İstanbul'da Çinli kadını vahşice öldürdüler savunmaları şok etti! İstihbarat detayı ortalığı karıştırdı
Abone olİstanbul’da 2019 yılında Çin Halk Cumhuriyeti vatandaşı Lisha Yu'nun aracına çarparak kaza süsü veren, Yu'yu araçlarına zorla sokarak kaçıran ve öldürdükten sonra valize koyarak Bilecik'e gömdükleri iddia edilen 4'ü tutuklu 5 sanık ilk kez hakim karşısına çıktı. Cinayetin bir istihbarat cinayeti olabileceği ihtimali üzerinde de duruluyor.
İSTANBUL'da 2019 yılında Çin Halk Cumhuriyeti vatandaşı Lisha
Yu'nun aracına çarparak kaza süsü veren, Yu'yu araçlarına zorla
sokarak kaçıran ve öldürdükten sonra valize koyarak Bilecik'e
gömdükleri iddia edilen 4'ü tutuklu 5 sanık ilk kez hakim karşısına
çıktı.
Sanıklardan Abdulgaffar Tamuygur, Yunuscan Türkistanlı ve Hüseyin
Ahmed'in olaydan 2 gün sonra yanına geldiğini belirterek,
"Yunuscan, bir arkadaşının Çinli bir kadından alacağı olduğunu, bu
arkadaşının bir araç kiraladığını, bagaja baktıklarında kadının
öldüğünü anladıklarını ve benim arsamın dışında kalan ormanlık
alana gömdüklerini anlattı. Bunu duyunca yanımdan kovdum, 'Nasıl
böyle bir şey yaparsınız?' diye kızdım. Olayın nasıl olduğunu
bilmiyorum" dedi. Diğer sanıklar ise suçlamaları
reddetti.
Sanıklar duruşmaya katıldı
Bakırköy 23. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanık
Yunuscan Türkistanlı, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile
bağlanırken, tutuklu sanıklar Abduvahap Abdurrahman, Abdulgaffar
Tamuygur ve Hüseyin Ahmed duruşma salonunda hazır bulundu.
Duruşmada tutuksuz sanık Kasım Yarkenli ile taraf avukatları
da yer aldı.
"Maktulü hiç görmedim, tanımıyorum"
Tutuklu sanık Abdulgaffar Tamuygur, Türkiye'de 22 yıldır yaşadığını
ve ticaretle uğraştığını ifade ederek "2009 yılından sonra göç eden
Uygur Türklerinin sorunlarıyla ilgilenmek amacıyla çeşitli dernek
başkanlıkları yaptım. Başı sıkışanlar benim yanıma gelir. Maktulü
hiç görmedim, tanımıyorum. Sanıklardan Yunuscan komşumdur, ailecek
tanışırız. Sanık Abduvahap, ücretsiz vitamin dağıttığım günlerde
hemşerilerimi getiren korsan taksicidir, o nedenle tanıdım. Sanık
Hüseyin'in oturduğumuz mahallede marketi var. Olayla ilgim yok"
şeklinde konuştu.
"Korktuğumdan dolayı kolluğa gitmedim"
Olay yerine 15 kilometre uzaklıkta villasının bulunduğunu kaydeden
sanık Tamuygur, "Olaya karışmadığım için korktuğumdan dolayı
kolluğa gitmedim. Uygur Türkleri arasında tanınan biri olduğum için
eğer ben konuşsaydım benim için 'Diğer sanıkları satmış mı?'
diyerek benim hakkımda konuşurlardı" dedi.
Ormanlık alana gömdüklerini anlattı
Mahkeme Başkanı, sanıklardan Yunuscan Türkistanlı ile aynı baz
istasyonundan telefonlarının sinyal verdiğini hatırlatması üzerine
Tamuygur "Yunuscan'ın evi ile benim evimin arasında bir sokak var.
Ben ayrıca her zaman Bilecik'e gidiyorum. Olay yerine giderken
Yunuscan ile bir irtibatım olmadı. Olaydan iki gün sonra Yunuscan
ve Hüseyin akşam yanıma geldi. Yunuscan, bir arkadaşının Çinli bir
kadından alacağı olduğunu, bu arkadaşının bir araç kiraladığını,
bagaja baktıklarında kadının öldüğünü anladıklarını ve benim
arsamın dışında kalan ormanlık alana gömdüklerini anlattı. Bunu
duyunca yanımdan kovdum, 'Nasıl böyle bir şey yaparsınız?' diye
kızdım. Olayın nasıl olduğunu bilmiyorum" şeklinde cevap verdi.
