Issız bir adaya düşerseniz?
Abone olKlasik sorudur: "Issız adaya düşerseniz, yanınıza alacağınız 3 şey nedir?" Bu "Survivor"da mücadele eden 16 yarışmacıya sorulsaydı, cevap ne olurdu?
Reality yarışma rüzgarı, Türk yapımcıları ta dünyanın öbür ucuna
kadar savurdu. Bu "okyanus aşırı" reyting mücadelesi yakında
ekranlarımıza tropikal tatlar katacak. 22 Mart Salı akşamı Kanal D
ekranlarına gelecek olan "Survivor" adlı reality yarışmada 8'i
erkek 16 yarışmacı ciddi ciddi "hayatta kalmak" için savaşacak.
Çekimleri Karayipler'deki Dominik Cumhuriyeti'ne bağlı küçük bir
adada devam eden "Survivor"un yarışmacıları, siz bu satırları
okuduğunuz sıralarda büyük ihtimalle bir mürekkepbalığını avlamak
ya da 30 metre yüksekteki dalda bulunan Hindistan cevizini düşürmek
için terliyor olacaklar. Zira bu kampta yemek yok, elektrik yok,
yatak yok, banyo yok... Yarışmacılar barınacakları yerleri
kendileri yapmak zorunda. Yemek, ısınma gibi temel ihtiyaçlarını
kendileri karşılamak mecburiyetinde. Bu arada bir de "elenmemek"
için insanüstü çaba harcamaları gerekiyor. Kısaca, Robinson
Cruso'dan bile daha berbat durumdalar. Zira Robinson'un hiç olmazsa
"reyting" diye bir derdi yoktu! Bataklıkta mücadele Yaklaşık 3 bin
aday arasından seçilen 16 yarışmacının İstanbul'dan Dominik
Cumhuriyeti'ne ulaşmaları iki gün sürdü. Adaya ise onları küçük bir
uçak taşıdı. Ancak iki gruba ayrılan yarışmacıların Kuzey ve Güney
kamplarına ulaşmaları için ağır sırt çantalarıyla birlikte koca bir
bataklığı geçmeleri gerekiyordu. Sonunda ekipler zorlukla da olsa
ilkel kamplarını kurdular. Biz, programın ilk bölümünde
yarışmacıları tanıyacak ve onların adaya ulaşma ve kamp yeri kurma
serüvenlerine tanıklık edeceğiz. İlk haftanın ardından Kuzey ve
Güney takımları arasında "ölümüne" bir yarışma yapılacak. 'Ateş
Arabaları" adı verilen bu sınavda mağlup takımdan biri, takım
arkadaşlarının oyu ve Final Konseyi'nin kararı ile elenerek, adayı
terk edecek. Her yarışmacıyı birer meşalenin temsil ettiği
yarışmada, elenen kişinin ateşi törenle söndürülecek. Bu ilginç
seromoni ise tarihi bir mekanda, adadaki bir mağarada
gerçekleşecek. Mağarayı tarihi kılan özelliği ise yüzyıllar önce
ilkel kabile savaşçılarının yakalandıkları zaman burada boğularak
öldürülmeleri ve meşalelerinin de sonsuza dek söndürülmesi...
Adadaki Konsey'in başkanlığını ve yarışmanın sunuculuğunu ise
maceracı kişiliğiyle tanınan, gezgin ve belgeselci Ahmet Utlu
üstleniyor. Gün boyunca adadaki mücadeleyi an be an izleyecek olan
"Kabile Reisi" Ahmet Utlu'nun kararları, her yarışmacı için
"tartışılmaz" bir nitelik taşıyor. Romantizm 'out' İlk hafta
boyunca yarışmacıların özellikle yiyecek bulma konusunda hayli
zorlandıkları ve günlerinin büyük bölümünü guruldayan midelerinin
sesini bastırmaya çalışarak geçirdikleri görüldü. Aslında ateş ile
barut yanyanaydı. Kalem gibi kızlar, yakışıklı delikanlılar
arasında kıvılcım çakması an meselesiydi. Ama ne var ki, ne cennet
adanın ufkunda batan güneşin yarattığı inanılmaz manzara ne de
tropikal atmosferin getirdiği romantizm, gençlerin ümrandaydı. İlk
günlerde delikanlılar için dalda duran iki Hindistan cevizi,
Jennifer Lopez'in kalçalarından çok daha çekiciydi! "Allah kimseyi
yoklukla, açlıkla ıslah etmesin" derler. Bunun en çarpıcı örnekleri
"Survivor" da yaşanıyor. Yarışmacılar küçük bir meyve bulduklarında
ya da bir kaya balığı yakaladıklarında bile deliler gibi
seviniyorlar. Yarışmalar arasında bulunan manken Fulya Keskin'i en
fazla sevindiren ise okyanus dalgalarının sahile attığı 3 santimlik
bir ayna parçasıydı. Fulya, bu minicik ayna yardım ile saçını
başını düzeltirken, adeta dünyanın en mutlu kadını olmuştu...
VATAN