İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Adalar'da faytonculuğun yasaklanmasının ardından satın aldığı atları sahiplendirmeye başladı. Toplam bin 177 atın 20'si İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Veterinerlik Meslek Yüksek Okulu'na bağlı Atçılık ve At Antrenörlüğü Bölümü tarafından sahiplenildi. Özgür ruhlu hayvanlar olmasıyla bilinen ve esaretlerinden kurtulan atlar, yaklaşık 2 aydır yeni yuvalarında, üniversitenin Avcılar'daki kampüsünde hem rehabilite ediliyor hem de öğrenci uygulamalarında kullanılıyor. Adalar'da faytonlara koşulan atlar, çok kötü ortamlarda yarı aç olarak çalıştırılıyorlardı. Her yıl bir çok at koşulu olduğu arabaları çekerken sokak ortasında can veriyordu. Fayton yasağının ardından atların korkunç durumları da belgelenmişti. İşkence gören atlar, iyi beslenmedikleri için çok kötü durumdaydılar. Sahiplerinden alınan atların son halini görenler inanamıyor. Daha önce yürümekte zorlanan atlar artık tırısa kalkıyor. Adalar'daki faytonlardan kurtarılan 20 at İÜC Veterinerlik Yüksekokulu'ndan rehabilite ediliyor. Üniversitenin öğrenci uygulamalarında kullanma amacıyla sahiplendiği atlara ilişkin bilgi veren Müdür Yardımcısı İbrahim Kurban, "Biz İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Veterinerlik Meslek Yüksek Okulu'na bağlı Atçılık ve At Antrenörlüğü programındayız. Burası, programımıza dahil bir padoğumuz. İBB'den 20 tane fayton atını rehabilite etme ve burada öğrenci uygulamalarında kullanmak üzere bağış aldık. Bu süreç şöyle ilerledi; Faytonların kaldırılmasıyla İBB, atları kendi himayesine alarak belirli alanlarda topladı. Sonrasında da ruam taramalarını yaparak, ruam hastalığını adalarda bitirmeyi amaçladı. Ruam taramaları bittikten sonra gerek kamu kurum ve kuruluşlarına, gerekse bireysel olarak kişilere bazı protokollerle sahiplendirmeyi amaçladı. İlk sahiplenen kurum da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa oldu" diye konuştu. 'HÜRREM' yürüyemiyordu şimdi koşuyor Yaptıkları değerlendirme esnasında, Hürrem adını verdikleri hasta atı da sağlığına kavuşturmak üzere sahiplendiklerini anlatan Kurban şunları anlattı: -"Bu değerlendirme esnasında bir tane de hasta olan, haflinger ırkı bir kısrak vardı. 6 yaşında. Onu da sahiplenmiş olduk. Onu sahiplenme amacımız ise hayvanı iyileştirmek ve bundan sonraki hayatında daha rahat yaşamasını sağlamaktı. Çünkü bin 500 tane atın olduğu yerde, bireysel olarak ilgilenme bu kadar mümkün olmuyor. O sebepten o atı da sahiplenip, ileriki yaşamında sağlıklı olması için üniversite bünyesine aldık. -Atın sağlık problemi ise, "Laminitis(Tırnaklama)" dediğimiz bir hastalık. Tırnaklarda yangı ile başlayan ve tedavi edilmezse atın ölümüne sebebiyet verebilecek bir hastalıktı. Geldiğinde yürüyemeyecek haldeydi. Bir takım tedavi protokollerini uyguladık ve şu anda gayet rahat bir şekilde oynuyor, koşuyor, otluyor".-"Atlar diğer canlılar gibi değiller, özgür ruhlular. Sürekli koşmak isterler. Onları kısıtladığınız, alanlarını daralttığınız zaman depresyona girerler. Psikolojileri bozulur ve bu genel durumlarına yansır. Biz gittiğimizde, seçtiğimiz esnada bile hafif hafif agresyon sergileyen, kendine dokundurmak istemeyen, yanındaki attan rahatsız olup ondan sürekli kaçırmaya çalışan haldeydiler. -Bir çoğu ele gelmeyecek vaziyetteydi. Tabii genel durumları şu anki kadar iyi değildi. Ama burada hem bizim gözetimiz altında, hem de seyis arkadaşlarımızla beraber günlük bakımları, beslenmesi, kendilerine ait bireysel locaları ve gördüğünüz gibi gün içinde dolandıkları padokları var. Dolayısıyla bu yaşadıkları olumsuzlukları zamanla atlatacaklardır"