İSMEKte öğrenmenin yaşı yok
Abone olHer yaştan ve her meslekten insanlar İSMEK'te kurslara giriyor. Emekli savcı 61 yaşında bilgisayar öğrendi.
Muammer Akkaya, 61 yaşında emeli bir savcı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezun olan Akaya, en son Şişli Cumhuriyet Savcısı iken kendi isteği ile emekli oldu. İSMEK Selimpaşa Kurs Merkezi’nde Bilgisayar eğitimi alan Akkaya, büyük bir çaba ve özveriyle, disiplinli, ciddi, tutarlı, programlı, öğretici olarak hazırlanıp çok başarılı bir biçimde uygulamaya konulan İSMEK’i her yaş ve meslekteki tüm İstanbullu’lara öneriyor, hatta daha da ileri giderek, bu çok başarılı çalışma ve uygulamanın diğer tüm Belediye’lerce de örnek alınmasını diliyor.
“Bilgi çağında” bilgisayarı öğrenip kendisine sağladığı doyumun mutluluğunu yaşadığını belirten Akkaya yaklaşık iki sene önce bir dizüstü bilgisayar sahibi oldu. Ancak bilgisayar kullanımını hiç bilmiyordu ve aldığı birkaç kitap, konuyla ilgili dergi vs.den öğrenmeye çalışmış ama yeterli gelmemişti. Takıldığı konuları kendisinden uzakta olan kızı ve oğlundan telefonla sorarak, komşu çocuklarını çığırarak öğrenmeye çalışıyordu. Zamanla bilgisayarının başına geçmeye korkar olmuştu. Ta ki İSMEK’in varlığını öğrenene kadar.
Emekli savcı Muammer Akkaya tanışma hikayesini şöyle anlatıyor:
“Aynı kursa devam eden eşim Neriman İSMEK’in kurslarına katılmaya adeta zorladı beni. “Sen gitmezsen bile ben dolmuşla, otobüsle giderim!” deyince düşünmeye başladım. Hiçbir programa, hiçbir disipline uymadan, özgürce ve kendimce yaşamayı, hiçbir şeye bağlanmamayı düşünürken, bilgisayar’ı öğrenmek için bir deneme yapmayı düşündüm. Çok ilginçtir yıllar önce, o zamanki adıyla Ankara Yarı açık Cezaevi’nde görevli Cumhuriyet Savcısı iken başlattığım ve daha sonra tüm Türkiye Ceza İnfaz ve Islah Kurumları’nda model olarak uygulanan ve sonraları, her nasılsa Türkiye çapında gelişip uygulamaya konulan “okuma-yazma” seferberliği aklıma geldi. Bilgisayarı öğretmenlerin önderliği ve eşliğinde, yeterli donanıma sahip dershanelerde öğrenme düşüncesi galip geldi. Üstelik ücretsiz bir hizmet sunuluyor ve “bitirme belgesi” veriliyordu. Bir engelimiz vardı artık. O da kış koşulları idi. Çünkü biz Aralık 2005 ayında kursa başlayacaktık. Zorunlu olarak evimizin bulunduğu Büyükçekmece’den Selimpaşa’ya, 25 kilometrelik yolu, karda, yağmurda, yani çok kötü hava koşullarında gidip gelecektik. Üstelik hafta başı sabah programına katılacaktık. İlk birkaç “kurs”luk deneyimimiz ve verdiği keyf, kurulan yeni arkadaşlıklar, yeni bir çevre öğrenme hırsımızla birleşince sonunu getirmeye karar verdim.
İSMEK Selimpaşa Bilgisayar Kursu’nda, bilgisayar ile ilgili temel bilgiler ve en çok öğrenmeyi istediğim MS Word’de ve diğer tüm konularda ne kadar bilgilendirildiğimi ve geliştirildiğimi –özellikle edilgen kullanıyorum- anlıyorum. Elbette yeni bir işe girecek değilim. Bu bilgimi yeni ya da başka bir görevde sınayıp kullanacak değilim. Ama “bilgi çağında” bilgisayarı öğrenip kendimi geliştirmede bana sağladığı doyumun mutluluğunu yaşıyorum.
Biz burada aslında eğitimden daha başka bir şeyi yaşıyoruz. Bilindiği gibi genel anlamda öğretim, gençlere kamu hizmetine girmeden önce kazandırılan genel nitelikteki kültürel hazırlıkların tümüdür. Eğitim ise, hizmete girerken ya da hizmete girdikten belirli bir süre sonra verilen ve görevlerin yerine getirilmesine yönelik özgül hazırlıklardır. Yetişkinlerin okul dönemi bitip, yaşama atıldıklarından sonra öğrenmelerinin güçleştiği ileri sürülmüşse de, öğrenme konusundaki araştırmalar, yetişkinlerin de gençler kadar öğrenebileceği, kimi alanlarda gençlerden daha üstün bir öğrenme çabası gösterebileceklerini göstermiştir.
Burada bir anımı aktırmak istiyorum. Ankara Yarıaçık Cezaevi’nde, 1980-1981 yılları arasında ilk “okuma-yazma” eğitimi kurslarında, işlediği bir suçtan dolayı aldığı cezayı çekmekte olan ve 70’li yaşlarını geçmiş olan bir hükümlü TRT’nin “Kalem Tutan Eller” adlı TV programında kendisine uzatılan mikrofona şunları söylüyordu.
“Diplomamın tabutuma örtü olarak konulmasını istiyorum!”
Öğrenmenin yaşı ve sonu yoktur. Büyük bir çaba ve özveriyle, disiplinli, ciddi, tutarlı, programlı, öğretici olarak hazırlanıp çok başarılı bir biçimde uygulamaya konulan İSMEK’i her yaş ve meslekteki tüm İstanbullu’lara öneriyor, hatta daha da ileri giderek, bu çok başarılı çalışma ve uygulamanın diğer tüm Belediye’lerce de örnek alınmasını diliyorum. İSMEK’i İSMEK yapanlara; kurucularından başlayarak, uygulamayı sürdüren yönetici ve tüm kademedeki çalışanlarına, öğreticilerine sonsuz teşekkürler. İyi ki varsınız!”