İstanbul Tıp Fakültesi'nde öğrenci profesörün hayatını kabusa çevirdi! ' Korkuyla yaşıyorum'
Abone olİSTANBUL Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Feryal Gün Soysal, 8 reçeteye bir öğretim üyesinin kaşesini basıp yanına aldığı için uyardığı uzmanlık öğrencisi M.H. tarafından tehdit edildiği iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. M.H.’nin kendisini ölümle tehdit ettiğini belirten Prof. Dr. Soysal, “Evime ve işyerime gelirken büyük korku yaşıyorum” dedi.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi
Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Feryal Gün Soysal’ın iddiasına
göre, okuldaki uzmanlık eğitimini tamamlayan M.H. 13 Haziran
tarihinde çocuk cerrahisi bölümüne giderek yanına 8 adet reçete
aldı ve Doç. Dr. Başak E.’nin kaşesini üzerlerine bastı.
Serviste görevli iki doktor da durumu bölüm başkanı Prof. Dr.
Feryal Gün Soysal’a iletti. Soysal da durumu okul yönetimine
bildirdi ve soruşturma başlatıldı.
Gönderdiği tehditler kan dondurucu
Hürriyet'in haberine göre, M.H. bu gelişme üzerine sosyal medya
hesabından mesajlar göndererek Prof. Dr. Soysal’ı ve annesini
tehdit etmeye başladı. “İstanbul’da huzurlu bir adım
atamazsınız”, “Hiç kimse sizi bu durumdan kurtaramaz,
polis, hâkim, savcı”, “Aşiretler söz sahibidir
maalesef”, “Tehditler gerçeğin yüzde biri değil, kim
olduğumu anlayamazsınız”, “Kara M., kaç kişi piyasadan
kaldırıldı haberiniz yok yani” şeklindeki mesajlar üzerine
Prof. Dr. Soysal avukatı aracılığıyla İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı’na başvurdu.
Ceren Damar cinayetini örnek gösterdi
Ankara’da akademisyen Ceren Damar Şenel’in, öğrencisi tarafından
katledildiğini şikâyet dilekçesinde belirten Prof. Dr. Soysal’ın
avukatı, “Bu durum toplumda infial yaratmış bir olay olarak hâlâ
hafızalarımızdadır. Toplumda rol ve model olması gereken bu kişinin
bu tarz davranışlar sergilemesini hiçbir gerekçe haklı gösteremez.
Yüreği insan sevgisi ile dolu olması beklenen doktorluk gibi bir
meslek sahibi şahsın bu davranışı cezasız kalmamalıdır. Onuru
zedelenen müvekkil, uğradığı şiddet ve korkunun şokunu hâlâ
atlatamamış, evine ve işyerine korkusuz olarak gidememiştir. Bu
nedenle müvekkilin, uğradığı işkence, hakaret, tehdit ve çalışma
hürriyetinin engellenmesinin sona ermesi için M.H.’nin en ağır
cezayla cezalandırılmasını istiyoruz” dedi.