'İsrail efsanesi' tarımda tutmadı!
Abone olTürk Tohumcular Birliği Başkanı Hakkı Şafak Ses, GDO'lu ürünlerin neden olduğu kanser vakalarını İsrail efsanesi olarak yorumladı
GDO'lu tohumlar ve bu tohumlardan elde edilen ürünler
nedeniyle meydana gelen kanser vakalarını İsrail efsanesi olarak
yorumlayan Türk Tohumcular Birliği Başkanı Hakkı Şafak Ses,
Türkiye'de her yıl ekilen tohumun yüzde 96,5'inin yerli üreticilere
ait olduğunu söyledi.
Ses, özel bir televizyon kanalında katıldığı programda ithal tohum
ve ithal tohumlar, yerli ve sertifikalı tohum ile GDO tartışmaları
ile ilgili soruları da cevaplandırdı. Hakkı Şafak Ses,
"Önceleri tohum noktasında ne kadar dışa bağımlıyız
konularını tartışıyorduk ancak son zamanlarda İsrail tohumları
karşısında yerli tohumun önemli ölçüde değerlendiğini konuşuyoruz.
Tohumlarımız yerli mi yoksa İsrail'den mi geliyor ?"
şeklindeki soruya şu karşılığı verdi: "Türkiye topraklarına
her yıl ekilen tohumların yüzde 96.5'i yerli üreticilerimize ait.
Kamuoyunda, biraz da magazinsel bir boyutta yer alan tohum ithalatı
ve tohumların ithal olması olayı, gerçekle hiç ilgisi olmayan bir
şehir efsanesi.
Türkiye'nin yüzde 3,5'lik ithalatının çoğunluğu
hibrit sebze tohumudur. Ama o konuda da Türkiye'de şu an 462'yi
bulmuş olan tohum sanayici ve üretici firmaları piyasanın yaklaşık
yüzde 35'ine hakimdirler. İsrail ve benzeri ülkelerle ilgili
ithalatta Türkiye'ye ithal edilen tohumun, yüzde 3,5'lik ithal
tohumun sadece yüzde 6'lık kısmı İsrail'den gelmektedir ki, onun
karşılığında Hollanda'dan yüzde 51'i, Fransa'dan yüzde 15'i,
Almanya'dan yüzde 9'u gelmektedir. Bu konu çok abartılı bir şekilde
kamuoyuna sunuluyor. Aslında bunun gerçekle bir ilgisi yok.
Şu an sofralarımıza gelen ekmeğimizden, sebzemizden
meyvemize kadar üretimi halkımız rahatlıkla emin olmalı ki, yüzde
96'sı Türk çiftçisi ve Türk üreticisinin ürettiği tohumlar ve ondan
elde ettiği ürünlerdir."
"BİZİ ÇOK ÜZÜYOR"
"Dünyada serbest ticaretin olduğu yerlerde her türlü mal ve hizmet
hareket ediyor. Bu hareket eden mal ve hizmetlerin içerisinde
elbette ki tohum sektörü de var. Ama şu anda en çok yerlilik
taşıyan bu konuda sanki yabancı hakimiyeti varmış gibi gösterilmesi
bizi üzüyor."
SERTİFİKALI TOHUMCULUK NEDEN ÖNEMLİ?
Hakkı Şafak Ses, tohumların sertifikalı olup olmadığı ile ilgili
soruya da şu cevabı verdi: "Elbette ki sertifika kaliteli tohumun
üretilmesi ve çiftçiye ulaştırılması, bu konuda son yıllarda
yapılan destekler çok ciddi noktada olduğu için sertifikalı tohum
üretimi de hızla artmaktadır. Bu artış 2011 yılında daha da
hissedilecek. Çünkü biz TÜRKTOB olarak verdiğimiz etiketlerden
anlıyoruz ki, geçen yıla oranla yüzde 100'lük bir artış var.
Sertifikalı tohum kullanımı ne kadar artarsa çiftçimizin alın teri
ve emeği o derece değer bulacak. Bu konuda da ülkemiz çok ciddi bir
noktaya gitmektedir. Destekler devam ettiği sürece bu çıkış da
sürecektir."
"İSRAİL MESELESİ GİBİ..."
