İstanbul Müftüsü'nde olay yaratacak çıkış
Abone olRamazan ayının başlamasıyla birlikte birçok tartışmalı konu ortaya atılırken, son ortaya atılan konunun bayrama kadar süreceği görülüyor.
İstanbul Müftüsü Doç. Dr. Rahmi Yaran Peygamber
Efendimiz döneminde kadınların bayram namazına iştirak ederek,
bayram coşkusuna ortak olduklarını söylüyor. Müftü, 'Camilerimizi
hazırlıyoruz. Bayramda kadınları camiye bekliyoruz'
diyor.
Yenişafak Gazetesi'nde yer alan ; İstanbul Müftüsü Doç. Dr. Rahmi Yaran ile makamında yapılan sohbette gündemde yoğun olarak konuşulan ve merak edilen konuları ele alındı. Lüks iftarlardan oruç saatlerine, Ramazan'ın anlamından Çamlıca Camii'ne kadar pek çok konuda görüşlerini açıklayan Rahmi Yaran bayram namazınakadınlarıda beklediklerini söylüyor.
Diyanet'in 'Biz Ramazan'ı değil, Ramazan bizi
değiştirsin' sloganı var. Biz Ramazan'ı nasıl
değiştiriyoruz?
Herkes kendine göre Ramazan'dan istifade etmeye kalkışıyor. Ticaret
yasak değil ama Ramazan'ı ticari meta hâline getirmek doğru değil.
Ramazan'ı çeşitli sektörler kendileri
açısındankullanmayakalkışırlarsa doğru olmaz. Zaman içinde de
yanlışlara doğru gidilir.
Övünme, kendini gösterme propagandası tarzındaki hareketler yanlış olur. Ramazan bir ibadet ayıdır. Biz Ramazan'da daha iyi bir Müslüman daha iyi birinsanolma yolunda çaba gösteririz. Halbuki Ramazan'ı değiştirmek isteyenler Ramazan'ı kendilerine uydurup, ceplerini, kasalarını daha çok nasıl dolduracaklarına bakıyor. Bu manada bireğlencesektörü, otelturizmsektörü var, siyasetdünyasıvar. Bunların Ramazan'ıkullanmalarıbir noktada Ramazan'ı dönüştürmeye çalışmak.
HER RAMAZAN YENİ BİR KAMPANYA
Peki Ramazan bizi nasıl değiştirecek?
Bunun için Ramazan'a ve onun arka planındaki İslamkültürüne,
medeniyetine, inancına teslim olmamız gerekir. Yapılacak iş
gayetbasittir. Dinimiz ortadadır, esasları bellidir. Bu esaslar
istikametinde kendimiziyenilemek, eksiğimiz varsa eksiğimizi telafi
etmek, yanlışımız varsa yanlışımızdan dönmekle dönüşmek ve
dönüştürmek. Kur'an elimizde Peygamber Efendimiz'in sünneti
önümüzdedir. Onların rehberliğindehayatımızayön vermeliyiz.
Ramazan ayında herkeste ibadetlere daha yoğun bir ilgi
oluyor. Bunu Ramazan geçtikten sonra neden kalıcı hale
getiremiyoruz?
Bizgetirilsindiye uğraşıyoruz. Peygamber Efendimiz bir Hadis-i
Şerif'inde 'Ramazan gelince şeytanlar bağlanır' der. Bazı şeyler
iklim olarak, ortam olarak, bize odönemdebazı avantajlar sağlıyor.
Ramazan'dan sonra bunu kalıcı hale getirelim diyekonuşuyoruz,
istediğimiz de bu.Hayatınbirçok safhasındainsanlarışuurlu davranışa
çekersiniz ama zaman içinde gevşeme-ler başlar
tekraryenibirkampanyayaihtiyaç olur.Yenibir Ramazan gelir. Ama
akıllıinsan, iyi Müslüman, onu kalıcı hale getirmesini bilir.
