İsrail'in Kürdistan planı! Tek engel var
Abone olİsrail açık açık Kürdistan istedi, ama Kuzey Iraklı Kürtler bir karşılık vermedi. Sebebini uzmanlar, Ankara olmadan gerçekleşmez olarak özetliyor.
İsrail tarihi boyunca stratejik ilişki
kurmaya çalıştığı Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti istediğini artık
gizlemiyor. Ancak İsrail'in 'Bağımsız Kürdistan'a' destek
açıklamaları Iraklı Kürt yöneticilerden beklenen karşığı
bulmadı.
Bunun sebebini uzmanlar, geleceklerinin
büyük ölçüde Türkiye tarafından belirleneceğini
bilen Kürt liderlerin Ankara'yı küstürmek
istememeleri olarak yorumluyor.
El Cezire Türk'ten Ayşe Karabat'ın haberine
göre Mossad eski Kuzey Irak istasyon şefi Eliezer Tsafrir 26
Haziran 2014’de Reuters’a verdiği demeçte “Orada bir
büyükelçiliğimiz, normal ilişkilerimiz olsun isterdik ama onlar
öyle istediği için gizli tuttuk.” diyerek Kürtlerle
olan gizli ilişkilerini ifşa etti.
ARTIK AÇIK AÇIK KÜRDİSTAN
İSTİYORLAR
Geçmişte Irak Kürtleri ile kurduğu ilişkilerde ağzı sıkı davranmaya
çalışan İsrail, bir süreden beri bağımsız bir Kürt devleti
kurulmasına verdiği desteği gizlemiyor.
İsrailli yetkililerin bu yöndeki açıklamalarından ilki, en tepeden, Devlet Başkanı Simon Peres’ten geldi. Irak’ta milli birlik hükümeti kurulması için çabalayan ABD’yi 26 Haziran’da ziyaret eden Peres, Irak’ta savaşan grupların birleşemeyeceğini ve Kürt devletinin fiili olarak kurulduğunu söyledi.
TÜRKİYE KÜRDİSTAN'I KABULLENDİ GİBİ
Peres, Irak Kürtlerinin petrol satmasına yardımcı olan Türkiye’nin de Irak Kürtlerinin yeni durumunu kabul etmişe benzediğini de ifade etti.
Peres’in açıklaması, Irak Kürdistan Özerk Bölgesi’nin, Irak
merkezi hükümetinin itirazlarına rağmen, Türkiye’ye uzanan boru
hattıyla ihraç ettiği petrollerin bir kısmının İsrail’e satıldığı
haberlerinin hemen arkasından geldi.
Peres’in yanı sıra İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ve
İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Liberman’ın ‘Kürtlerin
bağımsızlık arzusuna’ verdiği desteğe henüz Irak Kürdistan
Bölgesel Yönetimi’nden bir tepki gelmedi.
MEMNUNİYETİ ARTIK SAKLAMIYORLAR
ÇÜNKÜ...
Kuzey Irak Kürtleriyle İsrail’in ilişkilerini Al Jazeera’ye değerlendiren İsrail Dışişleri Bakanlığı eski müsteşarı, Türkiye’de de görev yapmış diplomat Alon Liel de İsrail’in, Kürtlerin bağımsızlığından duyduğu memnuniyeti artık saklamamasının arkasında Türkiye’nin tutumunun da etkisi olduğunu söyledi:
“Türkiye, Irak Kürtlerine karşı tavrını değiştirdi. Dolayısıyla Kuzey Irak ile ilişkileri nedeniyle İsrail’in Türkiye’nin tepkisine neden olmaktan çekinmesine gerek kalmadı.”
DÜŞMANIMIN DÜŞMANI DOSTUMDUR
Tel Aviv Üniversitesi'nden Irak uzmanı, Kürtlerle ilgili iki kitabın ve İsrail ile Kürtler arasındaki ilişkileri anlatan birçok makalenin yazarı Ofra Bengio’ya göre, Kuzey Irak petrollerinin İsrail’e satılması, “devletlerarası ilişki” denilebilecek bir bütünün yalnızca bir parçası:
-“Eminim ki [Kürt lider Mesut Barzani] bağımsızlık ilan ettiğinde, bu ilişkilerin bütünü açık hâle dönüşecek.”
