyi biliyorum. Beyoğlu referansım iyidir. Diğer
belediyelerin yaptığı gibi, yol, altyapı, muhtarlık binası
yaptığımızı söylemeyeceğim. Fotoğraf ortada. Sosyal yapının
düzelmesiyle ilgili ciddi adımlar attık. Örneğin Hacıhüsrev
semtiyle ilgili çalışmalar yapıyoruz. Üniversiteler ve sivil toplum
örgütleriyle çalışmalar yaptık. Eroğlu: Susuzluk bitti sıra
uykusuzlukta l Altyapı ve sosyal alanda ne düşünüyorsunuz?
İstanbul’u susuzluktan kurtardık, sıra uykusuzluktan kurtarmaya
geldi. Mesajımız bu olacak. Sabahın köründe işine okuluna yetişmek
isteyenler, akşamın karanlığında evine dönmeye çalışıyorlar.
Uykularından, sağlıklarından oluyorlar. Metro ve hafif raylı
sisteme ağırlık vererek kentin her tarafını demir ağlarla öreceğim.
Deniz ulaşımını ön plana çıkarıp, tünel şeklinde otoyollar
yapacağız. Aç ve susuz insan kalmayacak. Her ilçede aşevi, spor,
kütüphane, sağlık merkezleri gibi alanlar oluşturacağız. Özellikle
sokak çocukları konusunda ciddi adımların atılması gerekiyor.
Toplumun her kesimini harekete geçirerek çocuklarımızı sokaktan
kurtaracak projeler üreteceğiz. Kaynak: Tercüman (Halka ve
Olaylara)