TÜRKTOB Başkanı Ses, "GDO'lu tohumlar ve bu tohumlardan
elde edilen ürünler nedeniyle meydana gelen kanser
vakaları" ile ilgili soruya da "Bu da yine İsrail
meselesi gibi ikinci bir şehir efsanesi, ikinci bir yanlıştır.
Televizyonlarımızın magazin boyutundaki haberleri arasında bolca
yer alan konu GDO'lu tohum konusu. Ben şunu net olarak ifade
ediyorum: Türkiye topraklarında GDO'lu tohum ekilmemektedir.
Türkiye'ye GOO ithalatı yasaktır. Biyogüvenlik Yasası ile bu
güvence altına alınmıştır. GDO'lu tohumu üretmek, dikmek, ithal
etmek ve bundan ürün elde etmek Türkiye'de yasaktır. Dolayısıyla
GDO'lu tohumlarla üretilmiş ürünlerle kanser olma konusu Türkiye
Tohumcular Birliği'nin sınırları içerisinde gündemde olmayan bir
konudur. Şundan tamamen eminiz, halkımızda emin olsun, Türkiye
topraklarında hiçbir şekilde ne sebzede ne de tahılda GDO'lu tohum
ekilmemektedir, üretilmemektedir, ithal edilmemektedir. Bu konu son
dönemde alınmış olan, parlamentomuzun geçen dönem aldığı
biyogüvenlik yasası ile güvence altına alınmıştır. Bu durum bir
nevi kriminal olaydır. Halkımız bu konuda en küçük bir endişe
duymasın" cevabını verdi.
BU ANLAYIŞ DEĞİŞMELİ, ENDİŞEYE MAHAL YOK
Bu propagandaların amacının Türkiye'deki sebze meyve üretimini ve
üretim alanlarını daraltmak olduğunun altını çizen Ses, insanların
tereddüt ederek sebze ve meyve tüketmesi anlayışının külliyen
değişmesi gerektiğini de söyledi. Ses; "İnsanlarımızın,
tohum yönünden, fide yönünden ve fidan yönünden endişe edecekleri
hiçbir konu yoktur. Eğer biz kendi ürettiğimiz sebzeye ilgiyi
azaltırsak bu konudaki Pazar payımız azalır. GDO konusunun
konuşulduğu programlarda domates biberle çıkılması büyük bir
yanlıştır. Türkiye'de GDO ve sağlığa zararlı bir tohum kaynaklı
üretim yapılmamaktadır. Ülkemizde üretilen sebze ve meyvelerden en
küçük bir şüphe duymasınlar."
FUARLAR PANAYIR YERİ OLMAMALI
Sertifikalı tohumculuğun önemine de değinen Hakkı Şafak Ses, 17-20
Kasım 2011 tarihleri arasında İstanbul'da gerçekleştirilecek olan
tohum fuarı ile ilgili olarak da şu bilgileri verdi: "Son yıllarda
tarım fuarları bir çok ilimizde yapılmaya başladı. Bu konudaki
çalışmalar çok iyi neticeler verdi. Biz TÜRKTOB olarak geniş bir
yelpazede yapılan tarım fuarlarının da ihtisaslaşması gerektiğine
inanıyoruz. Tarım fuarlarının da geniş yelpazeden çok daha
özellikli unsurlara inmesinin zamanının geldiğine inanıyoruz.
TÜRKTOB olarak geçen yıl tohumculuk ve tohumluk üretimi adı altında
özel, spesifik sadece sektöre yönelik bir fuar organize ettik. Bu
yıl da İstanbul'da ikincisini gerçekleştireceğiz. Fuarlar
ihtisaslaşarak konu ile ilgili gerçek pazarı oluşturacak alanlara
geçmesi. Biz tohumculukta bu noktaya geldiğine inanıyoruz. Her yıl
bunu istikrarlı olarak yapmayı hedefliyoruz. Yönetim kurulu ve
üyelerimizin de destekleri ile önümüzdeki yıllarda farklı
illerimizde bu fuarları düzenlemeyi planlıyoruz. İhtisaslaşma
gerçekleşsin ki fuarlar panayır olmaktan, gelip geçenin merakla
geçtiği alanlar olmaktan çıksın ve bizzat tüketici ile üreticinin
zincirinin kurulduğu alanlar haline gelsin. Bu fuarı
gerçekleştirmekteki amacımız da bu. Bunu gerçekleştireceğiz
inşallah."