İsrail Lübnanı birleştirdi
Abone olLübnanlı muhalif lider Mişel Aun, saldırıların ülkesini daha da birleştirdiğini söyledi.
Lübnanlı muhalif lider Mişel Aun, İsrail'in Lübnan'a yönelik
saldırılarının öç almak amacını taşıdığını söyledi. Aun,
Türkiye'nin konuyla ilgili tutumu hakkında da ''Türkiye doğru tavrı
ortaya koydu. Ateşkes çağrısında ısrarlı olmasını istiyoruz''
dedi.
Hristiyan Ulusal Özgürlük Akımının lideri Aun, İsrail'in Lübnan
saldırısının onuncu gününde A.A muhabirine yaptığı açıklamada,
''İsrail'in saldırılarının askeri amaçlı değil, sivil halktan öç
alma amacını taşıdığını'' belirtti. 15 yıl Fransa'da sürgünde
yaşadıktan sonra Lübnan'a dönen ve Hristiyan nüfusun önemli
siyasetçisi konumuna yükselen General Aun, ''Hizbullah'ın
saldırısının askeri amaçlı olduğunu, yalnızca iki askeri esir almak
üzere düzenlendiğini'' kaydetti.
''Bunun karşılığı, daha güçlü olsa bile askeri bir saldırı olması
gerekirdi'' diyen Aun, ''ancak İsrail'in tüm Lübnan'ın altyapısına,
sivillere saldırdığını, ambulansları, sivilleri ve savunma
birimlerini vurduğunu'' ifade etti. Aun, ''Dolayısıyla İsrail'in
saldırısı bir intikam saldırısı olarak karşımıza çıktı. Böyle
olunca da Lübnanlıların Hizbullah'a daha fazla sempati duymasına ve
aralarında birilik beraberlik duygusunun ortaya çıkmasına neden
oldu'' diye konuştu.
''İsrail'in saldırılarının ana hedefinin Lübnan'daki mevcut durumu
değiştirmek olduğunu'' belirten Aun, ''İsrail, Lübnan üzerinden
Ortadoğu'da değişiklik istiyor. Çünkü saldırı şekli ve biçimi bunu
gösteriyor. Lübnan'da istikrar istemiyor'' dedi. ''İsrail ile
Hizbullah arasındaki savaşın her iki ülkeyi de tükettiğini'' ifade
eden Aun, ''Lübnan'ın ekonomik olarak zarar görürken İsrail'in
zararının daha büyük olduğunu'' söyledi.
Aun, şunları belirtti: ''Bu günler İsrail'in turizm mevsimi.
Lübnan'ın turizm mevsiminden daha önemli. Dolayısıyla İsrail'in
turizmi Lübnan'dan 10 kez daha fazla durdu. Biz ateşkesin ilan
edilmesini ve savaşın durmasını istiyoruz. Ateşkes öncesinde bazı
konular üzerinde anlaşabiliriz. Mesela esir değişimi. İsrail'de iki
Lübnanlı esir var. Hizbullah'ta iki İsrailli esir var. Ateşkesin ön
şartı esir değişimidir. Diğer maddeler üzerinde sonradan uzlaşma
sağlanabilir.''
''İsrail'in esir değişimini reddettiğini ve İran ile Suriye'yi de
meselenin içine çekmeye çalıştığını'' anlatan Aun, ''Ama ne İran
savaşa girdi ne de Suriye. İsrail, Hizbullah'ın elinde İran silahı
olduğunu ileri sürüyor. Olsa bile bu, İran savaşa taraf demek
değildir. Hizbullah'ın elinde İsrail silahı olsa savaş
İsrail-İsrail savaşı mı olacak?'' dedi.
''İsrail'in Hizbullah'ı yok etmek istediğini'' söyleyen Aun, ''Bu
çok uç bir istek. İsrail Hizbullah'ı yok edemez. Bu konuda
tecrübesi de var. 1993 ve 1996'da bunu denedi. Bugünkü üçüncü
girişimi. Dünya medyası Hizbullah'ı bir terör grubu gibi göstermeye
çalışıyor. Hizbullah silahlı bir terör grubu değildir. Lübnan'da
direniş hareketidir. Lübnan halkının yüzde 22'sini temsil eder.
Öyleyse meseleyi bu kadar basitleştirerek, bir halkı yok edeceğim
denemez. Çünkü halk yok edilemez'' diye konuştu.
''Hizbullah'ın silahsızlandırılması konusunun da önemli olduğunu''
ifade eden Aun, ''Hizbullah'tan silahların alınması ifadesini
kullanmıyorum. Çekincem var bu ifadeye. Çünkü direnişin silahı
alınmaz. Silahı alınan direniş darağacına gider. Dolayısıyla
Hizbullah'ın silahını bırakmasını gerektirecek ortam
oluşturulmalıdır. Bunun için güçlü bir devlet oluşturulmalıdır. Bu
konu bizim kendi aramızdaki görüşmelerde gündemimizdeydi ama İsrail
saldırısı aniden gelince her şey kaldı'' dedi.
''Hizbullah'ın usta bir savaşçı örgütü olduğunu'' belirten Aun,
''örgütün, düzenli ordudan daha uzun soluklu olduğunu'' kaydetti.
Aun, ''Aslında İsrail'e sormak gerekir; Daha ne kadar her iki
tarafı da tüketen bu savaşı sürdürebilir? Hizbullah'ın nefesi
İsrail'in nefesinden daha uzundur. Ancak Arap ülkelerinin
Hizbullah'ı kınaması bizim için sürpriz oldu. İsrail de bu kınamayı
fırsat bilerek Lübnan'a hiçbir kural olmadan saldırdı. Halbuki
savaşta uyulması gereken kurallar vardır. Geçen 9 gün Arap
ülkelerinin tavrını derhal değiştirmesi gerektiğini gösteriyor''
diye konuştu. Mişel Aun, Türkiye'nin konuyla ilgili tutumu
konusunda da ''Türkiye doğru bir tavır ortaya koydu. Bu bizim için
iyi bir durum. Türkiye'den daha fazlasını beklemeyiz. Ateşkes
çağrısında ısrarcı olmasını istiyoruz'' dedi.