İşsiz Başkan Çapan Kars'ı yazdı
Abone olİstanbul'da sıfırdan bir belde kurdu Gürbüz Çapan. Kurduğu beldede belediye Başkanı seçilemedi. O da aldı kalemi eline, memleketi Kars'ı dolaştı ve sıkıntıları yazdı.
Çapan, Kars'ta Balık Tutmak! başlıklı yazısında, Kars7ın
sorunlarını anlattı, eski günlerle bugünleri kıyaslandırdı.
Çapan'ın yazısı: Belediye başkanıyken pek gidemezdim Kars'a. Şimdi
bol vaktim var ve işsizim. Kars'ta da işsizlik ve yoksulluk kol
geziyor. ''Tarım ve hayvancılık bölgesi'' derlerdi Kars için.
Şimdilerde orası işsizlik ve yoksulluk bölgesi. AKP iktidarı
devletin kıblesini halka çevirmiş. Bu güzel. İl Tarım Müdürlüğü, İl
Sanayi ve Ticaret Müdürlükleri çalışıyor. Ama her zamanki
bürokratik engeller yerli yerinde maşallah! Tarımı sanayi tarımına
çevirelim diye başladık işe. Ne olabilir? Ayçiçeği ve mısır .
Köylülerimle konuşuyoruz. Olur diyorlar. Olur da tohum yok, torba
yok. Gübre yok, makine yok. Nasıl ekeceğiz, kime satacağız diye
sorular sıralanıyor. Tohum, gübre için makine desteği gerekiyor.
Babamın (köyümün) bostanını belliyoruz! Tohum ve gübreyi biz
ayarlayacağız. Eskişehir'de gübre fabrikası olan arkadaşım Turan
Çelik tohum ve gübreyi verecek.. İl Tarım Müdürlüğü ekimi, dikimi
yapmak için makine ve mühendis desteği sağlayacak. Köylüler de
bakım ve sulamasını yapacak. Dikimden sonra da doğal afete karşı
sigorta ettireceğiz. İlk mutabakat güzel. Köylü, aydın, özel sektör
ve devlet el ele verip bir zorluğu yenmeye çalışacak. Sözleşmeli
tarım, sigortalı tarım.. ilk adım Kars. Ve yeni bir düş. Ben oldum
olası ''düş kurucuyum'' . Kendimi Ender Paşa soyu olarak tarif
ederim ya! Yeni bir iş, yeni bir düş. 90'ların başında konut
sorununu çözerim diye başladığım Esenyurt'ta 14.000 konut yaptırdım
kooperatiflere öncülük ederek. O zamanlar kimse bana inanmazdı.
Deli rüya görüyor diyorlardı. Düşlerim gerçekleşti. 14.000 deli
parasını koydu. Ben de kendimi. Şimdi bacasız, gürültüsüz, 24 saat
sıcak suyu akan, tiyatrosu, okulu, PTT'si ile kendi kendine yeten
temiz bir mahallede yaşıyoruz. Devletten tek kör kuruş almadan
yaptık. Şimdi köylülerimle yeni bir yolculuğa çıkıyoruz. Birkaç yıl
sonra namerde muhtaç olmayan, kendi kendine yeten köylüler
üreteceğiz. Köylü de kendi kendisinin efendisi olacak. Orada
kurumuş hayat yeniden yeşerecek. Umut doluyum. Umut dolu yoksul
köylümün gözleri. Umutluyuz... Belediye başkanıyken Kırşehir'in
Kaman köylüklerinde ceviz fidanı diktirmiştim. Köylüler hem fidan
satıyorlar hem de daha kaliteli ceviz üretmeye başladılar. Şimdi
köknar, ladin, mazı vs. fidanlar üretip satıyorlar. Her eve 10-15
milyar lira para giriyor. Bizim oralarda da seneye ayçiçeği, mısır
tarlaları göreceksiniz. Kars'tan dönüyorum. Ankara-İstanbul arası
bir bulut tarlası gibiydi. Güneş ve bulut Kars'ın kışını
hatırlattı. Yerler bembeyaz kar ve çırılçıplak güneş. Gerçi ayaz
olurdu. Kavrulurduk. Ama yaşama sevincimiz kavrulmazdı. Hele bizim
evden Çıldır Gölü tabak gibi gözükürdü. Buzlanmış gölün üstünü kar
örterdi. Bir, bilemedin iki kızak görünürdü (ulaşım atlı kızaklarla
yapılırdı). Sonsuz bir beyazlık. Bakar dururdum ve düşler kurardım.
Çocukça; kızarırdım, utanırdım, diklenirdim. Ama düşlerimden asla
vazgeçmezdim. Kızakla bir gün doktora götürülen köylümüz Hasan Dayı
apandisitten ölmüştü. Doktor olmayı düşlerdim hep. Oldum da.
Doktorluk yapamadım köylerimde. Şimdi tecrübelerimi, bilgi
birikimimi ve inancımı onların yoksulluğuna merhem gibi kullanıp
onları mutlaka düze çıkaracağım. İstanbul'a inerken keşke biraz
daha sürse yolculuk dedim. Oysa uçak yırtarak girdi beyaz
bulutları. Aşağıda Marmara Denizi aynı bizim Çıldır Gölü'nun
bahardaki hali gibiydi. Ufak dalgacıklar, beyaz köpükler yapıyordu.
Bizim gölde de böyle olurdu; ufak dalgaların yarattığı beyaz beyaz
köpükler ve beyaz martılar iner kalkardı. Umut da ''Denizanası
gibidir; bir açılır, bir kapanır, bir kapanır, bir açılır'' ..
toprağı bol olsun Can Yücel 'in dediği gibi. Dudağımda bir Kafkas
türküsü, ''Geçme namert köprüsünden ko aparsın su seni'' diyerek
aprondan girdim. Aklımda Kafdağı, Kafdağı'nın arkası. Kafdağı da
Kafdağı'nın arkası da bizim ve oraları yaşanır hale getireceğiz.
Yazı: Gürbüz Çapan Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi