İstanbul için proje beklentisi
Abone olBundan tam bir yıl sonra, İstanbul NATO’dan da önemli bir zirveye, Dünya 2005 Mimarlık Kongresi’ne ev sahipliği yapacak. İztanbul için proje desteği isteniyor..
TAM bir yıl sonra, İstanbul NATO’dan da önemli bir zirveye,
Dünya 2005 Mimarlık Kongresi’ne ev sahipliği yapacak. Bu kongre
bizim için neden hálá konuşulmakta olan NATO Zirvesi’nden daha
önemli? Tarihiyle, kültürüyle, coğrafi konumuyla, dinamizmiyle
dünya kenti olduğunu artık kanıtlamış olan İstanbul’un geleceğinin
tartışılmasına vesile olacağı için. Kongrede elbet dünyadaki diğer
kentlerin geleceği de gündeme gelecek. Ne var ki tarihsel dokusu
her gün biraz daha zedelenen İstanbul diğer şehirlerden daha önemli
gibi geliyor bana. Türk mimarlar 15 yıldan beri Uluslararası
Mimarlar Birliği’nin 3 yılda bir yapılan kongresini İstanbul’a
getirmek için uğraşıyormuş. Nihayet Pekin’de 1999 yılı kongresinde
İstanbul için karar çıkartmayı başarmışlar. Neticede 2005 yılının
ilk haftası İstanbul’a 10 bin mimarın gelmesi bekleniyor. Merkezi
Cenevre’de olan Ağa Han Mimarlık Ödülü’nün Genel Sekreteri Suha
Özkan kongre başkanı. Cenevre’den İstanbul’a iki ayda bir gelen
Özkan, kongre için Türkiye Tanıtma Fonu’ndan 200 bin dolar
aldıklarını, Belediye Başkanı Kadir Topbaş’tan ise Kongre Vadisi
için destek istediklerini anlatıyor. Topbaş ile görüşmeye
gittiklerinde, kendisi de mimar olan Belediye Başkanı ‘Tüm dünya
mimarları İstanbul için düş kursun, projeler geliştirsin.
İstanbul’un geleceğini dünya mimarları paylaşsın’ önerisini
getirmiş. Öneri üzerine uluslararası düzeyde bir ‘Mimarların
İstanbul Düşü’ yarışması ortaya çıkmış. Özkan, ‘Bu projeler fikir
düzeyinde kalsalar da belediyeye yeni bir vizyon kazandıracak’
diyor. Özkan’a göre, Topbaş, dünyadaki mimari akımları yakından
izliyor ve Bilbao’daki Guggenheim Müzesi’nin mimarı ünlü Frank
Gehry gibi mimarlarla da tanışıyor. Kongrenin belediyecilik
açısından da önemi var. Zira eş zamanlı olarak bir belediye
başkanları toplantısı yapılması planlanmış. Davet edilecek bin
kadar belediye başkanı arasında, başkanlık yaptıkları şehirlere
damgalarını vurmuş mesela New York eski Belediye Başkanı Rudolph
Guiliani gibi isimler de olacak. Uluslararası toplantılar nedeniyle
artık sık sık gündeme gelen Kongre Vadisi için de bir proje
yarışması açılmış. Kongre Vadisi’nin İstanbul’a gelecek mimarların
kaynaşmaları için bir ‘Pazar Yerine’ dönüşmesi tasarlanmış. Fuar
alanı, eğlence alanını içerecek ‘Pazar Yeri’ proje yarışmasının
jürileri Türkiye’nin önde gelen mimarlarından oluşuyor. Jüri
Başkanı ise Ersen Gürsel. İstanbul’daki Dünya Mimarlık Kongresi,
halka, ilk kez mimarlık öğrencilerine açık olacakmış. İstanbul’un
geleceği, mimari projeler filan güzel ancak merak ettiğim şu: Kaçak
ve çirkin yapılarla İstanbul’u çirkinleştiren, kimliksizleştiren
müteaahhitlerin, kendi kafalarına göre tasarımlar yapan kalfaların