"Kadını aracın içine soktu"
Olay günü camiden çıktığında Yunuscan Türkistanlı'yla buluştuğunu
söyleyen tutuklu sanık Hüseyin Ahmed "Abdülselam ile de buluşup
Yunuscan, Abduvahap ve ben Florya'ya gittik. Sanık Hüseyin
Ahmed araçta rahatsızlandı, diğer arkadaşlar alışveriş merkezine
girdi. Araçta Florya çıkış noktasında bekledik. Sonra Beylikdüzü'ne
devam ettik. Abduvahap ve Yunuscan'ın arasında tartışma çıktı,
Abduvahap araçtan indi, biz devam ettik. 15 dakika sonra bir
çarpışma oldu. Araçtan indim, Çinli bir kadındı, durumunu sordum.
Abdülselam, kadını aracın içine soktu. Ben araca binmek istemedim.
Bunun üzerine Abdülselam bana kadının aracını uygun bir yere
götürmemi istedi. Ben de aracı bir yere park ettim. Evime yürüyerek
gittim. Olaydan çok rahatsız oldum, bu kişilerle görüşmeme kararı
aldım. Bir hata yaptığımın farkındayım, çok pişmanım." şeklinde
savunma yaptı.
Telefonu arabada kaldı
Tutuklu sanık Abduvahap Abdurrahman da savunmasında maktulü
tanımadığını, o gün araca bindiğini, Yunuscan Türkistanlı ile
tartıştığını, bu sebeple araçtan indiğini ancak telefonun arabada
kaldığını iddia etti.
Beraatini talep etti
Duruşmaya SEGBİS'le bağlanan tutuklu sanık Yunus Türkistanlı ise
duruşma salonunda savunma yapmayı istedi. Tutuksuz sanık Kasım
Yarkenli de olaya karışan aracın resmiyette kendi üzerine olduğunu,
maktulü tanımadığını ve aracının böyle bir olaya karıştığını
polislerden öğrendiğini dile getirerek beraatini talep etti. 4
sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti,
duruşmayı erteledi.
İddianame
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma
Bürosu'nca hazırlanan iddianameye göre 2 Ekim 2019'da Çin Halk
Cumhuriyeti vatandaşı olan Lisha Yu'nın Sefaköy'de küçük bir kaza
yaptığı anlatıldı. İddianamede Yu'nun kaldığı otelden ayrıldıktan
sonra sanıklar Yunus Türkistanlı, Hüseyin Ahmed ve Abdulvahap
Abdurrahman'ın içinde bulunduğu araçla takibe alındığı ve
Küçükçekmece'de sanıkların Yu'nun aracına arkadan çarparak kaza
süsü verildiği vurgulandı. Kazanın ardından Yu'nun araçtan indiği,
sanıkların araçlarına zorla Yu'yu soktukları ve Sultanbeyli
taraflarına götürdükleri belirtildi. Sanık Türkistanlı ve
Abdurrahman'ın maktul Yu'yu bir valize zorla soktuğu ve sanıkların
sabaha karşı maktulü Bilecik'e götürdüğü iddianamede belirtildi.
Maktul Yu'nın muhtemelen valize konulduktan sonra öldüğünün
anlaşıldığı anlatılan iddianamede, maktulün Söğüt'te sanık
Tamuygur'un arazisine gömüldüğü kaydedildi. İddianamede sanıklar
Yunus Türkistanlı, Abdulgaffar Tamuygur, Abduvahap Abddurrahman ve
Hüseyin Ahmed hakkında "Tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ayrı
ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Ayrıca bu
sanıklar hakkında "Cebir, tehdit veya hile kullanarak birden fazla
kişi tarafından kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan 4'er
yıldan 14'er yıla kadar hapis cezası istendi. Sanık Yarkenli
hakkında ise "Tasarlayarak kasten öldürmeye yardım etme" ve "Cebir,
tehdit veya hile kullanarak birden fazla kişi tarafından kişiyi
hürriyetinden yoksun kılmaya yardım etme" suçlarından 17 yıldan 27
yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması isteniyor. Dava dosyası
yetkisizlikle Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti.
İstihbarat detayı
Öte yandan Yunuscan Türkistanlı'nın Reina katliamı
dosyasında adının geçtiği ortaya çıkmıştı. Cinayetin bir istihbarat
cinayeti olabileceği ihtimali üzerinde de durulduğu
açıklanmıştı.