CAMİ NAMAZ KILANIN İHTİYACI
İstanbul Müftüsü olarak göre yapıyorsunuz. İstanbul'un
sizdeki yeri ne?
İstanbulTürkiye'nin, aynı zamandadünyanınçok önemli bir şehri.
İslam açısından da çok önemli. Müslümanlar Peygamber Efendimiz'i
Medine-i Münevvere'demisafireden Ebu Eyyüb El Ensari'nin de dahil
olduğu ordularlaİstanbul'u almaya çalışmışlar. Neticede burayı
fethetmişler. Bu kadar minareler, camilerinsanahuzur
veriyor.İstanbul'da cami çok gibi söyleniyor ama aslındaİstanbul'un
çok daha camiye ihtiyacı var. Bilhassayeniyerleşime açılan yerlerde
çok cami eksiğimiz var. Ama cami ihtiyacını namaz kılan
hisseder.
Mimar Sinan Camii ve Çamlıca'da yapılacak camiye ihtiyaç
var diyorsunuz yani değil mi?
MimarSinan Camii açıldı. Aslında oraya kaç tane daha cami lazım.
Çok cami ihtiyacı var daha. Çünkü aslolan namazların 5 vakit
cemaatle kılınmasıdır. Bunun için çok uzak yerlere gidilmez ama
Cuma için daha büyük camilere ihtiyaç var. Bu manada önemli bir
eksiğiMimarSinan Camii giderecek. Çamlıca Camii de önemli. Çünkü
cuma camisine uzaktan da gelirinsanlar. Cuma cemaatle olmak, cem
olmak, bütünleşmek anlamında zaten.
Engellilere yönelik ne gibi çalışmalarınız
var?
Her gittiğim camide engelliler girebilir mi diye bakıyorum.
Maalesef engellilerin girebileceği camiler az. Ama bunlar bir
emirle olacak işler değil. Zaman alıyor. Tekrar tekrar söylemek,
ikna etmek gerekiyor. Talimat da veriliyor. Ben elimden geldiği
kadar bunların artmasına çalışıyorum.
KADINLAR BAYRAMI PAYLAŞMAYA GELSİN
Kadınlara camilerde daha fazla yer ayırma konusunda
çalışmalarınız var. Ramazan itibariyle bu çalışmalar ne
durumda?
Kadınlaraçısından camiler bir ihtiyaç.Kadınlarınnamaz kıldığı
yerler ana mekanı görmüyor. Ana mekanı görmek önemli. Onun için
tedbir almalarını istiyorum. Onlara da soruyorum 'Siz dört duvar
arasında mı namaz kılmak istersiniz, yoksa caminin kubbesini, içini
gö-rerek mi kılmak istersiniz? Ya da namazdan önce, sonra şöyle bir
baktığınızda huzur buluyor musunuz?' Bu
imkanıkadınlardanesirgemeyelim. Peygamber Efendimiz
zamanındakadınlarcamiye geliyordu.Özelliklebayram namazına
gelmelerini istiyordu. Bayram namazını da camide değil, musalla
denilen cami dışında bir mekanda kıldırıyordu. Oraya namaz kılma
durumunda olmayankadınlarınbile gelmesini istiyordu. O heyecana
hepsi iştirak ediyordu. Bu sene her ilçemizde,
isteyenkadınlarınbayram namazı kılabilmeleri içinhazırolmalarını
ilçe müftülerimizden istiyoruz. Onlar da bu hususta heyecanlılar.
Sitemizde hangi camiler olduğunu bildireceğiz.
Neden bütün camiler değil?
Bu sayıyı çok fazla tutmak istemiyoruz. Bütün
camilerekadınlargelsin dediğimiz zaman birinde 3 kişi, birinde 5
kişi. O gelen de huzurlu olmak istiyor, ayırdığınız yer dolmadığı
zamanerkeklerde yer bulamadığı zaman tenkitler oluyor. Onun için
'Her ilçede 3-5 camide ilan edelim. İsteyen gelsin. Bir yerden
başlayalım' dedik.
