İstanbul Adalet Sarayı'nda skandal!
Abone olÇete davasına bakan 17. Ağır Ceza Mahkemesi'ne verilen salon, duruşmaya saatler kala 'Şike davası'na tahsis edilince kriz çıktı. Onlarca sanık kapıdan geri döndü. Duruşma iki ay ertelendi...
Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nin tek büyük duruşma
salonu, iki ağır ceza mahkemesi arasında krize neden oldu. Duruşma
erteleten skandal, şöyle gelişti:
- 17 Ağır Ceza Mahkemesi, 112 sanıklı çete davasının 23 Aralık
2011'deki son duruşmasında, bir sonraki celsenin 26-29 Mart 2012
tarihlerinde 2 No'lu büyük salonda yapılmasına karar
verdi.
- İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 07 Ocak 2012 günü büyük salonu
17. Ağır Ceza Mahkemesi'ne tahsis etti. Onayın çıkması üzerine
mahkeme, tutuklu sanıklar için cezaevlerine, tutuksuz sanıkların
zorla getirilmesi için kolluk kuvvetlerine, tanıklara, mağdurlara
ve avukatlara çağrı yazısı gönderdi.
- Duruşma tarihi olan 26 Mart Pazartesi günü gelip çattığında
tarafların tümü salonun kapısındaydı. Ancak salonda Türk futbolunun
gündemine oturan ve Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın da
yargılandığı 'Futbolda Şike' davasının duruşması
görülüyordu.
DURUŞMA İKİ AY ERTELENDİ
- Avukatlar hemen 17. Ağır Ceza Mahkemesi heyetine koştu. Yapılan
görüşmelerde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılğı'nın büyük salonu aynı
tarihlerde 'Futbolda Şike' davasına bakan 16. Ağır Ceza
Mahkemesi'ne tahsis ettiği anlaşıldı.
- Bunun üzerine 17. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti ara bir karar aldı:
'Başsavcılığın, duruşma tarihi öncesi son iş günü saat
16.25'te ulaşan yazısında mahkememizin görüş ve onayını almadan
salonun 16. Ağır Ceza Mahkemesi'ne tahsis edildiği bildirilmiştir.
Söz konusu dava dosyasındaki 112 sanıktan sadece 23'ünün savunmsı
alınabilmiştir. Davanın tüm tarafları duruşmaya çağrılmış, tutuklu
sanıklar için cezaevlerine yazı yazılmıştır. Duruşmanın,
mahkememizin salonunda yapılması fiziken mümkün değildir. Bu
nedenle duruşmanın 21, 22, 23, 25 ve 25 Mayıs 2012 tarihlerinde 2
No'lu büyük salonda yapılması için ertelenmesine oybirliğiyle karar
verilmiştir.'
- Mahkemenin erteleme kararının ardından cezaevinden gelen tutuklu
sanıklar, avukatlar, tanıklar, müdafiiler ve izleyiciler duruşma
kapısından döndü.
Sanıklar arasında altlık-üstlük ayrımı mı var?
Salon krizi 17. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki çete davasının
avukatlarını isyan ettirdi. Müvekkilinin haksız yere iki ay daha
tutuklu kalacağını savunan avukat Muammer Küçük, mahkemeye sunduğu
dilekçede durumun Adalet Bakanlığı ve HSYK'ya bildirilmesini
istedi. Dilekçede şu ifadelere yer verdi:
- Eğer Özel Yetkili 16. Ağır Ceza Mahkemesi 'Bizim
yargıladığımız kişiler daha önemli. Bu nedenle söz konusu salon
nasılsa bize tahsis edilir' düşüncesinden hareket etmişse bu,
üzerinde düşünülmesi ve kaygı duyulması gereken bir
durumdur.'
- İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hangi gerekçeyle daha önce
aynı tarihlerde duruşma yapacağı belli olan mahkemeye yapılan salon
tahsisini kaldırmış olduğunu anlayabilmiş değiliz. Yoksa Cumhuriyet
Başsavcılığı her iki davanın sanıkları arasında bir altlık-üstlük
ayrımına mı gitmiştir?
Hukuk etiği ve nezakete sığmaz
İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi de büyük salonun İstanbul Özel
Yetkili 16. Ağır Ceza Mahkemesi'ne tahsis edilmesiyle ilgili
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sitem dolu bir yazı gönderdi.
Başsavcılık İdari İşler Müdürlüğü Tesis Yönetimi'ne gönderilen yazı
özetle şöyle: Mahkememizin görüşü ve onayı alınmadan önceki tarihli
tahsisin kaldırılarak başka bir mahkemeye tahsis yapılması, bu
şekilde davalar arasında önemli ve önemsiz ayrımı yapıyor imajının
verilmesi en yumuşak ifadeyle hukuk etiği ve insani nezaketten uzak
bir işlemdir.