İsraile Hamasla uzlaş baskısı
Abone olİsraillilerin arasında yeni ve güçlü bir kanaat oluşmaya başladı.
İsrail-Filistin mücadelesi çerçevesinde özellikle Gazzede son üç
ay boyunca meydana gelen gelişmeler, İsrail'in hem siyasi hem de
sosyal toplumunda tartışılan yeni bir sorular ortaya çıkardı. Bu
soruların en önemlisi sayılan ve hala cevaplanmasında çelişkili
görüşler bulanan soru, Filistinli direniş güçleri ve özel olarak da
HAMAS hareketine yönelik İsrail'in mücadele stratejisinin artık ne
kadar verimli olabileceğidir.
İsrail, HAMAS'ın geçen Temmuz ayında Gazze'yi işgal ettiğinden bu
yana Gazze'yi sıkı askeri ve ekonomik bir abluka altında tutmuştu.
Geçen Ocak ayının gelmesiyle birlikte abluka şiddetini daha da
arttırmaya başlamıştı, İsrail, Gazze'yi dış dünyaya bağlayan tüm
geçitlerini kapatıp enerji ihtiyaçlarını kontrol altına alarak
sadece dörtte birine izin verip buna ek olarak da Gazze'nin her
tarafına füze ve mermi yağdırmaya devam etti. Öte yandan da direniş
güçleri, HAMAS ve Cihad hareketlerinin birinci ve ikinci
saflarından liderlere yönelik süikast operasyonlarını sürdürdü.
Ancak sonunda ve bütün bunlara rağmen İsrail anladı ki,
Filistin'nin her zaman ve sürekli bir şekilde yeni liderler
yetiştirmeye hazır bir ülke ve İsrail askeri gücünün ne direnişe
son verebileceği ne de HAMAS'ı etkisiz kılabildiğidir.
İsraillilerin arasında yeni ve güçlü bir kanaat oluşmaya başladı.
Bu kanaat, HAMAS hareketinin Filistin kamuoyunda geniş bir siyasal
ve toplumsal desteğe sahip olduğu ve siyası ve ekonomik şartlar ne
olursa olsun halkla sıkı sıkı birbirine bağlı ve giderek güçlenen
bir kabiliyete sahip olmasından ibarettir.
O soruyu ortaya çıkaran olayların en önemlileri, HAMAS
mensuplarının nitelikli bir adım olarak Mısır ve Gazze arasındaki
duvara saldırması ve HAMAS ve Cihad hareketlerinin, 22 Kilo
metrelik Kassam roketlerini geliştirerek düşman İsrail'e
atmalarıdır. O iki olay, HAMAS'a yönelik İsrail mücadele
stratejisinin başarısız olduğunun bir göstergesi sayılır. Zira,
İsrailin bu stratejiden beklediği amaç: HAMAS ya bir kenara çekilip
siyasi rolünü Abbas'a devrederek çaresiz kaldığını ilan etmesi ya
da kendini kurtarmak için uluslararası kuruluşların çizdiği
planları kabul ederek yeni bir HAMAS olmasıydı. Ama hiç birisi
olmadı.
Bu yüzden bazı uluslararası kuruluşları, İsrail'in HAMAS'la
mücadele stratejisine yeni bir gözle bakmaya ve HAMAS'la bir
uzlaşma stratejisi çizilmesini bir zaruret olarak görmeye başladı.
Bu yeni tutumların en somut örneği de Avrupa parlamentosunun
İsrail'in Gazze'den ablukayı kaldırmasına davet etmesidir.
İsrail'e gelince mantıksal ve akılcı bir görüşe dayanan birkaç
fikir bulabiliriz. İsrail sivil toplum kuruluşları ve halk kamuoyu,
son aylarda meydana gelen gelişmelerin hep HAMAS'ın lehine olduğunu
gördü. Çünkü HAMAS daha da güçlenmeye ve silahlarını geliştirme
imkânlarına sahip olmaya başladı. Onun için artık HAMAS'la uzlaşma
stratejisine dayanan yeni bir ilişki kurmak ve HAMAS ile Fetih'ten
oluşan bir milli birlik oluşturmak için elden geleni yapmak
elzemdir. Nitekim son olaylar ve HAMAS'ın kazandığı destek sadece
Abbas'a güvenmenin yetersiz olduğunu ortaya çıkardı. Abbas ile
yapılacak tüm anlaşmaların hiçbir yaptırımı olmadığını ve
yürürlüğünün imkânsız olduğunu anladı.
Geçen Mart ayında İsrail'in büyük traja sahip bir gazetesinin
yaptığı geniş bir ankette şu sonuçlar elde edildi. HAMAS ile
uzlaşma ve müzakarelere yönelik bir stratejiyi destekleyen oyların
oranı % 64. bu oranın siyasi partiler arasındaki dağılımı: Likod
Partisi % 48, Olmert Partisi % 55, İşçi Partisi % 72 dir.
Ancak HAMAS böyle bir tez ve çağrının ve İsrail'le müzakerelere
oturmanın direniş sürecini etkileyeceği ve engel olacağına
inanıyor. bu tür siyasi oyunların HAMAS mensupları arasında fitne
çıkaracağı ve İsrail'in parçalama siyasetini güçlendireceğini fark
etti.