"SAKIZ ORUCU BOZAR MI?" SORULARINDAN RAHATSIZ DEĞİLİM
Ramazan'ın medyadaki yansımasını nasıl
buluyorsunuz?
Bu bir araştırmayı gerektirir.İncelemeyapmam lazım. Böyle bir
imkanım yok ama medyanın Ramazan'ailgiduymasını,
iftarprogramlarıyapmasını, sahurda dinikonuşmalar, açılımlar
yapmasını memnuniyetle karşılıyorum. Ne kadarbilgilendiriciiyi
istikamette ne kadar yönlendirici olursa o kadar iyi olur.
Her sene sakız orucu bozar mı gibi oruçla ilgili gündeme gelen
sorulardan rahatsız mı Diyanet?
Ben rahatsız değilim ama soruyu dürüstçe soruyorlarsa. Dalga geçmek
niyetiyle soruyorlarsa onlara cevap vermem.
Ramazan'da selamı yeniden yaymak projeniz nasıl
başladı?
Ramazan ayı için ağırlıklı konu olarak selam konusunu seçtik. Selam
bir kelime. Arkasında sevgi var, saygı var, toplumsal barış var,
insanlara iyi davranmak var, pozitif enerji vermek var. Arka
planında da Peygamber Efendimiz'in hadisi var. Peygamber Efendimiz
selamın yaygınlaştırılmasını, Müslümanların birbirine selam
vermesini istiyor.
Selam insanların birbirini sevdiğinin bir belirtisi olarak tespit ediliyor Peygamber Efendimiz tarafından. 'İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız. Size bir şey söyleyeyim ki onu yaparsanız birbirinizi sevmiş olursunuz: Selamı yayın' diyor. Selam sayesinde birbirimizi seviyor ve sevdiğimizi göstermiş oluyoruz. Bu iman etmiş olduğumuzu gösteriyor. İman da bizi cennete götürüyor. Netice olarak selam cennete götürüyor. Ama bu selam kuru bir laftan ibaret değil. Selam sahtekarlığı söz konusuysa Allah kimin dürüst kimin sahtekar olduğunu biliyor. Dürüstlük esastır.
Siz dürüstlüğe çok önem veriyorsunuz...
Ben gerçekten ona çok önem veriyorum. Fatiha Suresi'nde de
istikamet olarak o vardır. İhlas da dürüstlüktür, nasihat
kelimesinin de bir manası dürüstlüktür. Dürüstlük olmadan
Müslümanlık olmaz. Bir defa sahtekarlık olmayacak. Peygamber
Efendimiz de buyuruyor ki 'Bir Müslüman yalan sözü ve sahtekarlığı
terk etmezse bilin ki Allah'ın o insanın aç susuz kalmasına
ihtiyacı yoktur.' Orucu 'şu şu davranışlardan uzak durmak' diye
tarif ediyoruz ama o uzak durmanın arkasında bizi iyiliğe götürmesi
lazım. Bu şekilde oruç tutan sadece orucunu tutmuş olur.
ZENGİNİN İFTARI PAHALI OLABİLİR
Ramazan'daki lüks iftarlar çok gündeme geliyor. Siz
nasıl değerlendiriyorsunuz?
İsraf Ramazan'da da Ramazan dışında da doğru değildir. Sadece
Ramazan'a, iftara ait bir olay değildir. İsraf haramdır, yanlıştır
ama herkesin kendine göre bir bütçesi vardır. Kimisi kendi yemeğini
evinde pişirir yer, misafirine de kendi evinde hazırladığı yemeği
sunar. Kimisi de vardır ki dışarıda yemek yer, misafirini dışarıda
ağırlar.
