İstanbul Valiliği'nden ürperten rapor
Abone olİstanbul'da özellikle göçle gelmiş aileler, ekonomik yetersizlikten dolayı çocuklarını sokakta çalıştırıyor. Aile içi şiddet nedeniyle çareyi sokakta arayan çocuk sayısı arttı.
Töre ve namus cinayetleri ile kadın ve çocuklara yönelik şiddet
en önemli sosyal sorunlardan biri haline geldi. Şiddet ve kötü
muamele nedeniyle İstanbul'a sığınan kadınlara gerekli hizmetin
verilemediği, bu nedenle İstanbul'a nakillerin durdurulması
gerektiği belirtildi. İstanbul Valiliği, engelli ve fuhuş mağduru
kadınlar için ihtisaslaşmış kadın konukevleri istedi. İstanbul
Valiliği'nin TBMM Töre ve Namus Cinayetlerini Araştırma
Komisyonu'na sunduğu raporda, bu ildeki kadın ve çocuklara yönelik
şiddet ve bunun yansımalarına ilişkin saptamalara yer verildi.
Rapora göre, 2005 yılı içinde İstanbul Valiliği Kadının Statüsü
Birimi'ne ve İnsan Hakları İl Masası'na 227 kadın doğrudan, 29
kadın telefonla, 11 kadın da il dışından arayarak yardım talebinde
bulundu. Bu kadınlar, 'namus cinayeti tehdidi', 'namus saikiyle
yaralanma', 'dayak', 'aile içi taciz-tecavüz', 'psikolojik ve
ekonomik şiddet' ve 'işyerinde taciz olayları' nedeniyle başvuru
yaptı. 'Savunmasız kalıyorlar' Yaşadıkları şiddet ve her türlü
istismar sonucu aile ve evlerini terk eden kadınların giderek
çoğaldığı vurgulanan raporda, "Bu durumdaki kadınlar ya varsa
çocuklarını da alarak evlerini terk etmekte ya da bir başlarına
evlerinden, hatta yaşadıkları bölgeden ayrılıp, ilimize gelerek çok
kısa bir süre için güvenebileceklerini düşündükleri bir yere
sığınmakta, genellikle de kısa süre içerisinde kimsesiz ve sahipsiz
kalarak, bir başka şiddet ve istismarın konusu olabilmektedir"
denildi. Raporda, İstanbul'a özellikle göçle gelmiş ailelerin,
geçinmelerine katkıda bulunması amacıyla, neredeyse beş yaşından
itibaren çocuklarını sokaklarda çalıştırmaya başladığı vurgulandı.
2 bin 655 çocuk üzerinde yapılan araştırmaya göre, İstanbul'da
yüzde 20.7 ile 'aile ile uyumsuzluk', yüzde 20.6 ile 'aile içi
şiddet', yüzde 17.1 ile 'zorla çalıştırılma' çocuğu sokakta
yaşamaya iten nedenler arasında ilk üç sıraya oturdu. Aynı
araştırma sonucuna göre, uğradıkları şiddet, istismar ve dışlanma
sonucunda sokakta yaşayan çocukların yüzde 10.5'i 5-9 yaşlarında.
Bu çocukların yüzde yüzde 40.3'ü 13-15, yüzde 28.5'i 10-12, yüzde
20'si 16-18 yaşlarında ve yüzde 0.6'sı 18 yaş üstünde. Yağmurdan
kaçarken Rapora göre şiddet, taciz ve cinsel istismara uğrayan kız
çocukları yaşadıkları ağır travma nedeniyle sokağa atıyor ancak
sokakta daha da ağır şiddet ve sömürüye maruz kalıyor. Raporda, bu
travmalarını bastırabilmek için, içine girdikleri bazı ilişkiler
sonucu kızların bir kısmının fuhuş ve uyuşturucu kullanımıyla suç
ilişkilerine sürüklendikleri kaydedildi. Kadın konukevleri yetersiz
İstanbul Valiliği'nin raporda yer alan çözüm önerilerinden bazıları
şöyle: Emniyet Teşkilatı içinde bir an önce 'kadına yönelik şiddet
ve cinsel suçlarla mücadele birimi' kurulmalı. TCK'nın nitelikli
haller bölümünde cezada ağırlaştırıcı nedenler arasında kan saiki
yanında töre saikinin de yer almasına rağmen, çok geniş kapsamlı
olan ve kadınların hayatını yok eden namus saikinin eklenmemiş
olması eksikliktir. Aile meclisi kararıyla işlenen namus
cinayetlerinde, Ceza Usul Yasası'na göre suçtan zarar gördüğü
varsayılan aile müdahil olabilmektedir. Ailenin suça azmettiren
olduğu hallerdeki müdahilliği yargılamanın adil ve etkinliğini
olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle, müdahil olma hakkı, kadın
hakları ile uğraşan sivil toplum örgütü temsilcilerini de
kapsayacak şekilde genişletilmelidir. Namus cinayetleri davalarında
genelde aile içinde ve organize bir suç oluştuğundan tanık
güvenliğinin sağlanması önemli bir ihtiyaçtır. Ancak bunun
sağlanmasında büyük güçlükler çekilmektedir. Bu davalara özgü tanık
koruma programları geliştirilmelidir. Suçlunun nasıl ve nereye
ihbar edilebileceğine ilişkin bilinen, görülen, kolay ve güvenli
bir iletişim olanağına ihtiyaç duyulmaktadır. Mağdurlar için
ücretsiz olarak böyle bir olanak sağlanmalıdır. Kadın konukevlerine
ilişkin yönetmelik günümüz ihtiyaçlarına cevap veremez hale
gelmiştir, yeni bir yönetmelik hazırlanmalıdır. İstanbul'a nakil
yapılmasın İstanbul gibi büyük bir metropolde Kadın Konuevlerinin
sayısı ve kapasitesi, günümüz ihtiyaçlarına cevap verecek seviyenin
çok gerisindedir. Mevcut kuruluşlarımızda almaları gereken
hizmetleri alamayan kadınlar kısa süre içerisinde kurum dışında
arayışlara yönelebilmektedir. Bu sorunun dikkate alınarak fiziki
kapasitenin artırılması, bu sağlanıncaya kadar diğer illerden
ilimize nakillerin yapılmaması ve mevcut kuruluşların donanım
olarak ve personel, uzmanlık itibarıyla ihtiyaçlara cevap verecek
hale getirilmesi sağlanmalıdır. Farklı nedenlerle ve farklı
özelliklerinden dolayı şiddete uğramış kadınların (örneğin engelli
kadınlar, fuhuş mağduru kadınlar vb.) gidebilecekleri tek adres
olarak kadın konukevleri gösterilmektedir. Açılacak kuruluşların
gizlilik, güvenlik gibi koşulları ile kabulü yapılacak kadınların
özelliklerine uygun özel, ihtisaslaşmış kadın konuevleri de
açılmalı ve bu evlerin kapasiteleri çocuklar dahil 25 yatağı
geçmemelidir. Mevcut kadın konukevlerinin en önemli kritelerinden
biri olan, gizlilik özelliğinin kalmadığı dikkate alınarak, bu
kuruluşlar hem fiziki hem de güvenlik açısından daha uygun
olabilecek bölgelere taşınmalı. Özellikle şiddet, taciz, tecavüz ve
ticari cinsel sömürü mağduru kız çocuklarının korunma, tedavi ve
rehabilitasyon hizmetlerine cevap verecek merkezler öncelikle tüm
büyükşehirlerde kurulmalı, diğer illerden İstanbul'a sevk yoluyla
çözüm aranması kolaycılığından vazgeçilmeli.