İstanbul için korkutan uyarı: Kuraklık afetiyle karşı karşıya kalabiliriz
Abone olİstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, "Barajlardaki su son 10 yılın en düşük seviyesine ulaştı. İSKİ her gün barajlardaki doluluk oranlarını açıklıyor. Lütfen takip edelim, oradaki grafiklere bakalım. Bizler önümüzdeki günlerde bir kuraklık afeti ile karşı karşıya kalabiliriz. Bunu yaşamamak bizim elimizde" dedi.
İstanbul'da barajlardaki doluluk oranı, son 10 yılın en düşük
seviyesine düştü. Koronavirüs salgını nedeniyle suyun daha çok
kullanıldığı bugünlerde, su tasarrufu uyarasında bulunan İstanbul
Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Hüseyin Toros, su tasarrufunun nasıl yapılabileceğini
Demirören Haber Ajansı(DHA)'na anlattı.
"Su seviyesinde düşüş bizi korkutmaya
başladı''
İstanbul'da ve Türkiye'nin önemli şehirlerinde, su kaynaklarındaki
seviyenin önemli derecede düştüğünü dile getiren Toros,
"Özellikle İstanbul'da 2020 yılı hem sıcak hem de kurak
geçti. Ve bunun sonucu olarak, şu anda barajlardaki su seviyesinin
düşmesi sebebiyle, Aralık ayının gelmiş olması ve hala Sonbahar
yağışlarını almamış olmamız bizleri korkutmaya başladı. Dolayısıyla
hep birlikte, elimizdeki su kaynaklarını nasıl daha verimli
kullanabileceğimiz konusunda çalışmalar yapıyoruz. Daha dikkatli
olalım ve susuz bir dönemle karşı karşıya kalmayalım. Su demek
hayat demek, su demek mikroplardan, virüslerden korunma anlamına
geliyor. Bu çerçevede neler yapabileceğimizi ev bazında, okul
bazında neler yapabileceğimizi düşünmemiz gerekiyor" diye
konuştu.
"Herkes önlem almalı"
Su israfını önlemek için yapılabilecekleri sıralayan Toros, şunları
söyledi: "Özellikle bu dönemde ellerimizi her zamankinden
daha sık yıkamak durumundayız. Ellerimizi yıkarken uzmanlar
20-30 saniye elleri sabunlamamızı istiyor. Suyu açıp, elimizi
sabunladık ovalamaya devam ettik 15-20 saniye daha sonra elimizi
duruladık harcadığımız su, yarım litreden az olur. Ama
musluğun başında ekonomik musluk başlığı yoksa, normal
musluğu açtığımızda, sizin harcayacağınız su miktarı 2-3 litredir.
Dolaysısıyla, burada müthiş bir su israfı yapılmakta. Burada her
birimiz dikkat edersek, İstanbul'da 15 milyon insan var, herkes bir
el yıkamada 2 litre su tasarrufu yapsa, bu her defasında 30 milyon
litre su tasarrufu demektir. Evlerimizde sebzelerimizi,
meyvelerimizi her zamankinden daha fazla yıkıyoruz. Bunu yaparken
de bir kap içinde onları bekletip, sonra durulamak var. Duş
alırken veya sifon çekerken de su tasarrufu sağlanabilir.
Atalarımız demiş ki, 'Damlaya damlaya göl olur' eğer
musluklarımızda herhangi bir kaçak varsa, bu kacağı önlersek,
yıllık bazda çok büyük miktarda su tasarrufu sağlamış olacağız.
Çiçeklerimizi sularken de, meyveleri yıkadığımız suları orada
kullanabiliriz. Yani kullanılmış suları tekrar kullanarak su
tasarrufu sağlayabiliriz. Makinaları çalıştırırken de, tamamen
dolmasını beklemeliyiz. Tıraş olurken ve diş fırçalarken de
musluğun kapalı olması son derece önemli."
"Yağmur hasadı yapmalıyız"
Yağmur yağışlarından elde edilen su ile su hasadı yapmanın önemini
vurgulayan Toros, şöyle devam etti: "Artık küresel bir iklim
değişikliğinden bahsediyoruz. Su kaynaklarının her zamankinden daha
değerli olduğunu, evimize gelen her bir su damlasının önemli
olduğunun farkına varıp, yağıştan elde edilen suyun değerli
olduğunu bilip, mümkün mertebe yerinde biriktirme çok önemli.
Eskiden su sarnıçları vardı biliyorsunuz, şimdi de yağmur hasatları
yaparak mümkün olduğunca bir yerde bu suları biriktirip, kullanmak
lazım"
Son 10 yılın en düşük seviyesine ulaştı
İstanbul'daki barajların doluluk oranı ile ilgili ise Hüseyin
Toros, "Barajlardaki su gerçekten çok düşük. Son 10 yılın en düşük
seviyesine ulaştı. Yüzde 25'lerin altına düştü ve hala da düşmeye
devam ediyor. Bu bizi üzüyor, korkutuyor. İSKİ her gün barajlardaki
doluluk oranlarını açıklıyor. Lütfen takip edelim, oradaki
grafiklere bakalım. Bizler önümüzdeki günlerde bir kuraklık afeti
ile karşı karşıya kalabiliriz. Bunu yaşamamak bizim elimizde. Var
olan su kaynaklarımızı daha verimli kullanmak bizim elimizde" diye
konuştu.
"Su kaçağı varsa gözden geçirilmeli"
Su tasarrufu konusunda vatandaşlara yaptığı uyarıların yanında,
yerel yöneticilerin de çeşitli çalışmalar yapması gerektiğini dile
getiren Toros, "Tabii ki yerel yöneticiler su kaynaklarının verimli
kullanılması için çeşitli çalışmalar yapılıyordur. Onların da su
kaynaklarından, son kullanıcıya kadar su kaçakları var ise, hızlı
bir şekilde bunun gözden geçirmesi gerekiyor. Suyun bir damlasının
dahi yok olmasını engellemesi gerekiyor. Yerel yönetimler de
kamuoyunda farkındalık oluşturucu, duyarlılığı artırıcı kampanyalar
yapabilir. Eğitim hayatına da bunu sokabiliriz" dedi.
Vatandaşlar tedirgin
Barajlardaki doluluk oranlarını takip ettiğini dile getiren İhsan
Yavuz, "Barajlardaki doluluk oranlarından haberdarım. Ömerli Barajı
yüzde 30 civarında, Darlık'ta biraz fazla su var ama öbürlerinin
hepsi yüzde 20'nin altında. Kesinlikle acil su tasarrufu önlemi
alınmalı ama böyle büyük bir şehrin de bugünleri yaşayacağı
hesaplanıp, ona göre bir su programı yapılması lazım. Bunun
önlemini almaları lazım" diye konuştu. Tülin Yavuz ise aldığı
su tasarrufu önlemlerini şöyle anlattı:
"Mesela ıspanağı yıkıyorum, çok su sarf ediyorum ve onları bahçemi sulamakta kullanıyorum. Kuru fasulye ıslatırsam onu yine bahçe sulamasında kullanıyorum. Bu tarz önlemler alıyorum. Atık suları değerlendiriyoruz. Bu durum beni oldukça endişelendiriyor."