!İsmet İnönü hakkında şok suçlama
Abone olKadriye Hanım, başta İsmet İnönü olmak üzere CHP’lilerin ihtilal öncesi darbecileri tahrik ettiğini söyledi.
Yarın 27 Mayıs. 1960 ihtilalinin üzerinden 44 yıl geçti. Dönemin
tanığı ve İsmet İnönü’nün eşi Mevhibe Hanım’ın yeğeni Kadriye
Çımbarcı, Zaman’a çarpıcı açıklamalar yaptı. Kadriye Hanım, başta
İsmet İnönü olmak üzere CHP’lilerin ihtilal öncesi amansız bir
muhalefet yürüttüğünü ve darbecileri tahrik ettiğini söyledi.
Çımbarcı, bugün de benzer çabaların sürdüğünü belirtti. Çımbarcı, 7
Ocak 1946’da kurulan Demokrat Parti’nin 14 yıl boyunca kadın
kolları başkanlığını yapmıştı. Darbeciler tarafından idam edilen
Adnan Menderes için “Bütün derdi memleketiydi. İdamıyla dünyam
yıkıldı. Hiç o kadar boğucu bir sesle ağladığımı hatırlamıyorum.
Onun ba- şa gelmesiyle ilk kez insan olduğumuzun farkına vardık.”
ifadesini kullandı. 95 yaşındaki Kadriye Hanım aradan geçen yarım
asra rağmen Menderes sevgisinin azalmadığına işaret ederek, “Halk
onda kendini bulmuştu.” dedi. Kadriye Çımbarcı, İsmet İnönü’nün eşi
Mevhibe Hanım'ın yeğeni. Baba tarafından ise yine Menderes'le aynı
kaderi paylaşan bakanlardan Hasan Polatkan'ın akrabası. Yolu
Demokrat Parti ile kesiştiğinde genç ve modern bir Türkiye kadını.
Menderes'e ilk kez Eskişehir'de karşılaşmış. Burada kesişen yollar
14 yıl boyunca hiç ayrılmamış. Bu nedenle bu süre zarfında yaşanan
olayların en yakın şahitlerinin başında geliyor. 27 Mayıs
İhtilali'nin 44. yıldönümünde Zaman'a konuşan Kadriye Çımbarcı,
Adnan Menderes, İsmet İnönü, Demokrat Parti ve ihtilalin hikayesini
anlattı: 17 arkadaşla köy köy DP'i anlattık “Adnan Bey, Hasan
Polatkan Bey ile birlikte Eskişehir'den milletvekili olmamı istedi.
Ancak ben ‘bu görevi hakkıyla yapamam' diyerek bu teklifini kabul
etmedim. Bunun üzerine çok nazik bir şekilde bana teşekkür edip
‘Pek kuvvetli bir aile terbiyesi almışsın' dedi. Daha sonra bana
kadın kolları başkanlığı görevini verdi. Toplam 17 arkadaşla
birlikte köy köy, ilçe ilçe dolaşarak DP'yi anlattık. Sonunda büyük
bir başarı elde ettik.” “İsmet İnönü, topluma kıymet vermiyordu,
sadece kendisiyle çevresindekileri düşünüyordu. Büyük bir baskı
altındaydık. Adalet ve demokrasinin ne olduğunu bilmiyorduk. Halk
olarak bir ümit ışığı arıyorduk. Adnan Bey'in başa gelmesiyle
birlikte ilk defa insan olduğumuzun farkına vardık. Kendimize
güvenmeye başladık. Bu durum aynı zamanda devletle kaynaşmamızı da
sağladı. Böylece yıllarca beklediğimiz ümit ışığına kavuşmuş olduk.
