İstanbul'da etkili olan rüzgâr ve yağışın ardından Boğaz'ın rengi değişti. Turkuaz rengine bürünen deniz doyumsuz görüntüler oluşturdu. Turkuaz rengiyle muhteşem bir görsel oluşturan İstanbul Boğaz'ı havadan görüntülendi. Boğaz'daki bu renk değişimiyle ilgili İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, Demirören Haber Ajansı'na açıklamalarda bulundu.İstanbul Boğazı'ndaki renk değişiminin genelde yaz aylarında karşılaşılan bir durum olduğunu belirten Prof. Dr. Toros, "Bugünlerde biliyorsunuz deniz son derece dalgalı ve kuzeyden hava hareketleri var. Su hareketleri var. Şunu biliyoruz, Karadeniz bu mikroorganizmalar yönünden son derece zengin. Uzmanlar bunu söylüyorlar. Tabi ki bunlar dalgalarla beraber bol miktarda suyun içine karıştığını görüyoruz. Ve bu karışmanın sonucu olarak biz normal mavi olan deniz suyu rengini turkuaza doğru değiştiğini görüyoruz. İstanbul'da bu daha çok bahar aylarında bilhassa mayıs ve haziran aylarında görülür. Ama işte böyle çok ender de olsa yılın belli dönemlerinde, çok kuvvetli poyraz olduğu zaman deniz su renginin değiştiğini görebiliyoruz. Bu tamamen güneş ışığının atmosfer boyunca kat ettiği mesafe, deniz su yüzeyine giriş açısı ve suyun içeriğindeki mikroorganizmaların miktarı, yoğunluğu ve onların kendi içindeki faaliyetlerine bağlı olarak renk değişikliğini görebiliyoruz" şeklinde konuştu."Bu bir doğa olayıdır korkulacak bir şey yok" Rüzgarın şiddeti ve yönüne göre bu tür durumların yaşanabileceğini belirten Prof. Dr. Toros, "Deniz içindeki mikroorganizmaların da bir yaşam döngüsü var. Belli mevsimlerde çoğalıyorlar, belli mevsimlerde azalıyorlar. Meteorolojik şartlara göre zaman zaman bu döngünün dışına çıkıldığını görüyoruz. Genel olarak İstanbul'da kışın turkuaz bir Boğaz'a ben de hiç rastlamamıştım. Onun için ender de olsa bu tür olaylar görülebilir. Genel anlamda doğal haliyle biz mavi görüyoruz çünkü daha çok kısa boylu dalga ışık yansıdığı için ve bizim gözümüz mavi renge daha duyarlı olduğu için biz denizleri mavi olarak görürüz. Özellikle iklim değişikliği kuraklık, sıcaklıklardaki anormallikler deniz ortamına da yansıdığını söyleyebiliyoruz. Karadeniz ve boğazlara yansıdığını söyleyebiliyoruz. Bu yansımanın bir ışığı olarak da boğazlarda turkuaz rengini görebiliyoruz. Bundan korkulacak bir şey yoktur. Bu bir doğal olaydır. Rüzgarın yönüne göre, güneşin durumuna göre birkaç gün içerisinde geçer" ifadelerini kullandı.fitoplankton denilen maddeler suyun rengini değiştiryor Çevre Mühendisi Prof. Dr. Mustafa Öztürk ise, "Boğaz'daki bu turkuaz olayları genelde yaz aylarında oluşurdu. Ama ilk defa kış ayında turkuaz olayı görüldü. Bunun sebebini araştırdığımız zaman Karadeniz'den kuvvetli rüzgarla gelen besi maddeleri fitoplankton dediğimiz maddeler. Bunlar suyun yüzeyini mavi renge dönüştürüyor. Özellikle bu son zamanlarda daha sık yaşanmaya başlandı. Fitoplanktonlar doğadaki soluduğumuz oksijenin yüzde ellisini üretiyorlar. Denizlerde yaşıyorlar. Azot ve fosfor gibi maddelerle besleniyorlar. Güneş ışığı yardımıyla oluşuyorlar. Bugün sabahleyin baktığımız zaman öğlene doğru ciddi bir güneş ışığı boğazda ve Karadeniz'de olduğunu görüyoruz. Bunların hepsinin birleşimiyle fitoplankton dediğimiz mikroskobik organizmalar meydana geliyor. Bunlar tek hücrelidir. İnsan sağlığına zarar vermezler. Suda yaşayan canlılar için besin maddesidir. Bu olaylar çok sık yaşanırsa oksijen tüketiminin su ortamında arttığını görürüz. 1 yıl 2 yıl gibi sürelerle oluşması olumsuz bir etki değil olumlu bir etki olarak görebiliriz" İfadelerini kullandı.Prof. Dr. Öztürk, "Özellikle iklim değişikliği kuraklık, sıcaklıklardaki anormallikler deniz ortamına da yansıdığını söyleyebiliyoruz. Özellikle Karadeniz ve boğazlara yansıdığını söyleyebiliyoruz. Bu yansımanın bir ışığı olarak da boğazlarda turkuaz rengini görebiliyoruz. Bundan korkulacak bir şey yoktur. Bu bir doğal olaydır. Rüzgarın yönüne göre, güneşin durumuna göre birkaç gün içerisinde geçer. Bu durum ilgili kurumlar tarafından mutlaka incelenmeli. Bunun sıklığı, şiddeti, etkisi, ne kadar derinlikte oluştuğu gibi etkileri incelenmeli ve buna göre geleceğe yönelik yön haritaları belirlenmeli" şeklinde konuştu.