Bengio, İsrail’in Kürtlerle olan ilişkisinin Kürtlerin yaşadıkları ülkeye göre değiştiğini söylüyor ve İsrail'in meseleye ‘düşmanımın düşmanı dostumdur’ mantığı çerçevesinden baktığını Middle East Quarterly Dergisi'nin 2014 Yaz sayısındaki makalesinde şöyle anlatıyor:
-“Ortak düşman, 1968-2003 yılları arasında Irak’ta
hüküm süren Baas Partisi'ydi. Ama aslında Kürtlerle ilişkiler, Baas
Partisi'nden önce de kurulmuştu. Bunun altında İsrail’in 1950’lerde
benimsediği ‘yakın çevre’ stratejisi var. Bu stratejiye göre,
İsrail yakın çevresinde Arap olmayan bütün unsurlarla ve
azınlıklarla iyi ilişkileri içinde olmalıydı.”
MOSSAD AJANININ
ANLATTIKLARI
Mossad ajanı Tsafrir özellikle 1963-1975 yılları arasında Irak
Kürtlerine yoğun bir şekilde yardım ettiklerini anlatıyor. O
yıllarda Irak Kürtleri Mesut Barzani’nin babası Molla Mustafa
Barzani liderliğinde ayaklanmıştı. Tsafrir'in aktardığına göre,
İsrail de o zamanlar Şah yönetimindeki İran’ın da
yardımıyla Irak Kürtlerine milyonlarca dolarlık yardım yaptı ve
Kürt savaşçıları eğitti.
Mossad'ın eski başkanlarından Meir Amit, Iraklı Kürt lider Molla
Mustafa Barzani ile birlikte Erbil’deki Soran Üniversitesi'nde
uluslararası hukuk dersleri veren Dr. Basharat Zangana da Al
Jazeera’ye, İsrail ve Kürtlerin ilişkisini anlatırken,
“düşmanımın düşmanı” mantığına işaret etti ama bu
sefer Irak Kürtleri açısından.
KÜRTLER'İN İSRAİL'E İHTİYACI VAR MI?
Zangana’ya göre, Arap milliyetçisi siyasetlerin baskısı altında kalmış Kürtler ile Arap milliyetçileriyle savaşan İsrail’in işbirliği içinde olması anlaşılabilir bir durum.
Ortadoğu ve Kürt coğrafyası uzmanı, sosyolog, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abbas Vali, Al Jazeera’ye, İsrail-Kürt ilişkilerini anlatırken benzer bir noktaya işaret etti:
“Kürtler, Arap milliyetçilerinden, onlar tarafından yok sayılmaktan çektiler, soykırımlara uğradılar. Kürtlerin bu durumuna komşu ülkeler de sessiz kaldı. Araplar ve Kürtler aynı dinden olabilir ama Kürtlere zulmü sonuçta dindaşları yaptı. Kürt-İsrail ilişkilerinde geçerli olan düşünce din değil, milliyetçiliktir. “
Ancak Vali gelinen bu noktada, Irak Kürdistanı'nın geleceğinin belirlenmesinde batıya açılan kapısı Türkiye'nin tutumunun belirleyici faktör olacağını da vurguladı.
KÜRDİSTAN YAHUDİLERİ
Vali, Kürt-İsrail ilişkilerinde İsrail’in kurulmasından sonra bu ülkeye göç eden binlerce Kuzey Iraklı Yahudi’nin etkisi olduğunu da dikkat çekiyor. Vali’ye göre, Kuzey Irak’ın elitleri sayılan bu kişiler kendi topraklarıyla bağlarını da koparmamaya çalıştı.
İsrailli diplomat Liel de benzer bir noktaya işaret ederek çoğunluğu Kudüs’te yaşayan ve Kürt yerel geleneklerini hâlâ büyük ölçüde koruyan 150 bin kişilik gruba dikkat çekiyor.
“Bu grup, Savunma Bakanı da dâhil siyasetçiler ve belediye başkanları çıkardı. Bu insanlar sayesinde hâlihazırda karşılıklı ziyaretler de yapılıyor ve turizm ilişkileri de var.”
