İsrail'den sınırları zorlayan açıklama!
Abone olİsrail'in Mossad ajanı muhalefet lideri, kendi devletinin yaptığı katliamı görmüyor, zulme tepki koyan Türkiye'yi Filistinli'den daha Filistinli, Arap'tan daha Arap olmakla eleştiriyor!
Mossad ajanı olduğu bilinen İsrail'deki muhalefetin
lideri, eski Dışişleri Bakanı Tzipi Livni'nin, 2011'e girerken Tel
Aviv'deki ofisinde verdiği ropörtajda söylediği küstahlık
sınırlarını zorlayan sözler şaşkınlık yarattı.
Habertürk'ten Aslı Sözbilir'in yaptığı röportajda, merkezde liberal
görüşe sahip, 28 koltukla İsrail Parlamentosu'nda en çok koltuğa
sahip Kadima Partisi'nin lideri Tzipi Livni 52 yaşında ve
İsrail-Filistin arasındaki sorunda "iki devletli çözüm"ü
savunuyor.
Eski asker ve hukukçu olan Livni MOSSAD için de çalışmıştı. Livni,
Sözbilir'in sorularını şöyle yanıtladı:
''YANLIŞ ANLAMA VAR''
2006'da "İlişkiler mükemmel" demiştiniz. Neden hızla kötüleşti
sizce?
Tüm ülkelerin nerede duracağına karar vermesi lazım. Bu sadece
İsrail ya da Türkiye ile ilgili bir durum değil. İsrail ve
Filistinliler arasındaki durumla ilgili bir yanlış anlama olduğunu
düşünüyorum. Filistin otoritesine baktığımızda, Cumhurbaşkanı
olarak Mahmud Abbas'ı kabul ediyoruz. Fakat diğer tarafta Hamas
var. Hamas, İsrail'in var olma hakkını reddeden aşırı dini
ideolojiye sahip ve barış umudu yok. Hamas'ı desteklemek,
Filistin'i desteklemek değildir. Hamas'ı desteklemek, İsrail'deki
kadın ve çocukları hedef alan bir terörist örgüte destek demek.
Seçimlerden sonra Türkiye ve Rusya, Hamas'ı davet etti. Hata
olduğunu söyledim.
''HEDEF SADECE HAMAS''
Krizin başlangıcı Hamas'ın siyasi lideri Meşal'ın 2006'daki
Türkiye ziyareti miydi?
Olabileceğini görmüştük. Ama krizi başlattığını söyleyemeyiz, o
günlerde bunu çözmüştük. Bence olanların açıklaması ziyaret,
operasyon ya da gemi olayı değil. Anlayışın adını koyarsak durum
değişebilir. Türk hükümeti, askeri operasyonların Hamas'a karşı
olduğunu ve Hamas güçlendikçe Filistin'in zayıfladığını anlarsa
birlikte çalışabiliriz. Filistinliler arasında bir "zero-sum game"
(bir tarafın kazancının diğerinin kaybı kadar olduğu tek kazananlı
oyun) olduğunu anlamanız gerekiyor. Geçmişte, Başbakan Erdoğan'la
görüşmelerim oldu. Fikir ayrılıkları nedeniyle zaman zaman sert de
geçti. Fakat iki tarafta da İsrail'le barış istemeyen teröristlerin
gayrimeşrulaştırılması gerektiği görüşü mevcuttu ve burada
kastedilen Hamas'tı.
