İstanbul depreme hazır değil
Abone olAli Müfit Gürtuna, mynet.com sitesine verdiği röportajda istanbul'un hala depreme hazır olmadığını iddia etti.
Başkan Gürtuna ile beklenen İstanbul depremini, bu deprem için
yapılan ve yapılmayan hazırlıkları, İstanbul'un ulaşım sorununu,
üçüncü köprüyü ve tüp geçişi konuştuk. Soru: 17 Ağustos depreminin
ardından Türkiye'de herkes öğrendi ki; İstanbul'un da etkileyecek
olan Marmara Bölgesi'nde büyük bir deprem bekleniyor. İstanbul
Büyükşehir Belediyesi olarak hazırlıklarınız ne aşamada? Ali Müfit
Gürtuna: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Planlama ve İmar Daire
Başkanlığı'na bağlı olarak Kasım 1998’de faaliyetine başlayan Zemin
ve Deprem İnceleme Müdürlüğü tarafından, Nazım İmar Planı'na esas
olmak üzere İstanbul metropol alanında 1/50000 ölçeğinde kentin
jeoloji haritası çıkarıldı. İstanbul imar planlarına esas 1/5000
ölçekli Jeoloji ve Yerleşime Uygunluk Haritaları tamamlanmıştır.
İBB yetki alanındaki 27 ilçenin çalışmaları sayısal ortamda
tamamlanmış olup, ilgili genelgeler gereği Bayındırlık ve İskan
Bakanlığı Afet işleri Genel Müdürlüğü tarafından onaylanarak ilgili
birimlere dağıtıldı. Deprem izleme projesi Bu kapsamda 8 adet
deprem izleme istasyonu kuruldu ve 1997 yılından itibaren
İstanbul’un deprem aktivitesi izleniyor. Burada, esas olarak
İstanbul ve yakın civarındaki fayların aktivitesinin araştırılması
amaçlandı. Bu konuda TÜBİTAK ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli
Rasathanesi ile işbirliği yapılmaktadır. Ayrıca Japon İşbirliği
Projesi çerçevesinde 6 adet deprem izleme istasyonu daha (Japonlar
tarafından) kuruldu. Zemin bilgi bankası projeleri Yıldız Teknik
Üniversitesi ile İstanbul için 'Zemin Çekirdek Sistemi' başlığı
altında bir protokol yapılarak metropolde yapılan tüm sondaj
verilerinin bilgisayar ortamında toplanmasına devam ediliyor. Bu
çalışmamız ile, gerçekleştirilecek büyük projelere önemli destek
verilmiş olacak. Örneğin, tüp geçiş ön zemin araştırmaları gibi
çalışmalara... İlçe belediyeleri, İSKİ, İGDAŞ, Karayolları, Ulaşım
A.Ş. gibi kuruluşların yaptırmış olduğu birçok çalışmanın,
özellikle sondaj bilgileri ve laboratuar deney sonuçları, gerek
dosyalanarak gerekse sanal ortamda düzenlenerek, bir bilgi bankası
oluşturuldu. Yaklaşık 2000 noktada yapılmış, 41.000 metre sondaj ve
laboratuar bilgilerinin depolanma işi tamamlandı. Yüksek
maliyetlerle yapılan bu sondaj çalışmaları, artık her zaman
faydalanılabilir hale getirildi. TÜBİTAK-Marmara Araştırma Merkezi
ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında 18 Nisan 2001 tarihinde
imzalanarak yürürlüğe giren işbirliği protokolü gereği, Marmara
Bölgesi'nde bulunan mevcut fay güzergahları üzerine yerleştirilen
16 adet hidrolik istasyonla, kaynak sularının fiziksel ve kimyasal
değişimi, sıcaklık miktarı ile birlikte radon gazı değişimi günlük
bazda izlenmekte. Bunların, olası depremle ilişkisi kurulmaya
çalışılıyor. Bu çalışmalar çerçevesinde İstanbul'un zemin haritası
da çıkarıldı. İstanbullular binalarının zemin durumunu
www.ibb.gov.tr adresinden öğrenebilirler. Mikrobölgeleme projesi
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Japon Uluslararası İşbirliği
Ajansı (JICA) ile ortaklaşa yürütülen bu çalışma ile İstanbul'u
etkileyecek muhtemel bir depremde alt ve üst yapıların nasıl
davranış göstereceği mahalle bazında ortaya konulmuş, ayrıca bu
proje ile muhtemel bir depremde bütün alt ve üst yapıların hasar
görebilirlikleri, ölü ve yaralı sayısı vb. tespit edilmiştir. Soru:
Bütün bu çalışmalar deprem öncesine ilişkin. Peki belediye olarak
depremin ardından ortaya çıkacak sorunlar için ne gibi çalışmalar
yapıyorsunuz? Ali Müfit Gürtuna: Biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi
