İSTANBUL Beylikdüzü'nde Kübra Boyraz'ın güzellik merkezinde dolgu yaptırdıktan sonra ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmada yeni detaylar ortaya çıktı. Tutuklu Dr. Öner Özsoyeri'nin ifadesinde, aynı soruşturmada tutuklu estetik merkezi yetkilisi Erdal Doğru'nun Kübra Boyraz’a dolgu yaptığını, işlem sırasında kadının “ah” diye bağırmasını duyduklarını söylediği öğrenildi. Dr. Özsoyeri ayrıca " Erdal Bey’in yapmış olduğu kusurlu işler dolayısıyla hakkında birçok dava bulunmaktadır. Erdal Doğru ilkokul mezunudur tıbbi müdahale yapma yetkisi yoktur. Ancak buna rağmen kendisi doktorluğa özenmektedir, birçok tıbbi müdahalede bulunmuştur. O gün ben Kübra Hanıma tıbbi müdahalede bulunmasına müsaade ettim çünkü ben onun yanında çalışıyorum. Kendisi benim patronumdur. İtiraz etmiş olsam beni işten kovardı" dedi.Dr. Özsoyeri ifadesinde, dolgu işleminden sonra Kübra Boyraz’ın fenalaştığını hastaneye gitmek istemediğini, annesinin kızmasından çekindiğini söylediğini ileri sürdü.Kübra Boyraz'a önce ayran sonra lokum verdiklerini ve daha sonra da evine bıraktıklarını söyleyen Özsoyeri, “Ben Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. Medikal Estetik sertifikası da sahibiyim. Ben Kübra isimli mağdur bayana hiçbir işlem yapmadım. Erdal Doğru benim patronum olur. Onun yanında çalışırım, iş yerinin sahibidir. Bu iş yeri İzmir’de bulunmaktadır.Erdal Doğru bu iş yerinin Beylikdüzü’nde bir şubesini açtı. Ben de buraya çalışmak için gittim. Ömer E., Melih diye tanınan telefon görüşmelerini yapıp bağlantı kurup müşteri bulan kişidir. Bülent B., bizim ayak işlerimizi yapan şoförlük yapan, elektrik su faturalarını götürüp yatıran ve bunun gibi işleri yapan kişidir. Erdal Doğru’nun vergi borçları nedeniyle iş yeri ile ilgili ihtiyaçları karşılaması için ona yaptırmıştı.”Kübra Boyraz’ı iki kez gördüğünü, ilk dolgusunu da kendisinin yaptığını anlatan Dr. Özsoyeri, şunları söyledi:“Kübra Hanım, Ömer E'nin randevu verdiği ve Beylikdüzü’nde bulunan iş yerine gelen müşterilerden biridir. İlk etapta 7 Temmuz’da Kübra Hanım geldi ve ilk görüşmeyi ben yaptım. Kalça dolgusu yaptırmak istediğini söyledi. Ben ilk işlemi yaptım. Hiçbir sorun olmadan da kendisi gitti. Sonra 19 Eylül’de tekrar randevu verilmiş. Kübra Hanım 19 Eylül’de geldi ve kendisiyle oturduk. Uzun süre konuştuk. Boyun fıtığı olduğum için kendisine işlem yapamayacağımı Kübra Hanım’a söyledim. O da ‘tamam problem değil yarın gelirim’ dedi ama, Erdal Doğru bana hitaben ‘ben yaparım’ dedi. Daha sonra Erdal Bey ve Kübra Hanım odaya girdiler. Ben de odaya girdim ancak, daha sonra bana telefon geldi, ben odadan çıktım.”Dr. Özsoyeri kapı çalınca odadan çıktığını ve kısa süre sonra odadan “ah” diye bir ses duyulduğunu söylediği ifadesinde şunları anlattı “O arada kapı çaldı, Bülent Bey geldi. Bülent Bey ile biz koridorda yürürken ‘ah’ diye bir ses duyduk. Erdal Bey’in elinde enjektör vardı. Onu da gördük. Kübra Hanım odadan çıkarak salona geldi. Biraz oturdu, sonra ‘benim tansiyonum düştü’ dedi. Kendisine ayran verdik, belki kan şekeri düşmüş olabileceğini düşündüğümden, lokum verdik. Sonra Kübra Hanım ‘ben iyiyim’ dedi. Balkona çıktık, biraz sohbet ettik. Sonra Kübra Hanım ‘benim tansiyonum bayağı düşmüş sanırım’ dedi. Ben de sizi hastaneye götürelim dedim. Sonra bunu birkaç kez tekrarladım. Ancak kendisi hiçbir şekilde bunu kabul etmedi.”Talihsiz kadının hastaneye giderse annesinin kendisine kızacağını söylediğini ileri süren Dr. Özsoyeri “Hastaneye gidersem annem bana kızar, dedi. Sonra biz de 'sizi evinize bırakalım' dedik. Yeni taşındıkları için oturduğu evin adresini bilmiyordu. Annesine telefon ederek oturduğu sitenin adresini öğrendi. Sonra biz de Erdal Bey, Kadriye Hanım, Ömer Bey ve Bülent Bey ile Erdal Bey’in arabasıyla Kübra Hanım’ı evine götürdük. İş yerimiz orada olduğu için Erdal Bey, Ömer Bey ve Bülent Bey’le İzmir’e döndük. Ömer Bey bana Kübra Hanım’ın öldüğünü söyledi. Sosyal medya hesabından araştırdığımda öldüğünü öğrendik. Daha sonra polisler bizi arayarak ifadeye çağırdılar. Biz de tekrar İzmir’den ifade vermek üzere İstanbul’a geldik” diye konuştu.