İran'ın nükleer yakıt çubuğu ve dördüncü nesil uranyum zenginleştirme santrifüjlerini üretmeyi başardığını açıklaması gözleri yeniden bu ülke ile İsrail ilişkilerine çevirdi. İsrail'in ABD'yi ikna ederek biran önce İran'a askeri bir operasyon düzenlemek istemesinin nedeni, Tahran'ın uranyum zenginleştirme tesislerini yeraltı tünellerine taşımasını engellemek. İsrail Savunma Bakanı "ya şimdi ya hiç" sloganıyla İran'ın atom bombası yapmasını önlemenin tam zamanı olduğunu, askeri bir operasyon için geç kalınması halinde Tahran'ın amacına ulaşacağını savunuyor. Avrupalı savunma uzmanları, önümüzdeki dönemde İsrail'in gerekirse ABD'yi de bypass ederek İran'a saldıracağını düşünüyor. İşte uzmanların böyle düşünmesine sebep olan nedenler.. İran'ın uranyum zenginleştirme tesislerini yeraltındaki tünellere taşımak için hızlı bir çalışma yaptığı bu yılbaşında ortaya çıktı. İran'ın Fordo nükleer tesisi 90 metre yeraltına inşa edildi. Şu anda bu tesisi havaya uçuracak bir bomba İsrail'in elinde bulunmuyor. İsrail, Tahran'ın nükleer tesislerinin büyük bir bölümünün Fordo gibi yeraltına taşıması durumunda atom bombası üretmesinin önlenemeyeceğine inanıyor. Fordo tesisini İsrail sadece ABD'nin yardımıyla imha edebilir. Eğer ABD 14 ton ağırlığındaki tünel delici bombaları MOP'leri (Massive Ordnance Penetrator) Tel Aviv'e verirse ve bu bombalardan ikisi aynı anda ateş edilirse Fordo havaya uçurulabilir. İsrail, Fordo nükleer tesisini havaya uçurarak İran'ın nükleer programına önemli bir darbe vurmak istiyor ancak ABD Başkanı Barack Obama'nın askeri saldırı konusunda isteksiz davranması İsrail'in elini kolunu bağlıyor. İsrail, askeri saldırı dışındaki seçeneklerin İran'ı nükleer bomba üretmekten vazgeçirmeyeceğine inanıyor. İsrail, ABD ve Batılı ülkelerin yıllardır siyasi ve ekonomik yaptırımlarla Tahran'ı nükleer programından vazgeçirmeye çalıştığını ancak bu konuda başarı sağlamadığını savunuyor. Batılı istihbarat örgütleri, İran'ın nükleer bomba yapmak için henüz bir karar vermediğini ancak nükleer bomba yapmak için gerekli olan bütün koşulların tesislerinde mevcut olduğunu düşünüyor. ABD ve son olarak Avrupa Birliği ülkelerinin ekonomik yaptırımlarının İran'ın ekonomisine önemli bir darbe indirdiği tahmin ediliyor ancak Ahmedinejad hükümeti Rusya, Çin ve Hindistan desteğini çekmedikçe Batı'nın yaptırımlarının ülkesine büyük zararlar veremeyeceğini düşünüyor. Bütün bu nedenler İsrail'e, İran'ı durdurmak için tek çözümün askeri müdahale olacağını düşündürtüyor. İsrail'in bir diğer argümanı ise, Tahran'ın atom bombasına sahip olması halinde Ortadoğu'daki dengelerin tamamen değişeceği ve diğer ülkelerin de nükleer silah sahibi olmak isteyeceği yönünde. ABD'li savunma uzmanı Richard Burt, nükeer bir İran'ın başta Türkiye olmak üzere Mısır ve Suudi Arabistan'ın da nükleer bomba sahibi olmasına zemin hazırlayacağını savunuyor. İsrail de savunma uzmanlarının bu argümanına dayanarak, Ortadoğu'da dengelerin değişeceğini ve istikrarın ortadan kalkacağını belirtiyor. Soğuk savaş döneminde Sovyetler Birliği ile Washinton arasında "kırmızı bir hat" olduğu ve birçok çatışmanın bu nedenle önlendiği ancak İsrail ile İran arasında böyle bir "hat"ın kurulmasının çok zor olduğuna dikkat çekiliyor. İsrail'in Tahran'a askeri bir saldırısının Ortadoğu'da büyük çatışmaların çıkmasına ve çok insanın ölmesine neden olacağı savunularak karşı çıkılıyor. Ancak Ortadoğu konusunda uzman olan birçok bilimadamı, İsrail'in tam da bunu istediğini savunuyor. Söz konusu uzmanlar, Tel Aviv'in İran'ın nükleer tesislerine saldırması sonrasında bununla sınırlı kalmayacağı hava gücü sayesinde Tahran'ın sanayi ve enerji tesislerini vuracağı ve bütün altyapısını çökerteceğini iddia ediyor. Saldırı anında İran'ın Hürmüz Boğazı'nı kapatması halinde ABD'nin de petrol için müdahale etmek zorunda kalacağı ve böylece İsrail'in yanında savaşa gireceği öne sürülüyor. ABD'li nükleer güvenlik uzmanı Matthew Kroenig, İran'ın İsrail'e saldırı seçeneklerinin çok sınırlı olduğunu söylüyor. Kroenig'e göre, Hamas ve Hizbullah bu aşamada İran'ın yanında yer alarak İsrail'le bir savaşa girme konusunda isteksiz. Beşşar Esad'ın Suriye'de iktidardan uzaklaştırılması durumunda Hizbullah ve Hamas'ın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu vurgulanıyor. İsrailli yetkililerin İran'a saldırmak için bu kadar istekli olmalarının bir diğer nedeni de hava saldırıları konusunda deneyimli olmaları. İsrail, 1981 yılında sürpriz bir saldırıyla Irak'ın nükleer santralı Osırak'ı yerle bir etti. İsrail yine 2007 yılında Suriye'nin askeri tesisi El Kibar'ı hava saldırısıyla yok etti. İsrail'in Irak ve Suriye'ye yaptığı bu saldırılar cevapsız kaldı. İki ülke de İsrail'e karşı askeri bir saldırı düzenlemediği gibi terör saldırısı içinde de yer almadı. (Kaynak:NTVMSNBC)