olarak üzerimize düşen görevleri büyük ölçüde yerine getirdik ve
getirmeye devam ediyoruz. 6 adet toplu cenaze taşıma aracı, 10 adet
seyyar gasilhane aracı, 5 adet ambulans ve 3 adet kapalı kasa
soğutuculu araç alındı. İhtiyaç duyulacak ceset torbası ve kimlik
kartı sayılarının 50.000 civarına çıkarılması için satın alma
yapıldı. İBB Sağlık Daire Başkanlığı'nın Acil Yardım ve Cankurtarma
Müdürlüğü tarafından, olası bir afet anında tıbbi malzemelerin daha
verimli kullanılabilmesi için biri Avrupa (Gaziosmanpaşa itfaiye
binası), diğeri Anadolu yakasında (Zeynep Kamil Hastanesi bahçesi)
olmak üzere iki depo oluşturuldu ve malzemeler buralara
yerleştirildi. İstanbul'un 3 bölgesinde olası bir afet durumunda
kullanılmak üzere büyük mezarlık yeri hazırlandı. Sosyal ve İdari
İşler Müdürlüğü tarafından günde 20.000 kişiye iki çeşit yemek
verebilecek "Seyyar Mutfak" hizmete sunulmuş olup, her an göreve
hazır durumda bekletilmekte. Afet anında kalorisi ve besin değeri
yüksek, ayrıca vitaminlerle güçlendirilmiş ekmek üretilmesi,
depolanması ve dağıtımı konularındaki çalışmalar tamamlandı.
İstenildiği anda üretim yapalabilecek duruma getirildi. Olası bir
doğal afet durumunda kurtarma birliklerinde görevli personele ve
afete uğrayan vatandaşlara verilmek üzere 25.000.000 adet gıda
paketi (rasyon) alındı. Üç büyük ekmek üretim tesisinde doğalgaz
kesilmesi halinde üretimin aksamaması için LPG ile 1 hafta
çalışabilecek sistemin kurulumu tamamlandı. Yolların durumu Kar ve
yağmur yağması durumu için hazırlanan "Alternatif Ulaşım Yolları"
planı tamamlanıp, belli bir plan çerçevesinde (Eminönü ilçesinde)
uygulama testi yapıldı. Plan, kontrol için ilçe belediye
başkanlıklarına gönderildi. İstanbul'un cadde ve sokak envanteri
çıkarılıp haritalara işlendi. İl Afet Yönetim Merkezi'nde yapılan
icra kurulu toplantısında alınan karar gereği, Büyükşehir
Belediyesi birimlerince yapılması istenilen çalışmalar tamamlanıp,
İl Afet Merkezi’ne gönderildi. İstanbul genelinde kritik durumda
olan ve acil durum arz eden 39 yol genişletilerek; bakımları
yapılıp, harita ortamına işlendi. İstanbul Metrosu’ndaki güvenlik
personelinin eğitimi tamamlanarak, Acil Kurtarma Birlikleri
oluşturuldu. Olası bir afet anında kullanılmak üzere emanet usulü
ile 3 bölgeye (Anadolu, İstanbul ve Bakırköy) iş makinesi kiralanma
ihalesi yapıldı. Ayrıca Yol Bakım ve Onarım Müdürlüğü’nce
kullanılacak olan iş makinelerinin satın alma talepleri yapıldı.
İDO'ya bağlı feribotlara sağlık malzemeleri yerleştirilerek, olası
bir afet durumunda, yaralılara müdahale edecek şekilde düzenlemeler
yapıldı. Soru: Tüm bu çalışmalar çerçevesinde bakıldığı, "İstanbul
depreme hazır" diyebilir miyiz? Ali Müfit Gürtuna: İstanbul şu anda
genel olarak depreme hazır değil. Bunu söylemek için bütün
yapıların elden geçirilmesi, yıkılma ihtimali bulunan binaların
tasfiye edilmesi veya takviye edilmesi gerekir. Bütün kamunun elden
geçirilmesi lazım. Ondan sonra "İstanbul depreme hazır"
diyebiliriz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak kurumsal olarak
hazırlıklarımızı ikmal ettik, gerek bina takviyeleri, altyapı
sistemleri, köprüler, kavşaklar (tabi bize ait olanlar),
barajlarımız bunların hepsini kontrol ettik. Ve şimdi zemin
noktasındaki çalışmaları da bitirdik. Bütün İstanbul'un zemin
etüdlerini bitirdik. En son, 4 üniversitenin bize yaptığı servisle
birlikte "Deprem Master Plan Çalışması" yapıyoruz. Burada
Türkiye'nin hukuk sisteminden tutun da finans sistemine, inşaat
teknolojisi sistemine, yerel yönetim sistemine, afetle ilgili
mevzuata kadar tüm mevzuatların değişmesi söz konusu olacak. Belki
inşaatların yapım tarzında, malzemelerinde bir değişiklik olacak.