kongreyi izlemeleri nasıl sağlanacak? Ağa Han’ın izniyle kongre
başkanı SUHA Özkan tam 22 yıldan beri Ağa Han Mimarlık Ödülü’nün
genel sekreteri. İsmailiye mezhebinin lideri ve dünya jet
sosyetesinin ünlü ismi Kerim Ağa Han’ın özel izniyle İstanbul’daki
kongrenin başkanı olmuş. ‘Kerim Ağa Han kıskanç bir patron. Önemli
toplantıları sahiplenmek ister. Ancak toplantının İstanbul’da
yapılacağını duyunca izin verdi’ diyor. Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü
şimdiye kadar 10 Türk mimar kazanmış. Türkiye nasıl bir Avrupa
istiyor BU soruyu soran Fransa eski Başbakanı ve Avrupa Parlamento
üyesi Michel Rocard. Geçen cumartesi gecesi, Boğaz’da bir tekne
gezisinden sonra Ortaköy’deki Feriye’de verilen davette Michel
Rocard ve yine Avrupa Parlemontusu üyesi Emma Bonino ile aynı
masadayız. Rocard ve Bonino ile birlikte üç günlük bir Türkiye
ziyareti yapan Bağımsız Türkiye Komisyonu’nun diğer üyeleri eski
Finlandiya Cumhurbaşkanı Marti Ahtisaari, Avusturya eski Dışişleri
Müsteşarı Albert Rohan, Hollanda eski Dışişleri Bakanı Hans van den
Broek, İspanya’nın 9 yıl sürmüş olan AB müzakerelerini başlatan
Dışişleri eski Bakanı Marcelino Oreja Aguirre diğer masalarda. Açık
Toplum Enstitüsü’nün girişimiyle Avrupa’da Türkiye’nin AB üyeliğini
desteklemek için kurulmuş olan 9 üyeli komisyonun üç üyesi Türkiye
ziyaretine katılmamış. Masadaki sohbette ‘Türkiye nasıl bir Avrupa
istiyor’ sorusuna gelince... Soru önemli ancak Rocard’a verilen
cevap, Türkiye’nin Avrupa’nın geleceğiyle ilgili fazla kafa
yormadığı şeklinde. Oysa gerçekten madem ki Avrupa’nın bir parçası
olmak istiyoruz Avrupa’nın geleceğiyle ilgili süregelen
tartışmaları bir yerinden tutmamız gerekmez miydi? Rocard’a bizim
yönelttiğimiz soru ise mensubu olduğu Sosyalist Parti’nin üyeliği
neden Ermeni soykırımı meselesine bağladığı yolunda. Rocard,
Fransa’daki Ermeni lobisinin ağırlığından, Sosyalist Parti
üzerindeki etkisinden söz ediyor. Ancak iyi bir gelişme şu:
Türkiye’de tarihçi Halil Berktay, gazeteci Hırant Dink ile
konuşmalarından bu sorunun üyeliğe bağlanmaması gerektiğine ikna
olmuş gibi görünüyor. Hatta Ankara’daki görüşmelerinde, Türkiye
izlenimlerini aktaracağı Sosyalist Parti üyelerine dağıtmak üzere
siyasi reformların 10 kopyasını almış. Radikal Parti üyesi olarak
1979 yılından beri parlamentoda olan Emma Bonino, Türkiye’nin
üyeliği konusunda Rocard’dan çok daha fazla cesur. ‘Yıllardan beri
söylediğim şu: Türkiye’nin üyeliği Avrupa’nin geleceği demek. Yeni
üyelerin Avrupa’ya ne katkısı olabilir? Oysa Türkiye coğrafi
konumuyla. diniyle, kültürüyle, Avrupa’nın ufkunu açacak. Kendi
içine kapanmış olan Avrupa’ya bir dinamizm getirecek’ diyor.
Türkiye’nin üyeliği için karar vereceklerin çoğunluğu hem Emma
Bonino gibi, hem kadın olsaydı inanın mesele çoktan çözülmüştü.
Kaynak : Hürriyet Gila Benmayor