AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat
Kurum’u ilan etmesiyle birlikte teşkilatlar seçim havasına
girdi.
AK Parti hizmet, ulaşım, alt yapı, sosyal belediyecilik ve
özellikle İstanbul için eser siyaseti yapmak gibi doğru projelerle
seçim startını verdi.
Projelerin doğru, vatandaşın ihtiyacına cevap veren olmasının
yanında ideolojik cazibeye de sahip olması gerekiyor. Çünkü burası
İstanbul dünyanın göz bebeği. Londra, Paris, Newyork, Berlin neyse
İstanbul o.
Dünya kenti İstanbul…
Bu dünya kentinin Belediye Başkan adaylığı için AK Partinin
kendi içinde de önemli bir yarış yaşandı. Murat Kurum’da karar
kılındı. 7 Ocak itibarıyla parti içindeki rekabetin, rakibe yani
İmamoğlu’na dönmesi gerekiyor. 2019 İstanbul seçimlerinde
yaşananları Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hepimizin bildiği
gibi siyaseti dinamik hale getiren ana unsur rekabettir. Rekabet
olmadan siyasetin tadı tuzu olmaz. Ayrıca kadrolarda bir yenilenme,
tazelenme de olmaz. Biz siyaseti hayırda ve hizmette bir yarış
olarak gördük. Hangi konumda bulunursak bulunalım. Bir AK Parti
neferi olarak hepimizin gayesi ülkemize, milletimize ve şehrimize
aşkla hizmet etmektir. Geleneğimizde rekabet isimler netleşince
biter, yerini kolektif dayanışmaya bırakır” ifadeleri çok
önemliydi.
O nedenle Murat Kurum adaylığı anons edildikten sonra İstanbul
İl Başkanlığı’na gidip basın açıklaması yapması anlamlıydı.
Seçimleri teşkilat kazandırır ya da kaybettirir. Bunu daha önceki
seçimlerde tecrübe ettik. İstanbul İl Başkanı Osman
Kabaktepe’nin, Murat Kurum’u canı gönülden tebrik etmesi,
samimi ifadelerle yanında olduğunu söylemesi oldukça değerliydi.
Kabaktepe’nin beden dili Kurum’un destekçisi olduğunu ifade ederken
birlik ve beraberlik mesajları dikkat çekiciydi.
Aday belirleme sürecinde Esenler Belediye Başkanı Tevfik
Göksu’nun adı hep gündemdeydi. Tevfik Göksu da güçlü ve
iddialı adaylardan biri olmasına rağmen tercih Murat Kurum’dan
yana oldu. İnsanların yaşanmışlıklar karşısında duruşu, kalitesi
ortaya çıkar. Tevfik Göksu, Murat Kurum’un adaylığı açıklandığında,
sahneye çıkıp, el ele, yan yana duran dava adamlığından taviz
vermeyendi. İşte istenen siyasi kalite tamda bu.
CHP’nin tüm Türkiye’de yerel yönetimlerdeki başarısı ortada.
Ekrem İmamoğlu; İstanbul Belediye Başkanlığına yeterince
konsantre olamadı. İcraatlar, verilen sözler yerine getirilemedi.
Yarım kaldı. İmamoğlu en çok CHP’nin liderliği için fazla mesai
yaptı. Kendisini belediye başkanlığı koltuğunda değil de CHP’nin
makamında gördü. Bu inanış İmamoğlu’nu daha da hırslandırdı hata
sayısını arttırdı. Öyle ki Murat Kurum’u Belediye Başkanlık
seçiminde rakip görmediğini, rakibinin Sayın Erdoğan olduğunu ifade
etti. Oysa ki karşısındaki tam bir seçim kazanma şampiyonu,
siyasi mühendis, deha…
Cumhurbaşkanı Erdoğan muhalefeti kendi mahallesinde dövmek üzere
bir siyasi jargon kullanacak.
Yakın zamana kadar dinle kavgalı olan CHP’nin kendini yeniden
revize etmesi gerekiyor.
Kelime-i Tevhid’e dava açanların peşine giderse CHP’si, seçim
meydanlarında mutlaka dile getirilir bu durum. Bu aziz milletin
kutsallarına savaş açmadan, değer vererek, saygı göstererek
ilerlemek gerekir. Çünkü yakın tarihte yaşananlar unutulmadı sadece
acılar, acılarımız donduruldu.
O nedenle AK Parti tabanında kırgınlar, kızgınlar, yılgınlar
tabi ki var. Ama seçim sandığına gelindiğinde tek bir duygu
var ka -zan- mak.