İsrail ve Filistin haritası yayınlandı! ABD'nin tek taraflı Kudüs anlaşmasına tepki yağıyor
Abone olABD Başkanı Donald Trump"ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte "Yüzyılın Planı" adını verdiği işgali meşru gösteren Ortadoğu 'barış planı'nına tepkiler yağarken, Kudüs bölünmemiş bir şekilde İsrail'n başkenti olması öngörülüyor.
Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray'da düzenlediği ortak basın toplantısında, tek taraflı Orta Doğu barış planını kamuoyuna açıkladı.
Trump Kudüs'ün İsrail'in "bölünmez" başkenti olarak kabul edileceğini ve planın Filistinliler için "son şans" olduğunu söyledi.
Trump skandal haritayı Twitter'dan paylaştı
Trump, sözde Orta Doğu barış planı kapsamında öngörülen İsrail ve Filistin devletlerinin sınırlarını gösteren bir haritayı paylaştı.
Trump: Daima İsrail devleti ve Yahudi halkının yanında olacağım
Açıklamasında, "Daima İsrail devleti ve Yahudi halkının yanında olacağım. Onların emniyet ve güvenliğini ve kendi tarihi vatanlarında yaşama haklarını güçlü şekilde destekliyorum. Artık barış zamanı!" ifadelerini kullandı.
İşgal edilen topraklar meşru sınır olarak gösterildi
Mevcut işgal durumunu "meşru sınırlar" olarak kabul eden haritaya göre, İsrail toprağı olarak gösterilen bölgeler sarı renkte belirtilirken, İsrail'in işgali altındaki 15 yerleşim yeri de İsrail toprağı olarak ifade edildi.
Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak gösterildiği haritada, "gelecekteki Filistin devleti" ibaresiyle de başkenti Kudüs'ün doğusundaki bir bölge olarak belirlenen Filistin devletinin toprakları turkuaz renkte gösterildi.
Haritanın altında ise "Mescid-i Aksa'nın statüsünün korunacağı", "Kudüs'ün güvenlik duvarının batısında (İsrail'in başkenti olarak) bölünmez olarak kalacağı" ve "İsrailli ya da Filistinli olsun hiç kimsenin yerinden edilmeyeceği" maddeleri yer aldı.
Netenyahu: 4 milyondan fazla Filistinli mültecinin geri dönüş hakkı yok
Netanyanhu, yeni planda İsrail'in Ürdün Vadisi üzerindeki hakimiyetini sürdüreceğini, Filistin toprakları dışında yaşayan 4 milyondan fazla Filistinli mültecinin geri dönüş hakkının bulunmayacağını söyledi.
Filistin'e başkent olarak Abu Dis bölgesi önerildi
Trump'ın planı çerçevesinde kurulması öngörülen Filistin devleti içinse Doğu Kudüs'ün dışındaki Abu Dis bölgesini başkent olarak önerdi.
Abbas: Kudüs satılık değil
Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas ise "Başarısız olacak bir komplo. Kudüs satılık değildir" diyerek plana tepki gösterdi.Ramallah'ta televizyon konuşması yapan Filistinli lider, "Trump ve Netanyahu'ya şunu söylemek istiyorum: Kudüs satılık değildir. Haklarımız satılık değildir. Ve sizin bu anlaşmanız sonunda başarısız olacak bir komplo. Halkımız bunu tarihin çöplüğüne atacaktır" dedi. Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimi de planı "saçmalık" olarak niteledi.
ABD İsrail Büyükelçisi: İsrail yönetimi ilhak edebilir
ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'da, Filistin-İsrail meselesine "çözüm bulmak" iddiasıyla hazırlanan sözde barış planını ilan ettiği toplantıya katılan ABD'nin İsrail Büyükelçisi David Friedman, daha sonra gazetecilere gündeme dair açıklamalarda bulundu.