Kuzey Irak Kürtleri ve İsrail arasında bu bağı sağlayan
Kürdistan Yahudilerinden yaklaşık 120 bin kişi, 1951-52 yılları
arasında “Ali Baba” operasyonu denilen bir
örgütlenmeyle kitleler halinde İsrail’e göç etti.
İSRAİL'İN KÜRTLER'E UZATTIĞI
EL
Sorani Üniversitesi’nden Dr. Zangana uluslararası hukuka göre, bir yapının devlet sayılması için toprak, halk, egemenlik gibi ögelere sahip olması gerektiğini hatırlatıyor. Zangana’ya göre, Kürtler tanınma dışında bütün bu özelliklere sahipler:
“Kürtler için, her türlü tanınma ve bu konudaki destek
önemli. Hele ki ABD ve hatta bazı İslam ülkeleri üzerinde bile
etkisi olan İsrail gibi bir ülke söz konusu olduğunda. Ama
İsrail’in desteği mevcut koşullar altında Kürtlere zarar verebilir.
Dolayısıyla Kürtler, İsrail ile olan ilişkilerini ve ondan gelen
desteği resmi olarak dile getirmiyorlar.”
İSRAİL HARİTAYI DEĞİŞTİRMEK
İSTİYOR
Prof. Vali’ye göre, çevre ülkeleri hatta ABD, Birinci Dünya Savaşı öncesindeki Ortadoğu’nun haritasını devam ettirmekte kararlı. Bu haritada ısrarlı olmayan, üstelik ABD üstünde de belli bir etkisi olan ülkeyse İsrail.
“Kürtler açısından bakıldığında, bölgeden kendilerine uzatılan İsrail elini sıkmaya hazırlar."
Ancak bu elin sıkılması, Zangana’nın da işaret ettiği gibi
geçmişte sorunlara neden oldu. 2008'de dönemin Irak Cumhurbaşkanı
Celal Talabani uluslararası bir toplantıda, dönemin İsrail Savunma
Bakanı Ehud Barak’ın elini yanlarında Filistin lideri Mahmud Abbas
da varken sıktığında, Irak’ta ağır bir biçimde eleştirilmiş,
Talabani kendisini savunmak için Barak’ın elini Irak Cumhurbaşkanı
olarak değil, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Partisi Başkanı
olarak sıktığını söylemişti.
İSRAİL İZOLASYONU AŞMAK İÇİN KÜRTLERE
YANAŞIYOR
Liel de, benzer bir duruma dikkat çekerek, Irak Kürtlerine olan desteğin artık yüksek sesle söylenmesinin Irak Kürtleri açısından sorun doğurabileceğini işaret ediyor:
“Bölgedeki izole edilmişliğimizi aşmak için
Kürtlerle ilişki kurmak bizim için önemli. Ama biz ne zaman
başkalarıyla ilişkilerimizi dile getirsek, bu onlar açısından sorun
doğurabiliyor. Ayrıca diplomatik ilişki kurmaktan, büyükelçilik
açmaktan söz etmek için henüz erken.”
BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN'IN YOLU ANKARA'DAN
GEÇİYOR
Ankara merkezli Uluslararası Ortadoğu Barış Araştırmaları Merkezi Başkanı Doç. Dr Veysel Ayhan da İsrail’in bağımsız Kürt devletine destek veren açıklamalarına Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi yetkililerinin henüz yanıt vermediğine dikkat çekti.
Bir çalışma için Erbil’de bulunan Ayhan, İsrail’in açıklamalarının Irak Kürtleri açısından önemli olduğunu ancak Irak Kürtlerinin kendi güvenlikleri için mücadele ederken yeni bir çatışmanın tarafı olmak istemediklerini söyledi:
“Irak Kürtleri için tanınma önemli, İsrail’in Birleşmiş Milletler’deki beş daimi üye üzerindeki etkisi de malum ama Irak Kürtleri için en önemli ülke, Türkiye. Türkiye’nin pozisyonu diğer ülkelerin pozisyonlardan çok daha önemli.”