İstanbul'da bir Yiğit!
Abone olÖyle bir Yiğit ki, gözü pektir, Korkmaz hiç kimseden. E tabii Yiğit olmanın da bir ödülü var. Hem de ne ödül... Sabah'tan Mahmut Övür, Yiğit insanı ve aldığı ödülü yazdı:
Evet haberimizin spotundan da anlaşılacağı gibi, Korkmaz Yiğit'ten söz ediyoruz. Sabah Yazarı Mahmut Övür'ün yazısını baştan sona kadar siz de okursanız, hem Korkmaz Bey'in hem de O'na yol verenlerin gerçek bir Yiğit olduğunu siz de göreceksiniz:
Yazı: Mahmut Övür
Kaynak:
-Yıllardır imar izni verilmeyen İstanbul Avcılar Ispartakule mevkiinde bulunan 6 milyon metrekare arsaya Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'nın imar izin vermesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni ayağa kaldırdı. İstanbul gündemine bomba gibi düşen bu haberin perde arkasında ciddi ilişkiler ve suçlamalar yatıyor.
Arsayla ilgili yasal sürece son nokta geçen nisan ayında Bayındırlık Bakanlığı tarafından konuldu ve arsanın imar planları onaylanarak tamamlandı. Şimdi gözler inşaat ruhsatı için Avcılar Belediyesi'nde...
Kısa özetini sunduğumuz bu arsanın aslında uzun bir geçmişi var. İlk imar çalışmaları 1995 yılında başladı. Planların arkasında o günlerde adı çok bilinmese de daha sonra 'ünlü' olacak bir işadamı vardı: Korkmaz Yiğit. Bu devasa arsayla ilgili çok sayıda proje üreten Yiğit, sonunda bölgenin imar planlarını çıkarmış ancak 1997'de Türkbank olayı patlayınca her şey yarım kalmıştı.
İşte yarım kalan bu büyük proje yeniden gündemde. İşin içinde yine Korkmaz Yiğit var. Ama yalnız değil, Kemal Gülman, Mehmet Yoluç, kız kardeşleri İsmet Rodopman ve Fikret Aksoy da var.
Arsanın yeniden konut alanına açılması için ikinci adım 2004'te atıldı. Arsa sahipleri, İstanbul'u aşarak 'imar planları' yaptırmak için Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'na başvurdu. Bakanlık, İmar Kanunu'nun 9. maddesine dayanarak 1 Nisan 2004'te bölgenin planlarını re'sen onayladı.
Şehir Plancıları Odası bu planlara itiraz etti, hatta dava açtı. Karşı çıkılan birçok nokta vardı. Metropolitan Ana Nazım Planı'na aykırı olması, büyük yoğunluk getirmesi, arsanın bir kısmının
1. derece Arkeolojik SİT alanı olması, İSKİ'den görüş alınmaması.
Bakan adına Genel Müdür Dr. Hilmi Yıldırım itirazlara verdiği cevapta şöyle diyordu:
"Söz konusu itiraz dilekçeleri incelendiğinde Bakanlığımızca onaylanan planlara yönelik iddia edilen eksikliklerin bulunmadığı... ...Nazım
ve Uygulama İmar Planı'na uyulması gerekmektedir."
Ve çok önemli özel bir nokta. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'nın ikinci kez onayladığı imar kararlarının üzerinde 'Toplu Konut İdaresi tarafından düzenlenen' ibaresi yer alıyordu. Yani bakanlık verdiği imar iznine, 'Toplu Konut İdaresi tarafından' düzenlendiğini gerekçe göstermişti. Oysa bu doğru değildi.
Toplu Konut İdaresi Başkanı Erdoğan Bayraktar imzalı yazıda aynen şöyle deniyordu:
"Söz konusu planlar idaremiz tarafından hazırlanmamış ve onaylanmamıştır."
Neresinden bakarsanız bakın, hem ilişkileri hem de sonucu bakımından ilginç bir şehir operasyonu. Bir anlamda İstanbul'un yerel güçleri by-pass edilerek tam 6 milyon metrekarelik bir arsa planlanıyor. 22 bin konut üretilecek. Tahmini nüfusu 100 bin. Yeni bir şehir adeta. Yüksek bir rant yaratacağı kesin.
