İstanbula kıyamet senaryosu
Abone olİstanbul için en kötü senaryo sizce nedir? Yılmaz, okucuları için İstanbul'un kıyamet senaryosunu yazdı.
29 Mart’ta yüzyılın ilk tam güneş tutulması meydana gelecek.
Bilim adamları ve deprem uzmanları güneş tutulmaları ile depremler
arasında bir bağıntının olup olmadığını tartışadursun, bir
anti-ütopya kurgusu olan ‘On7-İstanbul için kıyamet vakti’
raflardaki yerini aldı.
Kitabın arka kapak yazısı şöyle:
“21. yüzyılın ilk tam güneş tutulması 29 Mart 2006 günü
gerçekleşirken ‘On7-İstanbul İçin Kıyamet Vakti’nde İstanbul için
hiç susmayan deprem çanları yeniden çalmaya başlıyor.
‘On7-İstanbul İçin Kıyamet Vakti’, geçmişte bir benzerinin ‘Küçük
Kıyamet’ olarak isimlendirildiği ‘Beklenen Büyük İstanbul
Depremi’nin, sadece ülkemiz için değil, tüm insanlık tarihinin
kırılma noktası olabileceğine dair göndermeler yapması açısından da
çok önemli bir ilk kurgu çalışma ve uyarı niteliğinde kaleme
alınmış bir belgesel-roman.
Tarihteki büyük depremler ile gök olayları arasında tesadüfü aşan
ise bir ilişki mevcut. Unutulmaması gereken gerçek şu: Ülkemiz
geçen yüzyılın en son ve büyük felaketini, yine geçen yüzyılın en
son güneş tutulmasından hemen sonra yaşadı. Ve yakın tarihte,
yaşadığımız yüzyılın ilk güneş tutulması olacak…
‘On7-İstanbul İçin Kıyamet Vakti’, 11 Ağustos 1999’daki ikinci bin
yılın son tam güneş tutulmasının en net gözlemlenebildiği ülke
Türkiye’de -o günlerde- farklı mekânlardaki farklı olaylara
tanıklık ediyor. ‘On7-İstanbul İçin Kıyamet Vakti’nde bir taraftan
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi öncesi kendini gösteren ipuçlarına,
satanist arkadaşları tarafından genç bir kızın yok yere
öldürülüşüne, ana dili Türkçeyi bile doğru konuşamadığı halde
ilginç deprem tahminlerinde bulunan Seyfettin Şimşek’e; diğer
taraftan da depremin merkez üssü olan Donanma Komutanlığı'nın
Gölcük tesislerindeki yaşananlara ve bir dizi benzerlikler ve
tesadüfî olaylara şahit oluyorsunuz. Bütün bunların ardından ise
romanın asıl kahramanı giriyor devreye: DEPREM!
Elinizden bırakmadan okuyacağınız bu kitap, geçmişin tozlu
yaprakları arasındaki gökyüzü-yeryüzü ilişkisinden yola çıkarak,
birbiriyle ilgisiz gibi görünen birçok olayı ve kahramanı roman
kurgusuyla aynı ortak tema ile anlatırken, çok yakın tarihte
yaşanan ve yaşanacak olan Güneş tutulmalarının meydana
getirebileceği felaketleri anti-ütopik bir tarzda sunuyor.”