İsrail'e vuramayan Reyhanlı'ya niçin vurur?
Abone olRadikal yazarı Cengiz Çandar, "İsrail'e vuramayan Reyhanlı'ya niçin vurur?" sorusunun cevabını verdi.
Ankara'nın Suriye’ye askeri müdahale gibi bir niyet
taşımadığını gören Şam yönetimi, hükümeti dünyaya "gürleyip ama
yağamayan bölge aktörü" gibi gösteriyor.
Bu görüş Ortadoğu ve dış politikayı yakından takip eden gazeteci Cengiz Çandar'a ait. Çandar, bugünkü Reyhanlı'daki patlamaların yankılarını Suriye dosyasını kaleme aldı.
TÜRKİYE'NİN BAŞKA SEÇENEĞİ YOK
Ortadoğu politikasında ‘etkili bir aktör’ olmanın ‘kaçınılmaz maliyetlerinden biri’ olarak gördüğünü belirten yazara göre, Türkiye’nin ulaştığı gelişme düzeyi ve uluslararası sistemin içine girdiği kalıp, Ortadoğu’da ‘etkili bir aktör’ olmaktan öteye ona bir şans tanımıyor.
ŞAM'IN MESAJLARI
Suriye'deki durumu ve bölgedeki dengeleri yazan Çandar, ardından Reyhanlı saldırılarıyla Şam'ın Türkiye ve dünyaya verdiği mesajları böyle sıraladı:
(...)Saldırı, Şam rejiminin krizi kendi toprakları dışına taşıma
yeteneğini ortaya koyduğu gibi, Rusya’ya ‘Esad’sız geçiş olmaz’
tezinde ABD’ye ve Türkiye’ye karşı direnmesi için ‘kopya’
veriyor.
Türkiye’ye ise ‘caydırıcı’ bir mesaj ilettiği apaçık. “Her an seni
istikrarsızlığa sürükleyebilecek bir pervasızlığa sahibim” demiş
oluyor. Böyle davranmak için nereden cesaret alıyor?
Türkiye iç siyasetinin kutuplaşmasından. ‘Çözüm süreci’nin devreye
girebileceği yer burası. AK Parti ile ana muhalefet CHP ve MHP öyle
bir kutuplaşma yaşıyor ki Reyhanlı ve benzer olaylar bunu
derinleştirmeye aday. Bahçeli’nin açıklamasına bakılırsa öyle de
oldu. Şam’ın hesabı tuttu.
KARİZMAYI ÇİZMEK
İkincisi, Şam, tıpkı Obama yönetimi gibi Türkiye’nin Suriye’ye
herhangi bir eylemi karşılığında Suriye’ye askeri müdahale gibi bir
niyet taşımadığını görüyor. “Gereken karşılık verilecektir”
gibisinden bir retorik, bir Türk savaş uçağının 2012 yazında Suriye
açıklarında Akdeniz’de düşürülmesinden beri sürüyor. Benzer
demeçler Reyhanlı sonrasında da verildi.
Türkiye’yi provoke edip ‘gürleyip gürleyip yağamayan’ bir bölge
aktörü olarak göstererek, Şam rejimi, Türkiye’nin karizmasını,
bölge çapında çizmeyi de hesaplıyor olmalı.
Elbette, ‘serinkanlılığı yitirmemek’ ve ‘provokasyonlara gelmemek’
gerekli. Ama Reyhanlı’nın ‘faili olarak’ saptanmasından sonra,
Suriye’ye, ‘serinkanlı’ bir biçimde ve ‘provokasyonlara’ gelmeden
‘nasıl bir karşılık vermek’ gerekecek?
Bunu, bugün bilen olduğunu sanmıyorum.
Şam da sanmadığı için Reyhanlı benzeri olayların tekrarlanması
maalesef ihtimal dahilinde. Suriye, ‘İsrail’i dövemediği’ için
‘Türkiye yumuşak karnı’na vurmayı seçmiş görünüyor."