Bu yüzden Türk halkı onu kendinden, ailesinden biri olarak
görüyordu. Çünkü Adnan Bey halka büyük değer veriyor, onlara adeta
bir baba şefkatliyle yaklaşıyordu. İnsanlarla çok sakin ama
etkileyici konuşurdu. Büyükle büyük, küçükle küçük olmasını çok iyi
biliyordu. Bundan dolayı gittiği hemen her yerde yerde farklı bir
sevgiyle karşılaşıyordu. Onun da, gittiği her yöreye farklı bir
sevgisi vardı. Ama bu sevgisinin ortak noktası bütün memleket ve
milletti. Bir işi yapmadan önce ‘iyi düşünün, memleketin adını
kötüye çıkartmayın' diye sıkı sıkı tembihte bulunurdu.” İsmet
İnönü’nün tahrikleri ihtilâlde etkili oldu “İsmet İnönü amansız bir
muhalefet yürütüyordu. Bizi her yerde irtica ve rejim düşmanlığı
ile suçluyordu. Oysa hiçbirimizin ne cumhuriyetle ne de laiklikle
ilgili en ufak bir sorunu vardı. Hatta bizi ailecek Romanya’dan
Türkiye’ye getiren Atatürk’e karşı büyük hayranlığımız vardı. Belli
ki ortada bir kıskançlık vardı. Bu açıdan bakıldığında Demokrat
Parti’nin CHP'den en önemli farkı halkın değerleriyle barışık
olmasıydı. Bunu başaramayan CHP’liler, işi türlü iftiralara
vardırıp kaba kuvvete dönüştürdü. Çok iyi hatırlıyorum CHP'liler,
bazı yerlerde DP oylarının fazla çıktığı sandıkların bir kısmını
yaktı, bazılarını ise nehirlere attı. Halk bütün engellemelere
rağmen bunları tek tek toplayarak bize getirdi. En sonunda da
yaptıkları tahriklerle darbe yaptırdılar. Bugün de benzer şeyler
yapıyorlar.” İdam haberiyle dünyam yıkıldı hayatımda o kadar
ağlamadım Kadriye Çımbarcı, Adnan Menderes'in darbe söylentileri
altında gerçekleştirdiği 25 Mayıs'taki Eskişehir mitinginde bile
‘memleketi daha ileriye nasıl götürebiliriz’in gayreti içinde
olduğunu belirtiyor. Çımbarcı, Menderes'in son mitingindeki havayı
şöyle anlatıyor: “Valilik meydanında yapılan ve büyük bir
kalabalığın dinlediği miting sırasında bir grup ‘ya ya, şa şa İsmet
Paşa çok yaşa!' diye bağırarak geçiyordu. Adnan Bey bunlara
müdahale ettirmeden konuşmasına devam etti. Bir süre sonra
mikrofonun elektriğini kestiler. O yine susmayarak diğer
mitinglerinde olduğu gibi konuşmasına coşkulu bir şekilde devam
etti ve memleketi daha iyi noktalara götürmek için halktan
kendisine yardımcı olmasını istedi.” Adnan Menderes, Eskişehir'deki
bazı açılışlardan sonra Konya'ya gitmek üzere yola çıkıyor. Ancak
Menderes'in aracı Afyon sınırlarında uçakla taciz ediliyor. Bunun
üzerine Menderes, şoföründen ilk olarak milletvekili seçildiği
Kütahya'ya gitmesini istiyor ve Kütahya Valiliği'nde gözaltına
alınıyor. Kadriye Hanım, o gün ve sonrasında yaşadıklarını
anlatırken gözyaşlarını tutamadı: “Büyük bir şaşkınlık içindeydim.
İdam haberi ise adeta dünyayı başıma yıktı. Bu kadar boğucu bir
sesle ağladığımı hatırlamıyorum.” Menderes mitingleri başladığı
yerde bitirdi Birçok yenilik gibi demokrasinin vazgeçilmez
unsurlarından biri olan mitingleri de Türk siyasetine kazandıran
Adnan Menderes, ilk ve son mitingi aynı yerde yaptı. Partisinin
Eskişehir'de düzenlenen son mitinginden iki gün sonra gözaltına
alınan Menderes, ilk mitingini de aynı ilde gerçekleştirdi. 14
Mayıs 1950 seçimlerinde Menderes başkanlığındaki DP, oyların yüzde
53'ünü alarak iktidar oldu. 10 yıllık DP iktidarının tek başbakanı
oldu ve o döneme damgasını vurdu. İktidarı zamanında, sosyal,
kültürel ve ekonomik alanların yanında siyasette de çok sayıda ilke
imza attı. Siyasete kazandırdığı ilklerin başında ise demokrasinin
önemli unsurlarından biri olan açık hava mitingleri geliyor.
Menderes'e kadar sadece kapalı alanlarda yapılan mitingler ilk kez
onun zamanında meydanlara taşındı. Menderes, ilk açık hava
mitingini ise Eskişehir'in Çifteler ilçesinde, Necip Fazıl'ın
‘Sakarya türküsü' şiirine ilham kaynağı olan Sakarya Nehri'nin
doğduğu yerdeki meydanda yaptı. 1 Ekim 1950'de DP'nin kuruluş
yıldönümü dolayısıyla düzenlenen mitinge dönemin bütün
imkansızlıklarına rağmen 25 binin üzerinde insan katıldı. Mitinge
katılanlardan biri olan Şaban Şişman (78), o tarihî günü şöyle
anlatıyor: “Merakla beklediğimiz Adnan Menderes'i ilçenin girişinde
büyük bir konvoyla karşıladık. Yanında Celal Bayar ve Hasan
Polatkan da vardı. Daha sonra konuşmanın yapılacağı alana geçtik.
Miting günü köylerden, ilçelerden fayton, kamyon ve traktörlerle
insanlar geldi. Mahşeri bir kalabalık vardı. Menderes burada çok
etkileyici bir konuşma yaptı. Türkiye'yi güzel günlerin
beklediğini, çok yakında ilçe ve köylere asfaltlı yolların
yapılacağını ve elektriğin geleceğini söyledi. Aradan fazla zaman
geçmeden yollarımız yapıldı, köylerimize kadar elektrik geldi.
Mitingden sonra kendisine ayran ikram edildi.” Çifteler Belediye
Başkanı Süleyman Bozdağı da, demokrasi tarihimizin ilk mitinginin
ilçelerinde yapılmasından büyük gurur duyduklarını söylüyor.
Bozdağı, ilçenin girişine yaptıkları ve üzerinde ‘Demokrasinin ilk
yapıldığı ilçe' yazılı levha ile Adnan Menderes'e karşı küçük de
olsa bir vefa borcu ödemeye çalıştıklarını kaydediyor.