Bu nedenle akıllara takılan çok sayıda soru var. Bayındırlık ve İskân Bakanı bu arsayı hangi gerekçeyle planladı? Son bakan değişikliğinde bu arsanın rolü var mı? İstanbul Büyükşehir Belediyesi tüm bu süreçler yaşanırken ne yaptı? Şimdi neden isyan ediyor? CHP İstanbul İl Başkanlığı neden rahatsız oldu?
Soruların cevabını araştırmaya devam...
Yazı: Mahmut Övür
Kaynak:
-Yıllardır imar izni verilmeyen İstanbul Avcılar Ispartakule mevkiinde bulunan 6 milyon metrekare arsaya Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'nın imar izin vermesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni ayağa kaldırdı. İstanbul gündemine bomba gibi düşen bu haberin perde arkasında ciddi ilişkiler ve suçlamalar yatıyor.
Arsayla ilgili yasal sürece son nokta geçen nisan ayında Bayındırlık Bakanlığı tarafından konuldu ve arsanın imar planları onaylanarak tamamlandı. Şimdi gözler inşaat ruhsatı için Avcılar Belediyesi'nde...
Kısa özetini sunduğumuz bu arsanın aslında uzun bir geçmişi var. İlk imar çalışmaları 1995 yılında başladı. Planların arkasında o günlerde adı çok bilinmese de daha sonra 'ünlü' olacak bir işadamı vardı: Korkmaz Yiğit. Bu devasa arsayla ilgili çok sayıda proje üreten Yiğit, sonunda bölgenin imar planlarını çıkarmış ancak 1997'de Türkbank olayı patlayınca her şey yarım kalmıştı.
İşte yarım kalan bu büyük proje yeniden gündemde. İşin içinde yine Korkmaz Yiğit var. Ama yalnız değil, Kemal Gülman, Mehmet Yoluç, kız kardeşleri İsmet Rodopman ve Fikret Aksoy da var.
Arsanın yeniden konut alanına açılması için ikinci adım 2004'te atıldı. Arsa sahipleri, İstanbul'u aşarak 'imar planları' yaptırmak için Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'na başvurdu. Bakanlık, İmar Kanunu'nun 9. maddesine dayanarak 1 Nisan 2004'te bölgenin planlarını re'sen onayladı.
Şehir Plancıları Odası bu planlara itiraz etti, hatta dava açtı. Karşı çıkılan birçok nokta vardı. Metropolitan Ana Nazım Planı'na aykırı olması, büyük yoğunluk getirmesi, arsanın bir kısmının
1. derece Arkeolojik SİT alanı olması, İSKİ'den görüş alınmaması.
Bakan adına Genel Müdür Dr. Hilmi Yıldırım itirazlara verdiği cevapta şöyle diyordu:
"Söz konusu itiraz dilekçeleri incelendiğinde Bakanlığımızca onaylanan planlara yönelik iddia edilen eksikliklerin bulunmadığı... ...Nazım
ve Uygulama İmar Planı'na uyulması gerekmektedir."
Ve çok önemli özel bir nokta. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'nın ikinci kez onayladığı imar kararlarının üzerinde 'Toplu Konut İdaresi tarafından düzenlenen' ibaresi yer alıyordu. Yani bakanlık verdiği imar iznine, 'Toplu Konut İdaresi tarafından' düzenlendiğini gerekçe göstermişti. Oysa bu doğru değildi.
Toplu Konut İdaresi Başkanı Erdoğan Bayraktar imzalı yazıda aynen şöyle deniyordu:
"Söz konusu planlar idaremiz tarafından hazırlanmamış ve onaylanmamıştır."
Neresinden bakarsanız bakın, hem ilişkileri hem de sonucu bakımından ilginç bir şehir operasyonu. Bir anlamda İstanbul'un yerel güçleri by-pass edilerek tam 6 milyon metrekarelik bir arsa planlanıyor. 22 bin konut üretilecek. Tahmini nüfusu 100 bin. Yeni bir şehir adeta. Yüksek bir rant yaratacağı kesin.
Bu nedenle akıllara takılan çok sayıda soru var. Bayındırlık ve İskân Bakanı bu arsayı hangi gerekçeyle planladı? Son bakan değişikliğinde bu arsanın rolü var mı? İstanbul Büyükşehir Belediyesi tüm bu süreçler yaşanırken ne yaptı? Şimdi neden isyan ediyor? CHP İstanbul İl Başkanlığı neden rahatsız oldu?
Soruların cevabını araştırmaya devam...