İnsanların imkanları da aynı değil. Farklı farklı lokantalar vardır sınıflarına göre. İsraf deyince daha çok dikkatimi çeken şu: Ortaya yemek gelir. O yemeğin yarısı yenmeyip dökülüyorsa bu kötüdür. Ama gelen yemek yeniyorsa ve o hizmetin de bir bedeli varsa, bazı insanlar da misafirlerine daha iyi ortamda daha iyi hizmet sunmak istiyorlarsa bu israf olmayabilir.
İnsanlar imkanlarını zorluyorlarsa, kendilerini sıkıntıya sokuyorlarsa, masaya konulan yemek gösterişten ibaretse ve bunlar yenmeyip dökülüyorsa o zaman sıkıntılı. Ama herhalde Türkiye'nin zenginlikte ilk yüze giren insanlarıyla imkanları asgari ücretle geçinen insanların da eşit sofralarda oturmasını bekleyemeyiz.
Peygamber Efendimiz'in yaşantısı açısından
baktığımızda?
Peygamber Efendimiz'in sofrası sadeydi ama gelen misafirlerine de
elinde var olan imkanları sunmaktan geri durmazdı. O günkü şartlar
o kadardı. Helalinden olma şartıyla insanların ikramda bulunması
güzel şeydir.
Ramazan eğlenceleri, şenlikleri diye adlandırılan bazı
etkinlikler var. Bunları Ramazan'ın ruhuyla bağdaştırıyor
musunuz?
Ramazan eğlencesi diye bir olay tarihte olabilir ama ben bu alanda
çalışan bir akademisyen ve İstanbul Müftüsü olarak Asr-ı Saadet
dönemine, Peygamber Efendimiz zamanında neler var ona bakarım.
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki 'Kim Ramazan'da sevabını Allah'tan
bekleyerek oruç tutarsa günahları affedilir.' Ayrıca gece namazları
için, teravih vb. namazlar için böyle rivayetler vardır. Genel
çerçeveden baktığın zaman Ramazan bir ibadet ayıdır. Teravih namazı
saatlerini eğlence saatlerine dönüştürmek, insanları eğlence adına
meşgul edip teravih kılmalarını engellemek doğru değildir.
İstanbul'da 80 camide hatimle teravih kılınıyor. İlgi
nasıl?
Gayet iyi. İnternet sitemizde ilan edilmiş durumda bu camilerimiz.
Cemaatimiz bu camilere hatimle teravih kılındığını bilerek geliyor.
Halkımız hatimle teravih deyince çok zor diye düşünüyorlar ama
normal teravihle, hatimle kılınan teravih arasında belki bir 10
dakika fark eder.
Enderun Usulü teravih de kılınıyor. Normal teravihten
farkı ne?
Makam bilen imam ve müezzinlerin bir araya gelmesi, bir makam
bütünlüğü ve makamlar arasında geçişi sağlama açısından bir
farklılığı var. Bu konuda maharetli görevlilerimizden oluşan
ekipler var. Bu ekipler değişik ilçelerde dolaşarak Enderun usulü
teravihi icra ediyorlar. Gittikleri camilerimiz de yine internet
sitemizde ilan edilmiş durumda. Camilerimizde de var.
Orucu bir saat fazla tuttuğumuza dair iddialara ne
diyorsunuz?
Diyanet İşleri Başkanlığımız bu konuları enine boyuna görüşür,
yapar. Takvimlerimiz ona göre düzenlenir. Onların da hesapları
vardır. Kendi kafalarından hiçbir şey yapmazlar. İmsak'ın
kitaplarımızda tarifi vardır. Bu tarifi dikkate alarak gerekli
hesaplamalar yapılır ve ona göre imsak saati tespit edilir. Namaz
saatlerimiz de hep böyledir. Sadece oruçla ilgili değil, namaz
saatleri de aynı hesaplamalarla yapılır. Zaten orucun başlangıç
saati sabah namazının vaktinin başlangıç saatidir. Orucun bitiş
saati de akşam namazının vaktinin girdiği saattir. Bunlar oruca ait
özel düzenlemeler de değildir.
Röportajın devamı için