Şehircilik açısından değişimler öngörülecek. Bu çalışmaların
sonucunda İstanbul'da, hatta Türkiye'nin genel afet yapısıyla
ilgili ciddi değişimler gündeme gelecek. Son olarak bu çalışmaları
yapıyoruz. 3-4 ay içinde bu çalışmalar da tamamlanacak. Ve biz
ciddi bir hamleyi başlatacağız. Soru: Depremden İstanbullular'ın
gündeminde bulunan bir başka konuya geçmek istiyorum. 3. Köprü ile
ilgili olarak gözler İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin üzerinde.
Devlet Planlama Teşkilatı, İstanbul'a üçüncü köprü yapılıp
yapılmaması konusunda kararı İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne
bıraktı. Siz 3. köprüye nasıl bakıyorsunuz? Ali Müfit Gürtuna:
Bizim önceliğimiz tüp tünel. Çünkü bizim ulaşım sistemlerine
yaklaşımımız; toplu taşımanın geliştirilmesi tarzındadır. Toplu
taşımanın geliştirilmesinin de, omurga olarak raylı sistemlerin her
tarafa yayılmasıyla mümkün olacağını düşünmekteyiz. Biz Tuzla'dan
Büyükçekmece'ye kadar İstanbul'un her yerine toplu taşımanın
götürülmesini istiyoruz. Bunun planlarını yaptık ve çalışmalarını
da başlattık. Şu anda İstanbul'da 16 ayrı hatta raylı sistem
çalışması yapıyoruz. Buna bağlı olarak deniz ulaşımının
geliştirilmesi çalışmalarını yürütüyoruz. Ve gene buna bağlı
olarak, kara taşımacılığının geliştirilmesi yönünde çalışmalarımızı
sürdürüyoruz. Dolayısıyla biz, Asya ve Avrupa yakasında bunları
yaparken, bunları birbirine entegre edecek, bağlayacak olan sistem
tüp tüneldir. Ulaşımda entegrasyon çok önemli. Entegrasyon olmadan
asla ulaşımda verimliliği sağlayamayız. Biz ulaşımda üç
entegrasyonu gerçekleştirmek için çaba harcıyoruz. Bununla ilgili
adımlarımızı süratle atıyoruz. Birincisi fiziki hatların
entegrasyonu, yani hatlar birbirlerini takip etmeli. İkincisi zaman
entegrasyonu. Birinden indiğinde vatandaşlar bir diğer toplu taşım
aracına hemen binmeli. Üçüncü entegrasyon ise, ücret- bilet
etegrasyonu. Kartlı taşımacılık başlıyor Akbil sistemine ilave
olarak yeni bir sistemi, kartlı sistemi getiriyoruz. Kartlı taşıma
sistemiyle, bütün ulaşımda kullanılabilecek bir gelişmeyi
sağlıyoruz. Tek kartla bütün ulaşım sistemleri ve minibüsler,
taksiler dahil kullanılabilecek ve ikinci, üçüncü binilen toplu
taşıma araçları ücretsiz veya çok düşük ücretli olacak. Dolayısıyla
hızlı, konforlu taşıma sistemini İstanbul'a getiriyoruz. Bu
sistemin parçası olan ilk etapta raylı sistemleri, Avrupa ile Asya
yakasında birbirlerine entegre edecek olan tüp tüneldir. Kaynaklar
öncelikli olarak tüp tünel için kullanılacaktır. Raylı sistemlerin
dışa bağlımlılıklarının bulunmaması ve çevreye dost olması
sebebiyle bizim önceliğimiz raylı sistemdir. Soru: Bu durumda
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin DPT'ye cevabı "3. köprü değil,
tüp geçit" mi olacaktır? Ali Müfit Gürtuna: Öncelik tüp geçiş. Ama
bu gerçekleştikten sonra başka ihtiyaçlar ortaya çıkarsa, o zaman
bakılır ve karar verilir.