''BİZİ HERKES ANLADI''
Kanı, krizin Gazze'ye operasyon ile başladığı yönünde. Bölge çıkarları İsrailliler ile Filistinlilerin barış yapması yönünde. Gazze'deki operasyon Hamas'ın barış sürecine karşı çıkan gücünü ve etkinliğini azaltmaya yönelikti. Bu operasyon sırasında Filistinli sivillerin öldüğü doğru ve bundan üzüntü duyuyoruz. Eminim bölgedeki diğer ülkelerin Filistin davasını savunduğundan kimse şüphe etmiyordur. Türkiye diğer Arap ülkelerinden örnek de alabilir. Tüm dünya Gazze şeridindeki operasyonun nedenlerini anladı. Operasyon Mısır'la, Ürdün'le ya da dünyanın diğer ülkeleriyle ilişkilerimizi etkilemedi. Hatta, İsrail'le meşru Filistin hükümeti arasındaki ilişkiyi bile etkilemedi. Mahmud Abbas ve diğerlerinin de bunu anladığını düşünüyoruz. O yüzden Türkiye'nin neden Filistinliden daha Filistinli, Arap'tan daha Arap olması gerektiğini anlamıyorum.
''TÜRKİYE KAMPINI SEÇSİN''
Türkiye'nin tarafını seçmesi gerektiğini söylüyorsunuz. "Sıfır
problem" politikası bu seçimi reddediyor...
Türkiye'nin İsrail-Suriye barışına, İsrail-Filistin barışına katkı
yapmak istediğini biliyorum. Bölge iki kampa bölünmüş durumda ve
nerede duracağınıza karar vermeniz gerekiyor. Bizim yani
pragmatiklerin, ılımlıların kampında; İsrail, meşru Filistin
hükümeti, Mısır, Ürdün, Körfez ülkeleri var. Bunlar İran, Hamas ve
Hizbullah'ın bölgenin de barışın da çıkarına hizmet etmediğini
anlıyorlar. Aynı anda iki tarafta birden olunamaz. İran bölgeyi
tutuşturmaya çalışıyor. Türkiye'nin bunun parçası olması için neden
göremiyorum. Erdoğan'ın barışı savunduğunu biliyorum. O yüzden
bizimle, Hamas'a karşı Hizbullah'a, bütün bölgeyle birlikte İran'a
karşı durmalı. Hizbullah, Hamas gibi organizayonlar ve İran gibi
ülkeler olduğu sürece, bölgede sıfır problem olması imkânsız.
''ASKERLERİ GÖRÜNCE NE BEKLİYORLAR DİYE DÜŞÜNDÜM''
Mavi Marmara'da ölüm engellenebilir miydi?
İsrail'de muhalefet lideri olmama rağmen olayın olduğu gün,
kayıplardan üzüntü duyduğumuzu, sivil öldürmenin değerlerimiz
arasında olmadığını, fakat askerilerin kendisini savunması
gerektiğini söyledim. İsrail yardımları Gazze şeridinden geçirmeyi
önermişti, dolayısıyla bu bir yardım girişimi değil provokasyondu.
Önlemeye çalıştık fakat devam etmek istediler. Bu talihsiz bir
durum. Aktivistlerin askerleri dövdüğü, merdivenlerden attığı
korkunç resimleri görmeden önce bile açıkça "Ne bekliyorlar?" diye
düşünüyordum. Size garanti verebilirim ki gemiye indiklerinde
niyetleri sadece geminin Gazze'ye girişini ve can kaybını
önlemekti. Ama böyle şeyler olabilir. Umarım bu olay Türkiyeİsrail
ilişkilerinin geleceğini etkilemez. Buradaki ihtiyacımız
askerlerimizi korumak ve uluslararası mahkemelerde olası suçlamalar
yapılmasını engellemek. Bence bu da İsrail hükümetinin meşru bir
beklentisi. Türk hükümetinin de bunun üstesinden gelebileceğini
düşünüyorum. Bunları halledip birkaç yıl önce "mükemmel" diye
tanımladığımız yere dönebiliriz.
Türkiye ve İsrail için yeni yıl dileğiniz var
mı?
Yeni bir yılın başlangıcı umarım bölgede de barışın başlangıcı
olur. Türkiye ve İsrail'in eskiden olduğu gibi iyi ilişkiler içinde
olmasını diliyorum.