"İsrail'in, Yahudi yerleşimleri ilhak etmek için beklemesine gerek var mı?" şeklindeki soruya Friedman, "Hayır İsrail'in beklemesine gerek yok." cevabını verdi.
1947'den beri Filistin'i lokma lokma böyle yuttular
Tüm barış ve çözüm süreçlerinde şu başlıklardaki ihtilaflar öne çıkıyor:
Kudüs: Hem İsrail hem de Filistinliler kent üzerinde hak iddia ediyor. Daha önce Ürdün'ün elinde bulunan kentin doğusunu 1967'de işgal eden İsrail, Kudüs'ün tamamını başkent olarak görüyor. Bağımsız bir devlet isteyen Filistinliler ise yaklaşık 350 bin Filistinlinin yaşadığı Doğu Kudüs'ü de başkent olarak kabul ediyor.
Filistin devleti: Filistinliler Batı Şeria, Gazze ve Doğu Kudüs'ü kapsayan bağımsız bir devlet istiyorlar. Şimdiye kadar İsrail başbakanları, Filistin devleti kavramını alenen kabul etmiş olsalar da bu devletin yapısı netleştirilemedi. Kurulacak herhangi bir Filistin devletinin kendi kendini yönetme yetkisini tanıyacağını söyleyen Binyamin Netanyahu, bu devletin silahlardan arındırılmış olması ve İsrail'i tehdit etmemesi şartlarını koşuyor.
Yahudi devleti: İsrail, herhangi bir barış anlaşmasının, Filistin'in İsrail'i "Yahudi devleti" olarak tanınmasını içermesi konusunda ısrar ediyor. Aksi takdire Filistinlilerin toprak iddialarının süreceğini bunun da soru kalıcı hale getireceğini iddia ediyor. Filistin tarafı ise İsrail'in kendisini nasıl adlandıracağının kendisini bağlayacağını, Yahudi devleti tanımının İsrail sınırları içerisinde yaşayan Dürzi, Müslüman, ve Hıristiyan toplumlara karşı ayrımcılık anlamına geleceğini savunuyor.
Sınırlar: Her iki taraf da muhtemel bir Filistin devletinin sınırları konusunda farklı fikirlere sahip. Filistinliler, 1949 ile 1967 arasında İsrail ile Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Gazze'yi birbirinden ayıran ateşkes sınırlarında bir devlet istiyor. İsrail, bu sınırların askeri açıdan savunulamaz olduğunu ve kalıcı olamayacağında ısrarcı. Filistin sınırları konusunda kesin bir hat çizmiyor ve İsrail'in doğu sınırının Ürdün Nehri boyunca uzanması gerektiğini savunuyor.
Yerleşimler: İsrail, 1967'den beri işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te yaklaşık 140 yerleşim yeri inşa etti. Bunlara hükümetin izni olmadan inşa edilen 120 yerleşim birimi daha bulunuyor. Bu yerleşimlerde yaklaşık 600 bin İsrailli yaşıyor. Uluslararası toplumun yerleşimleri yasadışı bulsa da İsrail buna itiraz ediyor. Filistin tarafı, Filistin devletinin kurulabilmesi için tüm yerleşimlerin kaldırılması gerektiğini ifade ediyor. Ancak Netanyahu, yerleşimleri kaldırmak bir yana bu yerleşimleri İsrail'in egemenliğine dahil edeceklerini söylüyor.
Mülteciler: Birleşmiş Milletler ve kurumlarının 1948'deki savaş sırasında İsrail'den kaçan ya da sürülen 5,5 milyon Filistinli mülteciye destek sağlıyor. Filistin Yönetimi'ne göre mülteci sayısı 6,5 milyon. Mülteciler kendi topraklarına dönme haklarını hatırlatıyor ve tüm barış süreçlerinde bu hak önemini koruyor. İsrail ise bu çaptaki bir nüfus hareketinin demografik yapıyı değiştireceğini ve İsrail'in Yahudi devleti olma iddiasını ortadan kaldıracağını savunuyor.